03 Mart 2009

SEÇİM VEYA TERCİH

SEÇİM VEYA TERCİH

Kendimle çelişmeden nasıl devam edeceğimi bilmiyorum. Bir yandan seçilecekleri doğru belirlememiz gerektiğini söyleyeceğim bir yandan da seçmenin komik bir şey olduğunu iddia ediyor olacağım. Önceki yazımda bunu belirtmemiştim ama mademki bir seçim yapacaksınız bari doğru bir seçim yapınız.

Hatta gelin seçim yapmadan önce niçin seçim yapmanız gerektiğine ve niçin seçim kelimesinin tercih kelimesi ile karıştırıldığına bakalım. Seçim bir yarışa döndürülebilirse de tercih bir yarışa döndürülemez. Adaylar arasında seçim yapmak zorunda olmayacağımız bir düzenleme olmadığı içindir belki bu durum. Adayları genelde partiler belirler. Partilerin belirlediği adamlar sizin seçimde üzerine oynayacağınız kişiler olur. Daha da ileri gidip bunu at yarışı gibi algılayanlar olduğunu da görebiliyorum. Ki onlar, adaylarını at yerine koymakla ne büyük bir kumarbaz olduklarını ve dolayısıyla hayatlarına hiç değer vermediklerini hatta bizimkini de riske attıklarını göremiyorlar. Belki de bu türlüsü onların daha çok işine geliyor. Seçim kaybetmiş insanların yüzlerine bakınız. Orada gördükleriniz kuponunu yırtan bir adamın çehresi ile aynıdır.

Bir çobanla bir mankenin oyu her ne kadar bir sayılsa da sermayedarla sıradan bir insanın oyu eşit değildir örneğin seçme işinde. Sermayedarların seçimin her zaman galibi olduğunu bilirsiniz. Hangi tarafta yer alırlarsa alsınlar güçlüler (sizin önceden güç verdikleriniz) ve sermayedarlar sizi alt ederler. Demokrasi de bunu niçin vardır. Sermayedarların sermayesini korumanın en iyi yoludur demokrasi. Hemen heyecan yapmayın sosyalist yahut şeraitçi değilim. Her ikisini de olamayacağımı biliyorum. Demokrasi bize seçenek sunmaktan başka hiçbir şey vaat etmiyor. Seçenekler hayatımızda tahliye sibobu görevi görüyorlar. Zırlayan bir çocuğu zorla vazgeçirmenin yanında seçenek sunmak mantıklıdır, der pedagoji. Toplum zırlayan bir çocuk bile değildir hâlbuki. Hele yerelde biz, hiçbir isteği kalmamış, kendini koyuna kalbetmiş büyük devrimcileriz. En büyük devrimi biz yaptık Anadolu’da. Artık ensemize burmak gereğini bile duymayan güçlülerimiz var. İşler Pavlov’un otomatiğe bağladığı gibi yürüyor. Sadece zili çalmaları yeterli oluyor. Ne kadar daha sürecek peki bu? Söyleyeyim, sizin çocuklarınız da sizin gibi olacak.

Başa dönelim.

Önümüzde toplum olarak geleceğimizi etkileyecek bir seçim var. Buna önem veriyoruz. Bize ne yapacaklarını söylüyorlar. Biz ne yapacaklarını değerlendiriyoruz. Partilileri sormayın onlar projeleri bile okuma gereği duymazlar. Uygulanabilir olup olmadığını sorgulamazlar. Sadece inanırlar. İnanmanın ne güzel bir hikmet olduğunu bilirim. İtaat etmenin de öyle. İnanılacak ve sorgulanacak şeylerin yerini değiştirdiğinizde işte tam olarak böyle bir tablo çıkar karşınıza. Çoktan seçmeli sınavların kolay olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. O daha zordur. Çünkü kesinlikle içinde hile barındırır. Adam gibi işini öğrenip çalışan kişi için ise çoktan seçmeli diye bir yoktur. Onun hedefi vardır. Hedefine ulaşmak için seçmesi gerekmez. Daha önceden belirlediği hedefleri gözetir.

Yine de bu seçim olacak ve biri mutlaka görevi alacak.

Siz hangisini düşünüyor olursanız olun biri seçilecek. Biz seçmeye çalıştığımızın bile farkına varmayacağız. Seçmenin ne anlama geldiğini sorgulamayacağız. Lütfen şu seçme işinin domates seçmekle aynı olmadığını bir kez daha hatırlayınız. Hayatınızın birinci gündemi nedir bir kez daha hatırlayınız. Birinci gündeminiz ekonomi mi yoksa kalbiniz mi? Kalbinizi yaratan önce midenizi yaratmış olamaz. Bu cümle kapsamında yaşadığınız yere bakınız. Kalbinizi tatmin edecek neler vardır? Neyi seçeceğinizi bir kez daha düşününüz. Sermayedarların neyi gözettiklerini bir kez daha sorgulayınız. Bir dahaki seçime kadar demokrasinin niçin cılkının çıktığını araştırınız. Hangi şey demokrasiyi kurtarırdan ziyade hangi şey insanı kurtarır ona bakınız. Siz nasıl yaşıyorsunuz ve sizi nasıl yönetiyorlar? Bunun üzerinde de düşününüz. Siyasi tartışmalarla kafanızı yoracağınıza gelin bunlar üzerinde tefekkür edelim. Boş verin zaten kullanacağınız bir oy, düşünmenize mani olacak kadar kıymeti yok.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder