Edebya Nedir?

Edebya Nedir?

Kurucudan…
Dergi olarak doğdu…
Edebya, 2000′li yılların başında Sefer Göltekin ile çıkardığımız derginin ismiydi. O yüzden bu ismi devam ettirmek istedim.
Buradaki yazılar (Mustafa Uysal’a ait olanlar.) Tavşanlı’nın Sesi Gazetesinde daha önceki tarihlerde yayınlanmıştır.
Telif bilgisi vererek ve yazarları haberdar ederek kullanabilirsiniz.
Edebya madem ki dijital bir dergidir başka yazarlar da olmalıdır.
Artık diğer yazar arkadaşlar da var aramızda.
Edebya büyüyerek gelişmeye devam ediyor.
Kim bilir belki tekrar kâğıda basılmasına az bir zaman kalmıştır!
____________________
EDEBYA Nedir?
Aslında ilk merak edilen “Edebya” isminin ne olduğu.
Edebin, edebiyatın başlangıcı olduğunu söyler eskiler ve bu ilke benim de takip ettiğim yoldur. “Edeb ya Hu!” derler yine eskiler karşılaştıkları edepsizlik karşısında. “Edeb ya Hu!” göndermesi var evet, ama hayır tam olarak o da değil. Bu gönderme elde dursun, hemen şunu ilave edeyim: Sefer Göltekin ile 2000’li yılların başında çıkardığımız bir dergiye isim ararken “Edebiyatın ülkesi” olsun bu dergi, diye düşünmüştüm bu ismi. Sonra karar verdik ve öyle oldu.
Dergiler, dergiler, dergiler. Ah o dergiler.
“Edebya” şimdi burada ve var.
Blog olarak yayına başladı. Madem dedim, dergi çıkarıp iflas ediyoruz teknolojinin imkanlarını kullanalım, değil mi? Kullandık. İşte burası kağıtsız bir dergidir, her dem matbaa makinesinin sesleri yükselir kodlarının arasından.
Gazetede yazdıklarımı, yorumlarımı, eleştirilerimi yayınlıyorum burada. Birbirinden değerli yazar arkadaşlarım var ve onların da yazıları var artık. Gazeteden farklı olarak burada video, ses ve renkli fotoğraf, grafik yayınlama gibi imkanlar da var. Bunları da kullanıyoruz. Ticaret Odasının Kıvılcım dergisi için yaptığım röportajları da yayınlıyorum örneğin. Bazılarını sesli olarak yayınlıyorum ki okumayı sevmeyenler de buradan faydalansın.
Sadece yaşadığımız yerin dertleri tasaları değil bütün bir insanlığın tasaları olarak bakıyoruz burada paylaştıklarımıza. Bir insanın sözlerini hapsettiğimizde röportaj olarak geleceğe dair bir hafıza hücresini daha var ettiğimizi hayal ediyoruz.
Edebya bir blog evet. Kişisel bir blog olduğunu düşünüyor olabilirsiniz ama değil. Burada alıntılar da var şimdilik az olmakla beraber. Diğer yazar arkadaşlar var. Hatta delice bir hayal, dergiyi tekrar kağıtla buluşturmak istiyorum. İnşallah olur.
Bir mektup sıcaklığına ulaşana kadar yazmaya devam etmek istiyoruz. Yazdıklarımızdan sorumlu olduğumuzu bilerek yazmaya devam etmek istiyoruz. İlahi hafızaya kaydedildiğini bilerek yazmaya devam etmek istiyoruz. Çok aptalca gelecek size belki ama Orhan Veli nasıl yırtılan denizi dikiyorsa iş olarak, biz de yazdıklarımızla hatırlatmak istiyoruz önce kendimize. Neyi mi? Nereden geldiğimizi ve nereye gideceğimizi ve bu ikisi arasında nerede nasıl durmamız gerektiğini.
Bir şeyler yapmak lazım. Örneğin dua edebiliriz.
Tafsilatlı bir duadır belki edebya.