BASIN BAYRAMINA ESKİ DÜŞÜNCELERİMLE İŞTİRAK ETTİM
24 Temmuz 2010 cumartesi günü, ertesi günü basın bayramı olması hasebiyle, Şaban Dedede yemek yedik basın elemanları ve belediye yetkilileri ile. Belediye her yıl bu tür bir organizasyon düzenliyor, bu yıl da burayı tercih etmişler. Bizi hatırladığı için teşekkür ederim.
Önemli olan ne yediğimiz değildi tabi…
O gün orada belediye başkanı ve yardımcıları da vardı. Tavşanlı basının temsilcileri vardı. Yemekten önce, yemek sırasında ve sonrasında bolca sohbet etme imkânı bulduk gündeme dair.
Tekrar ediyorum samimi bir ortamda konuşuldu her şey. Yani belediye başkanın söyledikleri haber değeri taşıyordu ve bazıları da haber yapıldı. Önemli şeyler söylemişti gündeme dair. Başkan yardımcıları da bir çok şeyi dile getirdiler. Peki, biz basın mensupları ne yaptık? Sorular sorduk, cevaplar aldık. Hatta başkan bey sordu biz cevapladık. Önce beni rahatsız eden şeyi belirtmek istiyorum. Ben orada bir basın açıklaması yapmadım ki haddim değil. O hava içinde fikirlerimi söyledim. Keşke arkadaşlar benim söylediklerimi de bir açıklama yapmışım gibi haberleştirmeseydiler. Zaten ben ona dair fikirlerimi gazetedeki köşemde ayrıntısıyla yazmıştım. Gizlisi saklısı olduğu için değil, orada ben açıklama yapmışım gibi bir hava oluştuğu için.
Haberin bir bölümü şöyleydi: “Öte yandan Mustafa Uysal da köylere yardım çıkmazken İl Özel İdaresi'nden Linyit'e 175 bin liralık yardım yapımının köylerdeki vatandaşlar tarafından hayra yorulmadığını söyledi. Uysal, bazı il genel meclisi üyelerinin paranın çıktığından bile haberlerinin olmadığını belirtti.
Bu sözler üzerine Güler, Linyitspor için para istemeye giden grupta Ramazan Aydemir hariç tüm meclis üyelerinin bulunduğunu kaydetti.”
Şeklinde ibareler vardı. Evet, yine söylüyorum bu hoş karşılanmadı. Bu paranın hemencecik çıkarılıvermesi hiç hoş karşılanmadı. Lakin, İl Genel Meclisinden çıkan bir karar için meclis üyelerinin haberi yoktu demek aptallık olurdu. Sonuçta onlar imzaladılar. Benim demek istediğim başkaydı. Sanırım kayıtlı konuşmanın başında ve sonunda vardır bu ifadeler. İl Genel Meclisi üyelerinin pek fazla dahli olmadan siyasilerin ve bürokratların isteği ile gerçekleşmiş ve üyelere onaylamak düşmüş. Benim duyumlarım bu yönde. Buradan şu sonuç çıkıyor: İl Genel Meclisi üyeleri yükü sırtlarından atmış oluyorlar. Hangi yükü, onlar sevaba girmediler mi Linyitspor’a yardım ederek? Gülümseyerek ifade etmeliyim ki herkes aynı düşünmüyor. Peki sadece kendi adıma konuşayım, ben öyle düşünmüyorum.
Neyse canım çok da önemli bir mesele değil. Yalnız, samimi bir ortamda konuşulan şeylerin haberleştirilmesi beni suskunluğa itecek sanki. Şaka bir yana konuştuğum şeylerle değerlendirilmek beni hep ürpertmiştir. Yazarak daha düzenli bir ifade oluşturmak varken niçin düzensizliğin karambolüne düşelim değil mi?
Birçok şey konuşuldu…
Başkan Bey bize sordu “Tavşanlı’nın ne gibi sorunları var?” diye. Herkes bir şeyler söyledi. En son başkan aldı sözü ve Tavşanlı’nın en büyük sorununun işsizlik olduğunu söyledi. İnsanlar artık namuslarını bile korumaktan aciz duruma düştüler işsizlik yüzünden, biz başka şeyleri namus meselesi yapmamalıyız, dedi. Böyle giderse Tavşanlı’yı büyük sosyal problemlerin beklediğinden bahsetti. Bazı gereksiz meselelerin abartılıp insanların önüne konuşmasının iyi olmadığından bahsetti. Detaylı olarak yazmıyorum ama çok bilgilendirici bir toplantı oldu. İşsizlik sorununun hep birlikte ve ciddiyetle ele alınması gerektiği sonucunu çıkardım buradan ama şu an itibariyle futbol topundan başka bir şey gördüğümüzü sanmıyorum şehir olarak.
Başkana birçok sorunu sorma imkânı bulduk orada. Alınan cevaplar tatmin etti ya da etmedi önemli olan cevap almaktı. Bu konulardaki yorumlarımı ilerleyen günlerde yazacağım. Şimdilik önemli adam olarak yaptığım açıklamaların tadını çıkarayım bari(!)
Öğrendim ki hakikaten Linyitspor'a yardım haberi çıktıktan 5 gün sonra imzalanmış il genel meclisinde karar.
YanıtlaSil