Röp: Mustafa Uysal
Yazar Ayfer Kafkas Esrarname -Yasak İlmin Kitabı- ile çok sağlam bir çıkış yakalamıştı. Okurlar tarafından çok beğenilen kitap çok satanlar arasına girdi ve hâlâ ilgi görüyor. İlk kitabın devamı olan Kayıp Ruhun Zindanı Esrarname 2 yayımlandığı günden beri gündemden düşmüyor. Bu gizemli macera daha da derinleşerek devam ediyor. Kitap ile ilgili bilgiyi aşağıda bulabilirsiniz.
Esrarname yayınlandığında yazarı ile bir röportaj
yapmıştık. (İlk röportaj burada: http://www.edebya.com/2011/04/ayfer-kafkas-ile-esrarnameyi-konustuk.html
)Bu röportajda birçok sorunun cevabını zaten almış olduğumuz için ve girişi pek
de uzatmadan sanki kaldığımız yerden devam edercesine ikinci kitap için
sorularımızı sormaya başlayalım.
Edebya: İkinci yani devam romanını yazmaya ne zaman karar
vermiştiniz?
Ayfer Kafkas: Aslında Esrarname’nin hikâyesini anlatmaya
başladığımda karar vermiştim fakat yeterince ilgi görmeyebilir endişesiyle bu
fikrimi bir kenara bırakmıştım. Zaten ilk kitabın sonu da devam ettirilmeye
uygun bırakılmıştı. Bu ifademden, yalnızca ilgi görmek gibi bir kaygıyla
yazdığım fikri çıkmasın. Yazmak benim için başlı başına bir keyif ve ihtiyaç
fakat okunmak da bir yazarın en temel gıdası. Okur olmazsa yazmak o kadar da
keyifli değil. İlk kitap yayımlandıktan sonra çalıştığım editörüm hikayeye
devam etmenin iyi olacağını düşündüğünü söyledi. Ben de bu tavsiyeyle seve seve
devam kitabını yazdım.
Edebya: İkincisinde yeni karakterler var, akışı ne yönde
etkilemesini beklediniz ve beklentiniz gerçekleşti mi sizin açınızdan?
Ayfer Kafkas: Hikayenin yeni karakterlere ihtiyacı
vardı, amaçlarına da hizmet ettiler diye düşünüyorum.
Edebya: Batı’nın süper kahramanları ile Doğu’nun gizemi iç
içe işlenmiş gibi sanki… Okurun kafası karışmayacak mıdır?
Ayfer Kafkas: Asıl hedef buydu zaten; yani bir süper
kahramanın yalnızca İngilizce konuşmayacağını göstermek… Dolayısıyla buradaki
“Batının Süper Kahramanı” ifadesinin çok yerinde olduğunu düşünüyorum. Bize
öyle diretildi ki, sonunda bir süper kahramanın yalnızca batıdan çıkacağını
düşünmeye başladık. Eğer kendi kültürümüzün (burada “doğunun” demiyorum çünkü
yalnızca batılılar bize doğulu diyor) motiflerini hikâyeme dâhil edebilmişsem
bu, amacıma ulaştığım manasına gelir. Okurun kafasının karışacağını da
düşünmüyorum.
Edebya: Batılı fantastik eserlere yoğun ilgi var son yıllarda.
Türkiye’de durum nedir, siz de bu konuda yazdığınıza göre gözlemlerinizi almak
isteriz?
Ayfer Kafkas: Aslında Türkiye’de fantastik eserler
son on beş yıldır oldukça fazla üretiliyor. Sanırım Yüzüklerin Efendisi’nin bir
etkisi bu. Fakat bu tür eserler rahatça yayıncı bulamıyordu. Son yıllarda
yayıncılar da ilginin fantastik eserlerde yoğunlaştığının farkında ve bu tür
eserleri daha kolay basıyorlar. Son dönemde örnekler çeşitlendi.
Edebya: Cinler üzerine bir araştırmanız oldu mu daha önce
yahut yazım aşamasında?
Ayfer Kafkas: Herhangi bir araştırma yapmadım. Zaten
derinlemesine araştıracak kadar cesur değilim. İnancımızın gerektirdiği
kadarını biliyorum. Bu da romanda bu konuyu işlememe yeterliydi.
Edebya: Kitaptaki döneme dair Kütahya konak geleneği,
düğünler, hazırlıklar ve benzeri şeyler hakkında epey bilginiz var ve sanırım
yakın zamana kadar da Kütahya’da bu tür gelenekler devam ediyordu. Bunları
tasvir ediş biçiminiz sanki sizin de bunlara benzer deneyimleriniz olduğu
izlenimi veriyor. Bu ayrıntılı tasvirler araştırmanın ürünü mü yoksa yakînen mi
biliyorsunuz?
Ayfer Kafkas: Bizzat tecrübe ettiğim için iyi
biliyorum. Kütahya’da geleneklerden ve bu tür adetlerden uzak kalma şansınız
yok. Mutlaka bir şekilde dâhil oluyorsunuz. İlk gençlik dönemlerinde bunalıp
itiraz etseniz de yaş ilerledikçe sevmeye, hatta sahiplenmeye başlıyorsunuz.
Benim durumum da bu… Yani mesela Nagehan’ın kına gecesinde yaşadıkları benim
başıma gelenlerin küçük bir örneği aslında.
Edebya: Olağanüstü güçleri olan bir kahramanınız var ama
çok narin, bazen çaresiz, bazen ağlayan birisi. Neden böyle, kurguyu
zayıflattığını düşünüyor musunuz?
Ayfer Kafkas: Düşünmüyorum. Yaratan’ın kadınları
naif ve insani duygularla dolu olsunlar diye yarattığına inanıyorum. Yaşamın
döngüsü başka türlü anlam kazanmazdı. Kadınlar da erkekler kadar serinkanlı
olsa şimdikinin iki katı sayıda savaşçımız olurdu fakat bebeklere bu kadar
şefkatle bakıp büyüten kimse olmazdı. Kısacası kahramanım öncelikle bir kadın
ve kadınlar istedikleri zaman bu özelliklerini bir kenara bırakamıyorlar. Zaten
amazon kadınları gibi bir karakterim olsaydı bu hem sıradan olurdu, hem de
inandırıcılıktan uzak…
Edebya: Kahramanların tamamına yakınıyla ilgili bir problem
var: Yalan. Olağanüstü bir gücü elinde tutmakla ve o güce ulaşmakla ilgili
bütün insanların başvuracağı bir yöntem olarak görülse de örneğin, güvenilir ve
itibarlı bir medrese hocasının da bu yola başvurmasını nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Ayfer Kafkas: Elbette hoş karşılamıyorum. Ama
maalesef hayat bu kadar steril değil.
Edebya: Zamanda yolculuk ve geçmişe müdahale oldukça karmaşık
bir durumdur ve genelde film ve roman kurgularında bazen büyük açıklara sebep
olabilirler. Siz de son bölümlerde özellikle çokça kullanmışsınız tutarsızlık
ihtimali sezdiniz mi yahut böyle bir korkunuz oldu mu?
Ayfer Kafkas: Kurguda zaman yolculuğunu kullanmak
hakikaten riskli. Hata ihtimali yüksek fakat hayal dünyamda bunu çokça
düşündüğüm için benim için çok yabancı bir kavram değil. Zaten bu konuda genel-geçer
bir bilgi yok, şimdilik mümkün de değil. Yani zamanın bir düzlemden mi yoksa
seyahat edildikçe kırılan paralel düzlemlerden mi oluştuğunu kimse bilemez. Ben
bu konudaki tezlerden “kelebek etkisi” tezine daha yakın duruyorum. Yani
geçmişte yapılan her seçim bugünü etkiler. Kısacası zaman, her seçim yapıldığında
birbirinden ayrılan dallar gibi bir yapıda olmalı. Ya da kaos teorisindeki gibi
bugün gelinen nokta, pek çok seçimin ya da faktörün getirdiği bir sonuç olmalı.
Tabii eğer zamanda yolculuk mümkün olsaydı. Bana sorarsanız mümkün değil,
olmamalı da… Yine de kurguda bunu işlemek ve bu konuda düşünmek son derece
eğlenceli. Tutarsızlık ihtimalini sormuşsunuz, az evvel bahsettiğim gibi
konunun genel-geçer bir doğrusu olmadığına göre nereden baktığınıza bağlı
olarak tutarsızlık ihtimali olabilir. Dolayısıyla okura göre bir tutarsızlık
olması da mümkün.
Edebya: Önceki konuşmamızda şaka yollu böyle bir kitabın
var olup olmadığını sormuştuk ve siz de “Keşke olsaydı.” Demiştiniz. Ciddi
olarak bunu sormaya devam eden okurlarınız oluyor mu?
Ayfer Kafkas: Evet, oluyor. Daha geçen hafta bir
okurum yazdıklarınız tamamen kurgu mu yoksa yaşanmış bir hikâyeden mi diye
sordu. Bunun sorulmasına memnun oluyorum çünkü bu, inandırıcılığı yakaladığım
anlamına geliyor. Hayır, tamamen kurgu diye cevap verdiğimde inanmak istemeyen,
“Tabii, Esrarname’nin gerçek olduğunu bilsem ben de kimseyle paylaşmazdım”
diyen okurlarım da oluyor. Onlara da gerçek değil diye ısrar etmiyorum.
Edebya: Kitaptaki bazı kahramanlar ve olaylar sahiden
ürpertici… Yaş sınırlaması olmalı mı, diye geçti mi içinizden?
Ayfer Kafkas: Bunu düşünmemiştim ama yine de on üç
yaş altı okurların uzak kalmalarında fayda var.
Edebya: Sanki bu kurguyla üçüncü bir kitap daha
yazılabilirmiş hissi uyanıyor okurda. Niçin devam etmediniz yahut edilebilir
miydi?
Ayfer Kafkas: Rahatlıkla devam edilebilirdi ama kurguyu
üçe bölmek çok klasik geldi bana. Daha doğrusu sıradan… Öyle yapsam aslında
işim de kolaylaşırdı çünkü hazır bir dünyada hazır karakterlerle yeni maceralar
yazmak yenilerini üretmekten çok daha kolay. Ama içimden iki kitap iyi olurmuş
gibi geldi ve öyle yazdım. Bir de ben aynı şeyleri düşünmekten çabuk
sıkılıyorum. Üçüncü kitaba uzatsam okurdan önce ben sıkılabilirdim. Bu riski
almamak lazım.
Edebya: Okurlarınızı bekleyen başka eserler var mı?
Ayfer Kafkas: Mutlaka olacak. Şu sıralar yazmanın en
güzel zamanlarındayım. Araştırıp okuyorum, heyecan verici fikirler arıyorum.
Kısa zamanda başlayacağım.
Edebya: Sorularımızı cevapladığınız için teşekkür ederim.
Ayfer
Kafkas: Ben de çok teşekkür ederim.
_____________________________________
Kayıp Ruhun Zindanı: Esrarname II
Ayfer Kafkas
Dizi: Roman
Dizi: Roman
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilÖnceki röportaj: http://www.edebya.com/2011/04/ayfer-kafkas-ile-esrarnameyi-konustuk.html
YanıtlaSil