11 Ağustos 2013

Bir İnsanın Zamirler Arasındaki Gezintisi

Bir İnsanın Zamirler Arasındaki Gezintisi
Sema Aydoğan
İçindekileri yaşamına geçirebilir mi; yoksa yaşadıklarını içine mi atar bir insan? Bunlar olmayınca da karmaşıklığın ortasında mı bulur kendini? İçindekiyle dışındakinin birbirini tutmaması mı olmalı sonuç? Yaşadığımız hayat bizim mi, yoksa başkasının mı? Özenti mi?

Bir hayat düşün: Ben, sen ve onlar olsun. Düşüncem beni yaşamak isterken ve aynı zamanda sen de beni kendine uydurmaya çalışırken, onlar da kendi isteklerinin olmasını istiyorlardı. Benim yaşam dediğim şey bu üçlü arasında sürüklenmeye başlamıştı. Bu sürükleniş beni bazen rahatlatırken bazen de İnanılmaz çelişkilere düşürüyordu.
Bir hayat yaşıyordum ama bu kimin hayatıydı? Oyuncusu ben yönetmeni kimdi? Sen mi yoksa onlar mı? Aslında her insan kendi yönetmeni olması gerekiyordu ama diğer insanların başkalarının hayatlarının iplerini eline almaya çalışmasıyla hayatımdaki iyelik eki çıkarak sadece hayat kalıyordu ortada ama benim olmayan bir hayattı…

Ne kadar üzücü değil mi? Sonuçta sadece benim hayatım olması gerekirken geriye orada öyle duran, ama herkesin sahiplenmeye çalıştığı, belki bir dönem senin bir dönem onun olan, belirsiz zamirin bir hayatı kalıyordu.
(Bu yazının büyük kısmında emeğe geçen sevgili arkadaşım Aysel’e teşekkür ederim)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder