Adımlar ve Yollar
Mesut Sütçü
Önce yazdıklarını silmelisin... Yeniden başlamak gereği hissettiriyorsa zaman, en önce gönül dolusu söylediğin sözcükleri silmeli ve yeni bir hikâyeye başlamalısın... Çünkü bazen kelimeler kaçar senden. Kalem düşmeli ve artık düşünmelidir.
Her yolculuk biraz yorar ve biraz yıpratır insanı. Bazen bacaklar mecalsiz kalır. Omuzlarda eskiyen ve omuzları eskiten yüklerden kurtulmanın zamanıdır. Zira önünde durduğun, bir yol ayrımıdır. İşte tam yürümeye başlayan bir çocuk gibisin. Bütün mesele ilk adımda... Biraz telaş, biraz korku, biraz coşku... Yer çekimi kanununa uyma çabası bütün bu gayretler. "İki ayak üstünde durmak" düsturunun gereği ve çılgınca bir denge kavgası. Sonrasında ise ayaklarının üstünde durabilmek için her şey... Bu bir başlangıç... Bu bir merhaba... Bu bir zafer...
Her yol aynıdır ama aynı yollarda yepyeni yolculuklar yapmak her zaman mümkündür. Her yeni yolculuk yürümeye doğru atılan ilk adımdır. Malum bu uzun, ince ve kılıçtan keskin yolda, sonuna dek ayakta kalabilmektir önemli olan... Her yol ağzında mecalsiz kalsan da yürümeye inatla devam etmek... Ve bu anlarda ilk adımın heyecanında, coşkusunda, korkusunda ve telaşında bir çocuk olmak. Bütün yollarda bir çocuk yüreği taşıyabilmek... Koşar adım büyürken kaçar adım çocuk kalabilmek...
İlk adım... Başlayan, başlatan… İlk adım... Kalan bütün adımların vebali boynunda... İşte yeni bir başlangıç için silmelisin bütün yazdıklarını. Sözcüklere yeni görevler yüklemelisin. Çünkü bazen yeniden başlamak gerekir. Yollar bitmez evet ama yolculuklar biter ve bu yüzden insan adımları kadar iz bırakır. Sen adımların kadar iz bırakacaksın...
İşte şimdi yürümek zamanı...
240412