NAZiRE Osman Said DEMİRYILMAZ
Dosta mukabil duygularla, 19.11.2013
Senin gün diye nitelediğin benim yıllarımdan birinde oturmuş senin için
bir şeyler karalamaya çalışıyorum. Duygularını hissediyorum. Buna mukabil ben
de bir nazire ile sana cevap vermek istedim. İnşallah, Dostname’ye yakışan
satırlar yazabiliriz. Yazdıklarıma değer vererek beni onare eden, senin gibi
değerli bir okuyucumun, ebedi dostluğuna nail olabilmek benim gibi garip bir
şair müsveddesi için şereftir.
Duygular insanların içinde keşfedilmeyi bekleyen hazinelerdir. Şair
olmak elbette zor, ama şair olmaya çalışmak zor değil. Sen de içindeki hazineyi
keşfedip kağıtlara sunabilirsin. Ama bu hazineleri işleyebilmeyi, altın birer
bilezik haline getirmesini, sözcüklerden ziynetler dizebilmeyi öğrenmek zaman
ister, emek ister! Önce kelimelere sevdalanmak gerek! Bir de kelimelere mana
verebilmek…
Ben yalnızlıktan bahsediyorken sen bunun ne demek olduğunu satır
arasındaki mesajlardan okumalısın. Yalnızlık herkese göre farklı manalar
içerir. Kimi yalnızlıktan baş başa kalmayı anlar, kimi kimsesizliği… Benim için
de yalnızlık Rabbimle baş başa kalabilmektir. İnsanlar yalnız kaldıklarında
içlerindeki sesi dinlemeli, içlerindeki fırtınaları dindirmelidir. Gecenin bir
vakti akla önce beşeri aşklar geliyor benim gibi safi zihinlerde, kağıtlarda
sanki bir ışık süzmesi… Sonra duygular derinleşiyor, mısralar nurlanıyor, ilham
denilen ilahi yansımalarla… Eller Allah’a açıksa eğer, gönül de ilhamlara açık
oluyor. Beşeri aşklardan, ilahi aşklara giden, şiirimsi zirvelere tırmanıyorum
her gece nöbetinde… “Ya Vedud” diye inliyor her harf! Üstad Necip Fazıl da
böyle insanlardan kaçış anında yazmamış mı Kaldırımları?
Bir edebiyatçı yazılan bir şiire bakıp, sayfalarca methiye düzebilir ya
da günlerce eleştirebilir ama Sarı çizmeli Mehmet ağa da bu şiir benim keçimden
bahsetmiyor öyleyse şiir sayılmaz da diyebilir. Bu da eleştiridir. Haddime
düşmez deyip kaytarmak var ama kendi yazdıklarının eleştirilmesini isteyen biri
olarak, müsadenle içindeki şiiri eleştirmek istiyorum ben de…
Sen şiiri serbest seversen, ölçü aramayacaksın etrafında… Her insanda ortak olan çelişkileri bir
karanlık ile anlatmışsın; ne güzel! Senin duygularına girmenin bir yolu olsaydı
eğer, bu yazdığın şiirden geçerdi emin ol! Yaşamın da çelişkileri vardır, bu
güzelleştirir zaten yaşamayı! Kaçmak-kovalamak gibi… Yalnızlıkta kalabalığı,
korkuda sevgiyi görmek gibi… Çıkmaz sokakta yürümek, Hızla uçarken donup kalmak,
Üşürken yanmak gibi… Siyahlar içinde beyazları bulmak gibi… Her gecenin
karanlığında bir ilahi nur vardır, bulmasını bilene!
Benim en vefakar dostlarım kalem ile kağıdım, bir de sen tabi; bu
Dostnameleri okumaya başladığından beri! Okula başlamadan tanıştım ben
kalemlerle… Önce karaladım hoyratça kağıtları, şimdi de farksız değil ilk
yazdıklarımdan! Sadece biraz daha düzene girer gibi oldu o kadar! Bu yüzden
“yazmak istiyorum bana yardım et” diyenlere, bu vefakar dostlarımdan
bahsediyorum önce; kalem ve kağıt… Sen zaten bu kalem kağıt sevdasına
düşmüşsün. Sana tavsiye değil dua gerek; gecenin ilham nurunu yakala yeter!
Bana da şair deme şiire sevdalı desek daha doğru olur herhalde... Kullanılan
her kelimede yüklenen anlam ile gönlümün derinliklerini açıyorum sana keşfet!
Bir şair müsveddesinin, karalamalarında yakala, hayatın içindeki keşmekeşte
kalan ilham nurunu… Benden fazla sana lazım şimdi. Çünkü sen sıfırda sonsuzluğu
yaşamayı becerebilecek kişisin!
Ey benden namelerde methiyeler duymak isteyen kardeşim, dostum. Şimdi
bırak kelimelerde boğulmayı, manayı sevmeye çalış! İnsan uzak kalsa da
kendinden, bir gün çıkıverir içindeki gizlediği hisler ortaya. Saklayamaz olur
gözyaşlarını, titrediği zaman kalbi… Dayanamaz bazen, ilham nuruna gönüller!
Taşar adeta, kelimelerle manalar. Bazen bir kelime on manaya gelir de on kişi
ayrı ayrı nasiplenir mısralardan… Duyup da manada yaratıcının sesini,
yönelmiyorsa eğer, o nur ona nar olur, yakar, kül eder! Sen manada bul kendini
ve yönel Rabbine… Dualarında beni de unutma (
)
Osman Said DEMİRYILMAZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder