SİZ ESKİDEN NE YAPARDINIZ?
Biz eskiden dolmalarımızı zeytinyağlı yapar at arabası ile taşırdık. Atlar mutluydu.
Biz eskiden gaz lambasını kısıp uykuya dalardık, rüyalarımız is kokardı.
Biz eskiden YSE kamyonlarının tozunu yutar üstüne ayran içerdik, inekler gülümserdi.
Biz eskiden çamura saman katar duvarlara can verirdik, ustalar suskundu.
Biz eskiden mezar kazan adamlar görmezdik, kişi ölünce toprak ağzını açardı.
Biz eskiden harf denilen eğri çizgileri dizlerimizin üstüne yatırıp ninnilerle uyuturduk.
Biz eskiden rakı masaları kurardık, masalar mutluydu, devlet erkanı mutlu; biz telaş içinde.
Biz eskiden türkü sözlerini bilmezdik, türküler kağıda dökülünce kalbimizden...
Biz eskiden çok kirliydik. Bırakın şampuanları, koca çaylar paklayamazdı. Hiç içinden çıkmazdık zira.
Biz eskiden atların, tarakların ve bebeklerin dişlerini görürdük. Hepsi de beyaz değildi üstelik.
Biz eskiden çatısız evler yapardık, her gece misafirimizdi yıldızlar.
Biz eskiden atlara et itlere ot verirdik, yemezlerdi de açlıktan da ölmezlerdi.
Biz eskiden fesleğen tohumlarının ve suyun ve toprağın ve sineğin birkaç adım ötemizde olduğunu bilirdik.
Biz eskiden ölünce bir daha dirilmezdik. Ölen ölürdü, kalan sağlar bizimdi.
Biz eskiden uygunsuz ticaret yapan kadınların vergileriyle okul yapılmıyor sanırdık.
Biz eskiden çitlembik ağaçlarını ve iğdeleri kuşlara emanet ederdik.
Biz eskiden içimizde titreyen bir yer olduğunu bilir adını koymazdık.
Biz eskiden aşık olur, aşkımızı ilan ederdik, kimseler haberdar olmazdı anamızdan başka.
Biz eskiden toy gençlerin ellerine bıçak verdiğimizde önce ellerini kesmelerini beklerdik.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder