21 Ağustos 2010

OKU -YAZ BAHAR -KIŞ


OKU -YAZ BAHAR -KIŞ

Yazarlığa başladığım günleri hatırlıyorum da ilk yazdığım cümleler arasında, “Ali gel.” vardı. Ali gel, yazdığım günlerden sonra neler yazmadım ki? “Elle gelen düğün, bayram.” Atasözünü mü açıklamadım, “Üzüm üzüme baka baka kararır.” sözünü mü yorumlamadım, neler neler.

Ondan sonraki yazarlık yıllarımda ise daha çok natürel çalıştım. Doğaya özgü şeyleri yazdım mesela. Bazen sentetik şeyleri de yazdığım oldu tabi. Pazara giderken natüralist takılıyordum; iki kg. elma, bir kg. armut, 3 kg. patates, 0,5 kg. soğan gibi. Pazarla birlikte markete de uğranacaksa, natüralizmin etkisiyle birlikte suni sentezler yapıyordum. Örnek: Makarna, margarin, salça, bulaşık sabunu, deterjan... Gibi.



Sonra sonra yazarlık deneyimlerim rakamlar üzerinde yoğunlaştı. Arkadaşlarla bir yere oturduğumuzda sayıları hep ben yazardım. Hesapları onlar tutar, kâğıda ben geçirirdim. 40'tan düşülecekse bunu en iyi yine ben yazardım. Bir keresinde hatırlıyorum koca bir defter bile doldurmuştum. Baştan sona telefon numaraları ve adresler yazmıştım ona. O zamanlar cep telefonu icat olmamıştı daha. İcat olmuştu da bize uğramamıştı yani. C.Ö. 1990'lı yıllardı zannederim. (C.Ö. = Cep telefonundan önce. C.S. malum.)

Bir ara düşünce suçlusu konumuna bile düştüm. Yazarlık zor zanaat (Bilerek zanaat yazılmıştır.) canım. Resmi form doldururken yazdığım bir düşüncemden dolayı epey bir para cezası almıştım. Mal beyanında, maliyeye ithafen yazdığım, “Sana ne, yok işte!” başlıklı makalem yüzünden para cezasına çarptırılmıştım. Bu ülkede yazar olmak gerçekten zor. Mesela ben de diğer büyük yazarlar gibi günlük tutarım. Her sene başında bir ajanda alırım, başlarım yazmaya. Geçen günü yazmakta epey zorlandım. Düşünce mesleği, öyle kolay değil, saçımı kestirdiğimi nasıl daha sanatlı ifade edebilirim, diye epey zorlandım.

Artık yazarlığın zirvesindeyken daha önemli şeyler, şöyle bir başyapıt, ortaya koyma gereği duyuyorum. Daha önce yazıldı mı bilemem ama benim yazdığım bir başka olacak, “Patatesin fiyatı üzerine dengesel ritimler.” başlıklı bir başyapıt düşünüyorum. Tamamen deneme yanılmadan ibaret olacak olan bu eserimin, şimdiden piyasayı yakıp kavurmasından korkuyorum. Yine de piyasaya kıyıp bu eserimi tamamlayacağım.

Bundan sonraki yazarlık kariyerimi ise Tavşanlı’nın Sesi gazetesinde, “OKEY NOTLARI” ve “CHAT GEYİKLERİ”ni kaleme alarak tamamlamak istiyorum. Daha şimdiden büyük okuyucu kitlem var. Bakalım oyun kime kalacak? Okuyucum, seni love’yorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder