11 Temmuz 2011

TRAFİK TEK YÖN, BİZ SEMAZEN

TRAFİK TEK YÖN, BİZ SEMAZEN
Mustafa Uysal


Şehir içi yollarda yeni düzenlemeler yapıldı.


İki ters bir düz…


Daha önceki belediye yönetimine çok kızardım park sorunu ve yol darlığı yüzünden yoları tek yön yapıvermek kolaycılığına düşüyorlar diye. Şimdi yeni başkan birçok yerde hiç beklemediğimiz kadar yol genişletme çalışması yaptı ve gayet iyi oldu. Şaşırdık açıkçası kimse böylesine bir genişletme yapılabileceğini sanmıyordu.


Buraya kadar tamam…


Bundan sonra yine eski usule dönüldü ve yollar iki ters bir düz havasına girdi. İlçe trafik komisyonu içinde hangi kuruluşlar var kesin bilmiyorum ama daha önce hatırlıyorum medya yoluyla bilgilendirme yapılıyordu. Bu kez yapıldıysa bile ben görmedim.


Şehir içi yollardan bazıları yine tek yön oldu. İyi oldu yahut kötü oldu yapan daha iyi bilir. İlk zamanlar kukalar koydular yanlış istikamete girilmesin diye. Trafik araçları konuldu bazı yerlere. Bazı yerlerdeki levhalar fark edilmesi zor. Şehir kurulduğundan beri kullandığınız yolun tek yön olmasına kolay alışamazsınız zira. Şu an itibariyle bazı yerlerdeki tabelaları takan yok. İlk zaman insanlar kendi aralarında isyan ediyorlardı. Artık fısıltıyla bile konuşan yok. Yahu kardeşim ne var bunda çekinecek, ben beğenmedim açıkçası. Gerçi ben beğeneyim diye yapılmıyor işler ama kişisel olarak beğenmeme hakkım var. İnsanlar zamanla duruma alışıyorlar. Ben alışamadım. Ben tabelaya göre gidiyorum karşımdan gelen kafasına göre gidiyor. Ne olacak? Ceza yazmakla çözülecek iş değil.


Düşündüğünü söyleyemeyen çocuk gibi korkak bir toplumda yaşıyor olmak zor tabi. İş yapmak sadece büyüklere kalıyor o zaman.


Bu işi yapanların hatalarına gelince…


Biz trafik uzmanı değiliz ama yine de o yolu kullananlara danışılsa belki ufak bir hatanın önüne geçilirdi. Bizim bilmediğimiz gayet yerinde sebepler olabilir keşke bunlar kapsamlı olarak izah edilseydi. Bir de tek yön yapılan yollarla ilgili daha çarpıcı ve yaratıcı bilgilendirme yapılabilse… Geç değil yeni tek yönler ve düzenlemeler için bunlar yapılabilir.


Bir kere de Nasrettin Hoca’nın fil hikâyesine dönüştürmeyin şu olayları. İnsanlarla konuşuyoruz tam yazacağım sırada kimsenin derdi değilmiş gibi susuveriyorlar. Bir fil daha mı istesem ne yapsam?

1 yorum:

  1. hüseyin şanlı12 Temmuz 2011 15:12

    Tamamen yorumuna katılıyorum abi.en çok da düşündüğünü söyleyemeyen korkak bir toplumda olduğumuz tespitine katılıyorum.

    YanıtlaSil