20 Eylül 2013

Kalbimize Şarjör Dayanmıyor

Kalbimize Şarjör Dayanmıyor
Muhammed Halil Kaya
Genelde yola rotasız çıkmak huyumdur. Kaybolduğumda “ah şu huyum kurusun” demedim hiç bugüne kadar.

Kaybolmanın bir hikmeti var. Kaybolmanın yollara ve sokaklara özgü bir raconu var. Olmadık bir otobüse binebilirsin mesela, olmadık bir yola sapıp kendini olmaman gereken bir yerde bulabilirsin. Olmadık insanlarla karşılaşır, “buraya mutlaka yine gelmeliyim” diyebilirsin. “Nerden düştü buraya yolum” diyeceğin yerler de gelir bazı vakitler önüne. Fakat bir şeyin garantisi vardır: “Keşfedilmemiş yerler keşfetmek.”

Önce ciğerlerine doldurursun gittiğin yerin havasını. Tabii Hindistan’ın adamı bayıltacak kadar yoğun tütsülü sokaklarında dolaşmıyorsan. Sonra uzun uzun yürümeye başlarsın. Serin bir rüzgâr esiyordur bir yerlerden. Nerede olduğun önemsizdir artık. Yürüyorsundur. Kalbin ve sen varsındır adımlarına eşlik eden. Kimisi kalbine yürür, kimisi gerisin geriye. Yürüdüğün yer kalbinin de olduğu yerse değme işte o yürüyüşün
güzelliğine. Vallahi kalbin de ayaklanır seninle birlikle yürür.

Sokaklar farklı haz verir, pencereler bir başka güzel gelir, ah şu evlerin yaslı kapıları…

Yoldasındır. Belki bir göl kenarıdır, belki bir çöl kumu, belki de ufak bir kaya parçasının sıkıntılı keskin yanı. Kim bilir orası öğretildiği gibi bir yer değil, gördüğün gibi bir yerdir. Bunu sadece ordayken anlayabilirsin işte. Şimdiye kadar okudukların; o tezler, o makaleler yanlış çıkar, sarsılırsın. Hele konuşup durduğu bir bölgeye adımını atmamış, o yollara hiç çıkmamış, insanlarıyla tanış olmamış uzmanlara şaşırarak bakarsın. Dediklerini ise aklın almaz. “Hiç de öyle değilmiş” dersin.

Bazen kalbin sıkışır, isyan edersin. “Ulan” dersin, “Ulan siz Suriyeli çocuklara sorun bakalım Beşar Esed’i.” Bazen Mostar’dan atlamak isteyebilir, bazen Dubai’nin nasıl saçma sapan bir yer olduğunu anlamaya çabalarsın, bazen de çıkmaz bir sokağa girdiğinde küfrü basarsın. Çıkmaz sokak mı olurmuş abi? Olmaz öyle şey. Bütün sokaklar bir yere çıkmalı. Bütün yollar bir başka yola. Bütün evler güneş almalı. Güneş batarken hep arkana düşmeli. Uzaktan bakınca toprak kokulu bir bozkırda yürüyormuşsun hissi vermeli.

Velhasıl, uzaktan bakınca sırt çantanın pek bir önemi yoktur, çantan sırtında ve yürüyorsan yol önüne serilir.

Uzak yerler biliyorum, evet.

(Yazarın izniyle alındığı kaynak: http://kulturgundemi.com/muhammed-halil-kaya-kalbimize-sarjor-dayanmiyor.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder