30 Mayıs 2012

TARİH SAYFALARINDA SEN













TARİH SAYFALARINDA SEN
Mesut Sütçü
Seni anlatmak sancısı tuttu
Tarih kitabını alıp bir sayfa çevirdim
Kavimler göçü çıktı önce
Yerimi yurdumu terk edip
Buralara gelişimi anımsadım
Başka bir coğrafyada seni buluşumu
Sonra Roma gibi ikiye bölünüşümü
Bir taraftan seni isteyip
Bir yandan da istemeyişimi
Ve alev alev tükenişimi

Başka bir
sayfada Sümerler vardı
Yazının icadıydı tarihi başlatan
Tıpkı şiir yazmaya senle başlamam gibi
Her şiirim Orhun’da abide misali
Yukardan aşağı ve çaprazlamasına sen gizli
Ne farkı var Moğol istilasından
Gözündeki acımasız bakışın
Ya da küskünlüğünle
Sarıkamış’ta zalim bir kışın
Kırk bin kere ölmeli mi
Sırtını döndüğünde
Yanmalı mı ya da Yemen çöllerinde

Bu sayfada da İstanbul var
Yani fethedilmez gibi duruşun
Muratların muradısın doğru
Ama sen fatihini arıyorsun
Ve belki de Bayezıt olmak düşüyor bana
Senden çok uzakta Çubuk’ta esir olmak.

Malazgirt ovasındayız bu sayfada
Bir zaman sınırlarıma geliyorsun
Tutsağın oluyorum sen acıyorsun
Esaretten beter ediyor hürriyetim
Sonra Sina’nın ortasında kalıyorum
Ellerinden tuttuğumda
Kerbela’ya dönüyor
Selamsız geçtiğin
Ve beni terk ettiğin her yer
Filistin’de bir çocuk yüzünde mahzunlaşıyorum.

Her seferinde söylemeye bileniyorum sevdiğimi
Ama Viyana’da Süleyman gibi
Elim boş dönüyorum.
Bazen bırakıyorsun beni
Şahlanıp dolu dizgin
Üç kıtada yürüyorum
Bazen kuşatıyorsun etrafımı
Bizans gibi daralıyorum
İsyanımı kışkırtıyor suskunluğun
Umarsızlığına ihtilaller saklıyorum
Ya Kürşatlığım ya Mazdekliğim
Ya da Fransa’da şairliğim tutuyor
Düzeni temelinden sarsıyorum
Duy ki Yedikule’de Osman gibi
Sana haykırıyorum

Ardı sıra çeviriyorum sayfaları
Tarih hep seni yazmış sanki
Ama ne kadar doğrusun anlat
İbrahim’in ateşinde kor
Yusuf’un gömleğinde kan
Firavun imanı gibi yalansan
Yahut yeni bir kıtada
Kızılderiliye düşman beyaz adamsan
Kutuplar kadar uzak dur benden

Yok İbrahim’in ateşine su
Yusuf’un kuyusuna ip
Firavun önünde cesaret olacaksan
Babil’de asma bahçelerini
Nemrut’ta güneşin batışını
Ve yedi harikada
Bin bir geceli yaşamak halini
O zaman gör
Çelebi heybesinde gezip
Diyar diyar toz tutan bu acemi şairi
MESUT SÜTÇÜ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder