Baştan söylemeliyim ki bir edebiyat eleştirmeni değilim. Daha önce de sevdiğim yahut sevmediğim kitaplarla ilgili yazdım ama kişisel beğeni düzeyinden öte bir şey değildir söylediklerim.
Kitapçıma uğradım, yeni kitaplara baktım sonra bu kitap dikkatimi çekti. Yazarı Kütahyalıydı ve genç birisiydi. Hacimli bir roman ve genç bir Kütahyalı olunca dikkatimi çekti. En azından olayların Kütahya’da (Germiyan) geçiyor olması dolayısıyla kitabı aldım ve öylesine okumaya başladım. Yazar Ayfer Kafkas Doğu Dilleri ve Edebiyatı okumuş acaba kitaba etkileri nedir? Açıkça söylemek gerekirse sadece olaylar Kütahya’da geçiyor diye bir romanı okumak kolay olmaz. Masamda birkaç gün bekledi kitap. Ara sıra bazı sayfalarını rasgele açıp okudum. Bu okumalar sırasında dikkatimi toplayıp devam etme isteği uyanmaya başladı. Nihayet baştan okumaya karar verdim ve hiç ara vermeden çok kısa sürede bitirdim. Bu, genelde Mustafa Kutlu kitaplarında yaptığım bir şeydir. Yani kitaba başlarım ve bitince bırakırım. Bu sefer de böyle oldu. Kitabın etki alanına girmek çok kolay oluyor okumaya başlayacaklar için söylemeliyim. Büyücüler, cinler, olağanüstü güçler derken tarihin sarmalında kayboluyor ve Germiyan Sancağında kendinizi olayların
akışında buluyorsunuz.
Esrarname, Yasak İlmin Kitabı, Ayfer Kafkas…
Timaş Yayınlarından çıkan bir kitap ve henüz çok yeni. Konusu çok ilginizi çekecek fantastik olaylardan oluşuyor. Kitabın fantezi kurgusu batılı anlayışla değil doğulu anlayışla kurulmuş elbette. Yoksa işin içine Süpermen falan da girebilirdi. İranlı bir büyücü olan Tir-i Danende tarafından yazılan bir kitap olan Esrarname etrafında geçen olaylar son olarak gelip Kütahya’ya uzanıyor ve kahramanımız Esved’le devam ediyor. Kitap kendisiyle muhatap olanları oldukça etkileyip yıllarca peşinden koşturacak kadar yaman bir şey. Kitaba dair ayrıntıları yazmamak için yuvarlak ifadeler kullanmak zorundayım tabi. Kitabın peşinden koşan insanlar var ama sadece insanlar da değil kitabın peşinde olanlar. Aralarında bir de cin var ki olaylara renk katıyor ve gece yarısı okuyorsanız tüylerinizi ürpertiyor. Asfar adlı cine dair tasvirler oldukça çarpıcı. Neredeyse sarı bir duman odanızı dolduracak ve siz de bir yerinden olaylara dahil olacaksınız…
Doğu Dilleri ve Edebiyatı okuyan bir yazarın kitabına aktardıkları bilgisinin pek de yüzeysel olmadığını gösteriyor ancak dil konusunda sanki yapmacık kalmış. O dönemin dilini bazen kullanmış bazen kullanmamış. Bugünkü dille okuyup dururken bazen araya eski tamlamalar ve kelimeler girince afallatıyor insanı. Gerekli mi gereksiz mi diye düşündüm ama bir karara varamadım. Sanırım diğer okuyucuları nasıl etkileyeceğini bilememekten kaynaklanıyor bu tereddüdüm. Dil konusunda çok etkileyici olduğunu söyleyemem. Belki diğer okuyucuların dikkatini bile çekmeyebilir.
Kitaptan çok etkilendiğimi itiraf etmeliyim. Kurgusu çok iyi, düğümler iyi atılmış ve çözüldüğü yerler gayet ustaca. Kitabın finali de çarpıcı. Bazı yerler var ki kurguyu zorladığını hissediyorsunuz. Tellak Hamdi’nin iyi niyeti hiç sorgulanmamış örneğin ve o pala bıyıklarıyla nasıl olup da aylarca kendini gizleyebildiği. (Bu bölüm, kitabı okumayanlar için pek anlaşılır olmayacaktır.) Kahramanlar çok ustaca seçilmiş özellikle kahramanların isimleri ve kendilerine buldukları lakaplar gayet güzel. Sarı ve siyahın sürekli kavgası var ve bu iki rengin dışında akılda kalıcı bir renk yok neredeyse. Gecelerle ve karanlık güçlerle muhatap bir kahramanın hayatında başka ne olabilirdi ki değil mi?
Her maceranın bir aşkla yolunun kesişmesi doğuda da batıda da farz (!) olduğundan bu macerada da elbette aşk var ve bu utangaç aşkı neredeyse hoş bile bulabilirsiniz. Niye olmasın? Kütahya’nın romanda Germiyan olarak geçmesi de tarihi bir zorunluluk gibi görünse de aslında ince bir seçim olabilir, bilemiyorum. Kütahya’nın sokaklarında Esved’le birlikte dolaşmak, Muntazır’ın kirli çırağının saf gözleriyle gölgeleri takip etmek yaşadığınız yeri daha da sevmenize yarıyor. Kitabın en başında bir kroki var. Kahramanların yaşadıkları yerleri, olayların geçtiği mekânları işaret ediyor. Sanki yitik bir hazinenin krokisi gibi duruyor ve kitaba ayrı bir hava katıyor bu kroki. İyi fikir.
Kitapla ilgili iyi kötü birçok şey söyledim ve bazılarını söyleyemedim. Tekraren ifade etmeliyim ki kitabı çok sevdim. Genç bir yazardan böyle bir eser beklemiyordum. Yazarı biraz araştırdım sanırım ilk kitabı ve başka da eseri yok. Böyle güzel bir kurgusu olan yazar tek bir kitapla kalırsa yazık olur. Büyük ihtimalle başka projeleri de vardır. Yazarı tebrik ediyorum ve bu güzel eseri bize kazandırdığı için de teşekkür ediyorum. Yeni çalışmalarını merakla bekliyorum.
Yazarla yaptığımız röpörtajı okumak için tıklayınız.
* * *
Arka Kapak
Esrarname
Yasak İlmin Kitabı
Esrarname & Yasak İlmin Kitabı, Ayfer Kafkas
TİMAŞ YAYINLARI
Bildiklerin, gördüklerinden ibaret ama her şeyi görüyor musun? İşte sana görmediklerini vaat ediyorum, iyice düşün, istiyor musun…
İranlı büyücü Tir-i Danende tarafından, yüzyıllar önce kaleme alınmış bir kitaptır Esrarname. İçindeki çeşitli büyü ve tılsımlarla sahibine sonsuz imkânlar sunan, ölümsüzlüğün kapısını aralayan, alabildiğine gizemli ve bir o kadar da tehlikeli bir kitap…
Esrarname’nin beraberinde getireceği karanlığın farkına varan âlimler, eseri ortadan kaldırmak için ne kadar emek sarf etseler de başaramaz, sadece ikiye iki bölebilirler.
18. yüzyıl Osmanlısına, Germiyan topraklarına kadar ulaşır Esrarname’nin parçaları. Kitabın bir yarısı Nagehan’dadır. Nagehan, Esrarname vasıtasıyla edindiği insanüstü güçleri iyilik adına kullanır, geceleri Esved ismiyle, kara kıyafetleriyle sokaklarda, halkın güvenliği için hırsızın haydudun peşine düşer. Esrarname’nin diğer yarısı ise Muntazar adlı bir büyücüdedir. Nagehan elindekini ne kadar insanlığın iyiliği için kullanmak istiyorsa; Muntazar da tam aksi yönde kara büyülerle uğraşmakta, ölümsüzlüğe ve sonsuz zenginliğe ulaşabilmek amacıyla kötü emellerine alet etmektedir kitabı.
Esved ve Muntazar arasındaki çarpışma günbegün yaklaştıkça, Tir-i Danende zamanından bu yana kitabın peşinde olan kötücül cin Asfar, Esrarname’nin iki yarısını da ele geçirebilmek için hem Nagehan’a hem Muntazar’a türlü oyunlar oynamaktan geri durmayacaktır.
İnce detaylarla bezeli tarihî dokusu, türlü gizem ve aksiyonla dolu kurgusuyla Esrarname, fantastik tarihî kurgu türünün hakkını başarıyla veriyor.
Yayın Yılı: 2011
302 sayfa
Kitap Kağıdı
13,5x21 cm
Karton Kapak
ISBN:6051143699
Dili: TÜRKÇE
[...] 220411 Kitapla ilgili önceki yazı [...]
YanıtlaSil