KIZILBÜK, BİR GARİP TECELLİ
Kızılbük Köyüne gitmeye karar verdik ve o gün gittik. (4.12.2009)
Kızılbük Köyünü buralardan birine tarif etmeniz gerekirse illaki Değirmisaz adını kullanmak zorunda kalıyorsunuz ki, bu bana çok tuhaf geldi hep. Neden böyle? Daha doğru olan soru şu olmalı: Niçin Değirmisaz Köyü Kızılbük Köyünün hakkını gasp etmiştir?
Ne demeye çalıştığımı ilerleyen satırlarda daha iyi anlayacaksınız. Kızılbük Köyünde ülkemizin tamamında bilinen bir kömür işletmesi vardı desem kimse bilmez. Değirmisaz kömüründen bahsetsem hemen bilirsiniz. İlginç olan şu ki aslında bütünüyle kömürün bulunduğu saha ve harabeye çevrilen yer Kızılbük Köyüdür. Kömür işletmesinin adı ve kömürün adı ise Değirmisaz Köyüne nispet edilmiştir. Sizce neden? Bana kalırsa 1928-1931 yılları arasında oradan geçen tren yolu ve oradaki istasyonun adı bu konuda çok etkili olmuştur. Aşağıdaki belgeye bakalım.
(Bütün belgelerde kömürün yeri olarak Kızılbük gösterilmektedir.)
(KARARNAME
Kütahya Vilayetinin Emet Kazasına bağlı Kızılbük Köyünde kain olup, Mekşufen keşfedilerek Hükümete intikal eden Linyit Madeni imtiyazının ETİBANK'a ihalesine dair olup,Şurayı Devlet Reisliğinin 21.1.1938 tarih 892 sayılı tezkeresi ile gönderilen Maliye ve Nafia Daireleri ile Umumi Heyetin 25.12.1937 ve 30.12.1937 tarih 63/72 ve 231/226 sayılı mazbataları ile mukavele ve şartname layihaları ve yerinin haritası icra vekilleri heyetince 16.2.1938 tarihinde tetkik olunarak adı geçen ilişik mukavele ve şartnamelere göre ETİBANK'a ihale olunmuştur. 16.2.1938 İmtiyaz müddeti 99 senedir. Reisi Cumhur Kemal Atatürk)
Değirmisaz Havalisindeki Linyit Yataklarının Tarihçesi
1928-1931 yılları arasında Kütahya-Balıkesir tren yolunun inşası sırasında Kütahya'dan 90 km.Balıkesir'den 164 km mesafede bulunan Değirmisaz havalisindeki linyit yataklarına hususi teşebbüslerden,
1 - Tırak Türk Anonim Ortaklığı (Kızılbük Köyünün Doğusundaki sahaya)
2 - Ahmet Acar (Emetli) Kızılbük Köyü batısındaki sahaya,
3 - Rahmi (Bu sahayı bilahare Halit Özyürek de çalışmıştır), Ahmet Acar ile Remzi Güres ve Şerikleri arasındaki sahaya,
4 - Remzi Güreş ve Şerikleri Osman, Hüseyin ve Mustafa Koç Kardeşler (Çayır Köyün kuzeyindeki sahaya müracaat ederek) 1931-1932 yıllarında imtiyazını almışlardır. (Derleyen, Mehmet SÖZERİ, 1980)
Hemen hemen bütün belgelerde Kızılbük Köyü kömürün çıkış yeri olarak tescil edilmiştir ama hemen ardından gelen tanımlama nedense Değirmisaz kömürüdür. Hafif bir gülümseme ile anlamaya çalışmaktan başka ne gelir elimden?
Bütün yükü çeken, bütün çilesi kendisine kalan, ezilen, horlanan, toprakları talan edilen, harabeye çevrilen, karış karış bütün toprakları hırpalanmış olan Kızılbük’tür ama oradan çıkan kömürün adı Değirmisaz Kömürüdür. Şöhreti çalınmış bir köydür yani Kızılbük. Gerçi şöhret neye yarar bu kadar harabattan sonra? Belki en azından Kızılbük adı geçtiğinde neresi olduğu bilinirdi. Değirmisaz’ın yanında… Kaldı ki, Değirmisaz İstasyonu bile aslında Kızılbük’ün bir mahallesi. Tam 7 ayrı mahallesi var köyün. Merkezi köyün tamamı sanıyorsanız minicik görünür ama yanılırsınız. Bu kadar yeter. Buradan anlaşılması gereken şudur: Değirmisaz Kömürü diye bir şey yoktur aslında, Kızılbük Kömürü vardır ve hakkı olan şöhretten mahrum kalmıştır köy.
