Kalbimize Şarjör Dayanmıyor
Muhammed Halil Kaya
Genelde yola rotasız çıkmak huyumdur. Kaybolduğumda “ah şu huyum kurusun” demedim hiç bugüne kadar.
Kaybolmanın bir hikmeti var. Kaybolmanın yollara ve sokaklara özgü bir raconu var. Olmadık bir otobüse binebilirsin mesela, olmadık bir yola sapıp kendini olmaman gereken bir yerde bulabilirsin. Olmadık insanlarla karşılaşır, “buraya mutlaka yine gelmeliyim” diyebilirsin. “Nerden düştü buraya yolum” diyeceğin yerler de gelir bazı vakitler önüne. Fakat bir şeyin garantisi vardır: “Keşfedilmemiş yerler keşfetmek.”
Önce ciğerlerine doldurursun gittiğin yerin havasını. Tabii Hindistan’ın adamı bayıltacak kadar yoğun tütsülü sokaklarında dolaşmıyorsan. Sonra uzun uzun yürümeye başlarsın. Serin bir rüzgâr esiyordur bir yerlerden. Nerede olduğun önemsizdir artık. Yürüyorsundur. Kalbin ve sen varsındır adımlarına eşlik eden. Kimisi kalbine yürür, kimisi gerisin geriye. Yürüdüğün yer kalbinin de olduğu yerse değme işte o yürüyüşün