Havuç Yumurta Kahve
Sema Aydoğan
Zorluklarla karşılaştığınız zaman
nasıl tepki gösteriyorsunuz? Sıkıntılara, problemlere rast gelince hemen
dağılıyor musunuz? Yoksa ‘’Nasıl olsa derdim başımdan aşkın kimse bana bulaşmasın .’’ diyerek, başta
kendiniz olmak üzere transa geçip etkisiz hale mi geliyorsunuz? ‘’Vardır
bunun da bir hikmeti, Allah sabredenlerle beraberdir.’’ diyerek
kendinizi bitirmek uğruna, kendinizi ateşe atma pahasına diğer insanlara
mutluluk veren, huzur veren, ağızlarına lezzet veren bir sevgi kaynağı
mısınız?
Kaç derece ısı lazım hamdım yandım
piştim dedikten sonra büsbütün olgun biz olmaya? Nelerden geçmeliyiz ki
içerlerinden de geçerken onları bir bir azığımıza katıp: ‘’ Tamam ben
tüm gücümle ayaktayım yola devam edebilirim.’’ diyebilmeliyiz
hayatımızda. Bir kazanda kaynadığımızı düşünsek nasıl bir kıvama geliriz
ki biz acaba?
Bu hafta bir hikayeyle devam edelim yazımıza söylemek istediklerimin daha iyi anlaşılması adına.
Bir baba ile kızı dertleşiyormuş. Kız
babasına, çok sıkıntı çektiğinden, sorunlarla baş edemediğinden bahsetmiş.
Babası kızını dinlemiş, kızını mutfağa götürmüş.
- Gel, sana bir şey göstereceğim!
Ünlü
bir aşçı olan baba, ocağa üç tane eşit büyüklükte kap koymuş, üçüne de
eşit su koymuş ve üçünün de altını aynı miktarda yakmış. Ve birinci kaba
bir havuç, diğerine bir adet yumurta, diğerine ise bir avuç çekilmemiş
kahve çekirdeği koymuş. Ve her üçünü de tam 20 dakika pişirmiş. Daha
sonra ateşi kesmiş. Sonra masaya 2 tane tabak bir tane de boş bardak
koymuş. İlk önce haşlanmış havucu alıp bir tabağa koymuş. Sonra pişmiş
yumurtayı diğer tabağa koymuş. Sonra da suya iyice sinmiş ve tam
kıvamında kahve görüntüsü olan kahveyi de alıp bir bardağa boşalttıktan
sonra kızına dönerek,
- Kızım, söyle bakalım ne görüyorsun?
Kızı;
- Havuç, yumurta ve kahve
Kızını
masaya iyice yaklaştıran baba bunlara daha yakından bakmasını istemiş.
Kızının şaşkınlığını gören baba, anlatmaya devam etmiş:
– Havuç
haşlandığı için yumuşak bir hal aldı. Yumurta, artık pişmekten içi
katılaşmış sert bir hale geldi. Kahve ise, harika olmuş. Tadı da çok
hoş.
Kız, iyice şaşırarak sormuş;
- Baba, bunu bana niçin gösteriyorsun?
Babası;
-
Hepsi aynı şekil kapta, aynı sıcaklıkta, aynı dakika pişti. Fakat hepsi
bu etkiye farklı tepki verdiler. Havuç ilk başta sertti, güçlü idi; ama
kaynatılınca yumuşadı, güçsüzleşti, çözüldü. Yumurta çok kırılgandı,
hafifçe dokunsan çatlayabilirdi; ama kaynatılınca içi sertleşti, hatta
katılaştı. Bir avuç çekilmemiş kahve ise yine sertti, hepsi birbirine
benziyordu. Fakat ısıtılınca ne oldu; bu kahve çekirdekleri, ısındılar,
gevşediler ve içinde oldukları suya yayıldılar. Suyu eşsiz bir tat da
bir kahveye çevirdiler. Şimdi söyle bakalım kızım sen hangisisin?
Bunun üzerine ben de bize sorayım! Söyleyin bakalım biz hangisini
olmayı tercih edelim? Karar, sizinle benim=) Güzel sevgi dolu günler
dilerim hepinize!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder