ösym etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ösym etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Mart 2017

SINAV SAATİ

SINAV SAATİ
M.Uysal
Örneğin, sınav kaçta olsa tam vaktinde gelirsiniz?
Tamam, bu soruyu sormamış olayım.
Gazeteler, televizyonlar, sosyal medya dün bu olayın üzerine çullandı. (12.03.2017 YGS)
ÖSYM aylar öncesinden ilan etti ve okullar öğrencilere duyurdular. (19 Ocak tarihli gazetelerde yer aldı. Yani son anda yapılmadı değişiklik.) Yani duymayan kalmadı. (Sahiden hala duymamış öğrenci varsa onun için diyecek bir şey bulamıyorum.) Yeni bir saat uygulaması yapacağız, sınav 10.00'da başlayacak ve 09.45'ten sonra kapılar kapanacak, dediler. Emin olun sınavla azıcık ilgili olmayan bile bunu duydu.

Ne mi oldu?
Sınav kapısından geri döndürülen ve ağlayan öğrenci haberlerini gözümüze soktular gün boyunca. Dedikleri gibi yaptılar, kendi gözlerimle gördüm, 09.45 olduğunda kapıları kapattılar.
Sahiden bütün erken planlarına rağmen başına bir hal gelmiş olanları tenzih ediyorum, diğerleri için soruyorum: Örneğin öğle vakti olsaydı sınav, yetişebilir miydiniz? Sanmıyorum. İstanbul'daki birkaç öğrenciye hak vermek isterdim. Trafikle ilgili sorunları söylediler. Tecrübesizliklerine veriyorum. Lise sona kadar İstanbul'da yaşayıp da trafiğin huyunu öğrenememiş olmaları da ayrı bir garabet. Ya diğer iller hatta ilçeler. Yaşadığım küçücük yerde bile buna benzer olay gözümün önünde yaşandı. Geç kaldılar.

Sanırım ergen kafası böyle işliyor diyecektim, vazgeçtim. Bizim insanımızın genel olarak kafası böyle çalışıyor. Beklesinler, işleri ne? Aynen bu alay cümlesi ile düşünüyorlar. Allah şahit ki bizim insanımızın çoğu böyle düşünüyor.
Sözleştiği vakitte gelen kaç arkadaşınız oldu Allah aşkına?
Programların tam vaktinde başladığını nerede gördünüz acaba?
Devlet erkanı hangi yere tam vaktinde gelebilmiştir?
Hangi düğünün davetiyesindeki saat gerçektir?
Hangi tren saatinde gelmiştir?
Bizim zamanla problemimiz var.

Bir kez tren kaçırdım, üstelik sürekli kullandığım trendi. İstiklal Marşı törenini çok uzatmıştı müdür. O günden sonra içimde büyük bir yara oldu bu durum. Hayatımdaki en büyük stresi bu belirlenmiş zaman yüzünden yaşıyorum. Birisi zaman verdiyse bu benim en büyük derdim oldu. Zira zamanın cezalandırması diğer şeylere benzemiyor. Geri gelmiyor zaman. Elinizden uçup diyor.
Kolumdaki saat iki dakika ileridedir. Telefonumdaki ise tam vaktini gösterir. Şundan eminim, tam vaktinde gelmek hatta biraz önceden orada olmak enayilik olarak olarak algılanıyor bu toplumda. Zira herkes biliyor ki, kimse vaktinde gelmeyecek ve zaten o şey vaktinde başlamayacak. Bu anlayışımız her işimize yansıyor ve biz hep kaybedenlerden oluyoruz.
Söz verip sözümüzde durmuyoruz tam vaktinde yoksak. İnsan, sözünde durmuyorsa nasıl olur da diğer işlerde güvenilir olur? Bir saat verilmişse ve siz de bunu kabul etmişseniz bir sözleşme imzalamışsınızdır. Sözleşmeyi yok saymak, sözümüzü yok saymak önce bize zarar verir.
Bir yere sözüm varsa, bütün işlerimi o saatte orada olabilecek en makul hatta beklenmedik bir gelişme için duruma göre süre de ekleyerek hesap etmeli değil miyim? Böyle olmalı.

Şimdi suçlayalım... Zalim görevliler bir dakika için öğrencinin bir yılını heba etti... Kapıdaki polis ve görevli öğretmenler sahiden haksızlık ettiler mi o öğrencilere? Bütün suç onların mı? Bu sınav çok önemli bir sınavmış anladığım kadarıyla... Sahi mi? O kadar önemli, hatta ömründen bir yılını alıp götürecek bir şeymiş mi? Emin misiniz? Bu kadar değerli bir şey için 30 dakika erken gelmeyi düşünememiş mi 17-18 yaşındaki gençlerimiz? Ya aileleri? Keşke okul kapısında yatsaydılar, trafik belasına muhatap olanlar, uyanamayanlar. Bu daha gurur verici bir haber olurdu.

2012 yılında şahit olduğu şeyi aktarayım: Sınava ben de girdim o sene. İl merkezinde yapılıyordu sınavlar o zaman ve ömrümde bu civarda ilk defa bu kadar kalabalık bir trafiğe şahit oldum. Yola erken çıkmış olmama rağmen, sınav saatinden 60 dakika evvel orada olacak şekilde bir hesaplama yapmama rağmen, 20 dakika kaybettim. Bazen hesapladığınız gibi olmuyor. Kütahya merkezde tam köprülü kavşağın üzerine önümüzde iki araç çarpıştı. Araçlardan birinin içinde 3-4 öğrenci vardı sınava girecek. Yaralandılar, müdahale edildi. Sanırım sınava giremediler. Kaza olmasaydı okullarına 30 dakika öncesinden yetişeceklerdi. Olmadı. İşte burada bir kader var. Bazı şeylere siz hükmedemiyorsunuz. Tevekkül ile karşılıyorsunuz. Elinizde olan bir şey değil. Okul kapısında sabahlasanız bile başınıza tahmin edemeyeceğiniz bir hal gelirse o sınava giremeyebiliyorsunuz. Oluyor. Bu durumda olanları hariç tutarak ve Allah'ın onlar için de bilmedikleri bir güzellik murat ettiğini temenni ederek diyorum ki, toplum olarak zaman problemimiz var. Biz onu köle edinmezsek o bizi sürükleyip götürüyor. Biraz daha gayret.

(Bu konuyla ilgili daha önceki yazılar aşağıda verilmiştir.)
http://www.edebya.com/2010/06/gundeme-dair-uc-mesele.html 
http://www.edebya.com/2010/12/tebrikler-tam-zamaninda.html 
http://www.edebya.com/2009/06/az-sonra-basliyor-degil-tam-vaktinde.html 
http://www.edebya.com/2011/01/mekke-vaktinde-fethedilmedigi-icin.html