Kızılbük’e daha girmeden önce İstasyon Mahallesinde fotoğraf çekimi için durduk. Gözle görebildiğimiz her yerin fotoğrafını çektik. Oraları çocukluğumdan hatırlıyorum. Yani 25 sene öncesi falan. (80’li yıllar.) Demiryolu boyunca yürüyerek Kadıköy’den oraya giderdik. Çarşı kalabalıktı, kahvehanelerde oturacak sandalye bulmak zordu. Bakkallar, lokantalar, kasaplar vardı. Belki son demleriydi ama vardılar. İnsanlar oraya rağbet ediyorlardı. Şimdi fotoğrafladığımız yerde binaların çoğu yoktu ve olanların da ancak korku filmlerine malzeme olması mümkündü. Hayır elbette orada halen oturanlar var ve modern binalar var. Muhtar mesela orada oturuyor. Benim kastım o ki, ilk bakışta kömür işletmelerinden arta kalan her şey yıkıma uğramış. Beton merdivenlerde, bina içlerindeki beton zeminlerde bacağım kalınlığında ağaçlar yetişmiş.
Şimdi bu köyle ilgili sorulması gereken yüzlerce soru var. Bunlardan bazılarını soralım:
-Devlet kömür bitti diye çekildiği halde niçin özel sektör devam etmiştir?
-Devlet yeraltından kömür alırken özel sektör nasıl yerüstü (Açık ocak) çalışmıştır?
-Bölge arazisi niçin harap edilmiştir? Mühendis kullanılmış mıdır?
-Kim hangi şartlarda çalışmıştır?
-Köy bugün hangi şartlardadır?
-Geçimini neyle sağlamaktadır?
-Oradaki şirket şu an ne iş yapmaktadır ve köylü ile geçimi nasıldır? Faydası var mıdır?
-Köyün çalınan isim hakkı ne zaman geri verilecektir?
Bu sorular uzar gider…
Şimdi gelelim küçük hikayemize. 1928-30’lu yıllarda tren yolunun geçtiği sıralarda yani Kızılbük Köyünden şantiye binası için yer isteyen memurlardan birine olumsuz cevap verilmesi üzerine memur bey gitmiş Değirmisaz Köyünden yer almış bunun üzerine Kızılbüklülere, “Ben size bir oyun oynarım, görürsünüz.” diye tehdit etmiş. Yol açılınca da Kızılbük’e yapılan istasyonun adını Değirmisaz İstasyonu koymuş. Allah’ın memuru işte. O günlerin şartları neydi nereden istediler, nasıl istediler, kimden istediler, o günlerde işletilen maden zaten nereleri işgal etmişti, devlet Kızılbük Köyüne nasıl bir zarar vermişti de onlar tren yolu yapımı için izin vermediler? Bu saçmalık daha ne zamana kadar devam edecek? Hikayenin devamı da var elbette. Sonraki günlerde Kızılbüklüler toplanıp bu haksızlığa son vermek için çeşitli girişimlerde bulunmuşlar. Karşılarına yine Allah’ın memuru çıkmış. Emet’te bir memurcağız “Ne olacak canım öyle oluversin, karıştırmayın.” Sana ne be adam? Bu girişimler de sonuçsuz kalmış maalesef.
Orada bir istasyon var, Kızılbük Köyünün bir mahallesi ama adı Değirmisaz İstasyonu. Orada bir köy var, artık köy bile sayılamayacak kadar çok parçalanmış, tarumar edilmiş, arazileri elinden alınmış, GLİ’de olduğu gibi kamu işçisi olma hakkı verilmemiş, hayvan otlatacak arazisi bile azalmış, boşalmış, yoğunluk zamanında da madenin kirini, pasını, gürültüsünü çekmiş, hala şu anki maden sahipleri ile limoni, her türlü cefasına katlanmış ama saçma bir memur davranışı yüzünden en doğal hakkı elinden alınmış, işte öyle bir köy var orada. Değirmisaz Kömürü diye bir kömür var mı, diye şimdi size sorsam artık nasıl bir cevap vereceksiniz?
Şimdiki muhtar epey cevval bir adam olan Rıza Zengin Bey epey ısrar etmemize rağmen köyünün pek önemli sorunlarının olmadığını söyledi bize. Bana göre bu çalınmış hak sorun olarak yeter de artar bile. İnanıyorum ki devletle nasıl muhatap olunacağını gayet iyi bilen muhtar bey bu durumu çözen kişi olarak tarihe geçmekten çekinmeyecektir.
Kim bilir belki de bir gün trenle oradan geçerken Kızılbük İstasyonuna uykulu gözlerle bakar ve bu hakkın teslim edildiğini görürsünüz. (Haritadan bakınız.)
KÖYLE İLGİLİ HALİL ORAL'DAN ALINAN YAZIYI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder