TEKLİF EDİYORUM 1
040111
Taş belediyeciliği ile ne kastettiğimi daha önce onlarca defa yazmıştım burada.
Yine de küçük bir hatırlatma yapmakta fayda var.
Belediyeler birçok görev icra ederler. Bunların arasında en önemlilerinden biri de şehrin imarıdır. Elbette bu kısma daha çok önem verirler. Bu konuda bazı eksiklerimiz olsa da Tavşanlı çok sıkıntı çekmedi sanırım ve bundan sonra da çekeceğe benzemiyor zira şehir planlama uzmanı bir başkanımız var. Bu kısmı geçelim.
Ne demek istediğimi anladınız sanırım. Bütün mesaisini ve enerjisini buna harcayan bir belediye şehre tam anlamıyla hizmet ediyor denilemez. Kabaca taş belediyeciliği diye tanımladığım şey budur ve bu anlayışın kırılması için gazetede yazmaya başladığım 2001 yılından beri bununla mücadele etmeye çalışıyorum.
Problemin tespitini yapmak da problemin çözümüne katkıdır aslında. Yazarlar uzman insanlar değildir, onlar eksiği görürler, sorunu tespit ederler belki en çok ancak çözüme giden yolu da gösterirse tadından
yenmez. Burada ortaya şöyle bir problem de çıkıyor: Yol gösteren ya karga ise? Yazarların sorunu işaret etmesi çözüm yolunu da bildiği anlamına gelmiyor yani. Yine de bu konuda daha fazlasını yapacağım ve çözüm yolu olabilecek yollarını teklif edeceğim. İşte bunun için yazının başlığı öyle. Benimki sadece bir teklif.
Şehrimizin eksikliklerinden birisi de düzenli kültürel faaliyetlerinin olmaması. Sorun bu. Kültür sarayı sadece lazım olduğunda kullanılan bir yer olmamalı. (Bu arada söylemezsem ölürüm, kültür sarayı yapılıp isim verildiği zaman övülmüştü, bu civarda böyle şahane bir kültür sarayı yok diyerek. Kütahya’dakine bile meydan okunmuştu. Kütahya’daki kültür sarayının yanında bizimki Titanik yanında iki sevgilinin ancak sığdığı kayık bile değildir. Fazladan övülen şey mutlaka fazladan yerilir haberiniz olsun. Yapanların devlet kesesine ve emeğine sağlık.) Kültür sarayımız var ama içinde oturan yok gibi olmasın. Madem orada bir sarayımız vardır mutlaka bir oturan da olsun. Etkin biçimde kullanabilelim orayı. Belediye kendi bünyesindeki birimi ile bütün sivil toplum örgütlerinden yardım alarak aylık hatta yıllık planlar yapmalı. Her ay belediyenin önünde şatafatlı bir panoda ilan edilmeli kültür programları. İstanbul Büyükşehir Belediyesini örnek göstereceğim alay etmeyecekseniz. Niçin olmasın? Zor mudur her aya 4 program sığdırmak? Her hafta bir tane. Çok değil. Tiyatro, sinema, konferans, şiir, gösteri falan filan… Birçok şey var yapılabilecek. Çok ciddi bir çalışma istiyor yalnız. Kurulup bırakılacak bir birim değil yaşatılması gereken bir birim olacak çünkü bu. Düşünsenize her hafta bir kültürel faaliyet kim bilir belki iki-üç tane. Ve tam bir yıl önceden planlanmış her ay kocaman gösterişli panolarda ilan ediliyor, internette ilan ediliyor. Hey gidi Koca Tavşanlı!
Teklifim gayet açık. Eksik ve fazlaları giderilir ve gerçek bir düzenleme yapılır konunun uzmanları tarafından.
Peki, ne getirecek bu faaliyetler?
Ne kadar para götürecek?
Ne kadar para götüreceğine bakalım isterseniz. Pek anlamam ama imar için harcananın binde biri bile yetebilir. Sivil toplum kuruluşlarının da katkıları düşünülecek olursa çok bir şey değil.
Ne getireceğine gelince…
İnsanların umudunu diri tutmak yorulan bir insanın dinlendirilmesinden daha da önemlidir. Çünkü yorulan bir insanı çalıştırmaya devam etmek ancak ona ölüm getirir ama umudu diri tutulmamış toplum resmen çürür. İfsat olur. Bozulur, işe yaramaz olur. Eksikliğini hep çektik. İçimizde hissettik, yokluğunu bildik. Bu kadarı yeterli olsun. Bundan sonra adıyla sanıyla Büyük Tavşanlı olarak anılmak istiyorsak kültür nehrimizin akmasına ihtiyacımız var.
Teklif ediyorum, var mısınız? Tekliflerim bitmedi, epey şey biriktirdim, teflif etmeye devam edeceğim. Bu teklifim sadece belediyeyi ilgilendirmiyor kimse elindeki koru bırakmasın lütfen.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder