HAYME ANA
Tarihçi Yazar Hasan Efe'nin yeni kitabı "Hayme Ana" çıktı.
Osmanlı'nın ilk atası: Hayme Ana
Röportaj: M.Uysal
roportaj etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
roportaj etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
15 Ağustos 2013
17 Temmuz 2013
Ender Ekiz Röportajı
Ender Ekiz Röportajı
Mayıs 2012
Mustafa Uysal: Ender Ekiz kimdir?
Ender Ekiz: 1975 yılında Tavşanlı’da
doğmuşum. Ticaret Lisesi mezunuyum. Yaklaşık 20-21 seneden beri de ticaretle
aktif olarak uğraşıyorum. Tavşanlı’nın
yerlisiyiz. İçimizde tabi aşklar var, hizmet aşkı. Dünyaya gelen
herkesin bir vazifesi var. Biz de kendimizce vazifeli olduğumuza inanıyoruz. Bu
anlamda da yapabildiğimiz her neyse elimizden geleni yapmaya gayret ediyoruz.
M.U.: Ekiz Et Ürünlerinin sahibisiniz,
ortağısınız ya da… Ne iş yaparsınız, nasıl yaparsınız?
E.E.: Öncelikle sahibi değil
emanetçisiyiz. Mümkün değil sahibi olamayız. Bu verilen emaneti de en güzel
şekilde idare etmekle görevliyiz. Böyle olduğuna inanıyoruz. Dediğim gibi 20-21
yıldır ağabeyimle beraber bu işle iştigal ediyoruz. İkiye ayırmak gerekirse
10-11 yıllık bölümü yine bu sektörde bir başka ağabeyimizle beraber ortak
olarak devam etti. 2001 yılına gelindiğinde ağabeyimle beraber Ekiz Et Ürünleri
adı altında sıfırdan şirketleşerek şu an mevcut şirketimizi kurduk. Şimdi
yaklaşık 30-35 arkadaşımızla beraber ekmeğimizi paylaşmaya çalışıyoruz,
istihdam
03 Mayıs 2013
TEHLİKELİ ATIK KONUSUNDA BAKAN YARDIMCISI İLE RÖPORTAJ
TEHLİKELİ ATIK KONUSUNDA BAKAN YARDIMCISI İLE RÖPORTAJ
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Bakan Yardımcısı Sayın Muhammet Balta ile atık meselesini ve özelde Tavşanlı’ya kurulması planlanan tesisi konuştuk…
Mustafa Uysal
-Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Bakan Yardımcısı Sayın Muhammet Balta ile birlikteyiz. Öncelikle hükümetinizin atık politikaları ile ilgili görüşlerinizi alabilir miyim?
-Özellikle dünyada ve ülkemizde artan nüfus ve bunun yanında teknolojik gelişmelerle birlikte çevresel sorunlar da buna paralel olarak artmış ve ülkemizde de hükümetimizin de göreve geldiği günden itibaren çok önemli gelişmeler oldu. Hükümetimizin bakış açısı şöyle: Biz atıklara bir atık olarak değil ekonomiye katkısı olan bir hammadde olarak bakıyoruz. Buna paralel olarak da özellikle 2002’den itibaren özellikle Türkiye’mizde çevresel sorunlara çok önem verilmiş ve bu vesileyle hem bakanlıklar hem Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız, yerel yönetimler, belediyeler bun manada çok önemli çalışmalar yapmışlardır. Atık su arıtma tesisleri, bunun yanında katı atık bertaraf tesisleri ve özel sektörün yaptığı geri dönüşümle ilgili çalışmalar, belediyelerin yaptığı çalışmalar… Yani bu atıkların bir kısmından enerji üretimi bir kısmını tekrar işleyerek geri dönüşümünü sağlayarak ekonomiye yeniden kazandırılması gibi çalışmalar yapılmış. Bizim bu manada bakanlık olarak desteklerimiz devam ediyor. Zaman zaman da özellikle işin muhataplarıyla sektörle beraber bir araya geliyoruz. Gelecek yıllarla ilgili planlamalar
13 Nisan 2013
MURAT KABLO RÖPORTAJI
Eyüp Gülsoy Röportajı
MURAT KABLO RÖPORTAJI
Mustafa Uysal: Sizi tanıyarak başlayalım Eyüp Bey.
Eyüp Gülsoy: Murat Ticaret bünyesinde 10 yıldır çalışıyorum. Daha önce STFA bünyesindeydim. İş makineleri satış pazarlama müdürü olarak yer alıyordum orada. 10 yıl önce burada fabrika müdürü olarak göreve başladım. Buraya başladığımda burası (İnegöl Fabrikasını kastediyor.) yaklaşık 375-380 kişiydi. Geldikten sonra 294 kişiye düşürdüm fabrikayı. Daha sonra yeniden yapılanmaya geçtim bu bünyenin içinde. Şu anda 620 kişiye çıktık. Adana ve İzmir fabrikaları da benim yönetimimde şu anda. Bir de bundan 5 yıl önce Çin’deki fabrikayı kurdum. Orada yaklaşık 110 kişilik Çinli çalışıyor. Orada sadece Çin pazarına çalışıyoruz. Yani oradaki üretimi buraya getirmiyoruz. Tavşanlı’da çok küçük bir lokasyonda imalata başladık ki, çok kısa bir sürede başladık. Şimdi orayı da (Tavşanlı fabrikası) iki misli kapasiteye çıkaracağız. Murat Ticaret olarak birçok ülkede yer alıyoruz. Almanya’da kendi depo ve ofislerimiz var. İngiltere, Fransa ve İtalya’da ofislerimiz var. Bunun haricinde Danimarka’ya bakan bir ofisimiz var.
MU: Murat Ticaret’le ilgili giriş olarak bahsettiniz ama şunları sormak istiyorum, kuruluşundan itibaren Murat Ticaret’ten bahsedin bize bir de ne üretiyorsunuz, nerelerde
27 Aralık 2012
DÜNYANIN EN GÜZEL BALI TAVŞANLI’DA
Tavşanlı’da Arıcılık
“DÜNYANIN EN GÜZEL BALI TAVŞANLI’DA”
Mustafa Uysal: Sizi tanıyarak
başlayalım.
Kamil Çelikkaya: İsmim Kamil
Çelikkaya, esnafım, aynı zamanda sertifikalı arıcıyım.
MU: Kaç yıldır arıcılık
yapıyorsunuz?
KÇ: Yaklaşık 13 sene oldu.
2000 yılında profesyonel olarak başladım. Evveliyatında da amatörceydi. Tepecik
Kasabasında ikamet ediyorum. 2005 yılında gıda üretim sertifikası aldım. Gıda
üretim izni aldım Ankara’dan sonrasında Tepecik’e küçük bir dolum tesisi
kurduk. Orada kendi ballarımızı kendi markamız olan Kamil Çelikkaya Bal adı
altında halkımıza satışa sunuyoruz. Tavşanlı’da dükkanımız var.
MU: Rastgele bir üretim
yapmıyorsunuz aynı zamanda denetlenen bir ürününüz var o zaman?
KÇ: Sertifikalı üretici
olduğumuz için Kütahya İl Müdürlüğünden sürekli, rutin denetimlere geliyorlar.
Ayda en az bir defa geliyorlar. Numune alıyorlar ve denetliyorlar.
MU: Arıcılık yapıyorsunuz
kabaca söylersek ama yaptığınız şey nedir, ne üretirsiniz hangi ürünler var
yanında ve tam olarak neler
09 Kasım 2012
YILIN RÖPORTAJI: AHMET YAŞAR ÇAKMAK
YILIN RÖPORTAJI: AHMET YAŞAR ÇAKMAK
1. Ahmet Yaşar Çakmak kimdir? Çocukluğu, eğitimi, gençliği, mesleği… (Hayatı)
· 1950 Tavşanlı doğumluyum. İlkokul İstiklal’de tamamladıktan sonra hemen arkasından Balıkesir İ.H.Okuluna imtihanla girdik. O zamanlar Kütahya, Eskişehir, Bursa ‘da İ.H. yoktu. En yakın Balıkesir’e başladık. Şükürler olsun birincilikle tamamladık ve İstanbul Yüksek İslam Enstitüsüne yine imtihanla girdik. Orayı da pekiyi derece ile bitirdik. Bilgi olsun diye söylüyorum Tavşanlı içinden ilk defa Yüksek İslam Enstitüsü mezunu biz olduk.
2. Göreve ne zaman ve nerede başladınız ve nerelerde sürdürdünüz?
· 19 Temmuz I974 yılında Kavaklı Kuran Kursunda göreve başladık. Babam merhum otoriter adamdı. Tavşanlı dışında göreve müsaade etmedi. Daha sonra değerli Müftümüz, Diyanet İşleri Başkan yardımcısı Mustafa KUTLU ilçemizde müftü iken Şef olarak bizi daireye aldı. TAKDİR ve TEŞEKKÜRLER alarak görevi sürdürdük. Bu arada 25 sene güzel Tavşanlımızda vaizlik görevini de sürdürdük. Son beş yılı Balıkesir İl Müftülük Saymanlığından da emekli olduk. Biliyorsunuz “HOCANIN
25 Eylül 2012
Ayfer Kafkas İle Kayıp Ruhun Zindanı Üzerine
Röp: Mustafa Uysal
Yazar Ayfer Kafkas Esrarname -Yasak İlmin Kitabı- ile çok sağlam bir çıkış yakalamıştı. Okurlar tarafından çok beğenilen kitap çok satanlar arasına girdi ve hâlâ ilgi görüyor. İlk kitabın devamı olan Kayıp Ruhun Zindanı Esrarname 2 yayımlandığı günden beri gündemden düşmüyor. Bu gizemli macera daha da derinleşerek devam ediyor. Kitap ile ilgili bilgiyi aşağıda bulabilirsiniz.
Esrarname yayınlandığında yazarı ile bir röportaj
yapmıştık. (İlk röportaj burada: http://www.edebya.com/2011/04/ayfer-kafkas-ile-esrarnameyi-konustuk.html
)Bu röportajda birçok sorunun cevabını zaten almış olduğumuz için ve girişi pek
de uzatmadan sanki kaldığımız yerden devam edercesine ikinci kitap için
sorularımızı sormaya başlayalım.
Edebya: İkinci yani devam romanını yazmaya ne zaman karar
vermiştiniz?
06 Mart 2012
NURSAN KABLO DONANIMLARI RÖPORTAJI
TAVŞANLI’DA BİR FABRİKA
NURSAN KABLO DONANIMLARI
Şubat 2012
Fabrika Direktörü M. Güven Dalkılıç sorularımızı cevapladı.
(Bu röportaj ve bu sitede yer alan röportajların çoğunluğu TTSO Kıvılcım Dergisi için yapılmıştır ve dergide yayınlanmıştır.)
Mustafa Uysal: Sizi tanıyarak
başlayalım.
M.Güven Dalkılıç: İstanbul
doğumluyum, Mecidiyeköy’de büyüdüm. Orta
ve Lise öğrenimimi Galatasaray Lisesinde tamamladım. Yüksek öğrenimimi Boğaziçi
Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünde bitirdim, sonra da İstanbul Üniversitesi İşletme
İktisadında Uluslar arası işletmecilik okudum. Meslekte ilk on yıl Otokar’da
çalıştım. Koç Gurubunun Zırhlı araçlar, Land Rover askeri araçları, Minibüs ve
Otobüs üreten kuruluşudur. Sonra dokuz yıl Bureau Veritas kalite sistem
belgelendirme şirketinde çalıştım. Bu firmada denetçi, otomotiv denetçisi,
eğitmen, eğitim müdürü ve otomotiv sektör sorumlusu görevlerini üstlendim.
Nursanlar Grubunda da bu beşinci senem. 2008 yılında başladım, dört senem doldu
bu beşinci yılım. Burada da önce Ar-Ge -Kalite direktörü sonra Operasyon
direktörü şimdi de Nursan Kablo Donanımları Tavşanlı Fabrikası Fabrika
Direktörü olarak çalışıyorum.
M.U.: Bize Nursan Holding’ten
bahsedebilir misiniz, nedir, ne işler yapar?
21 Ocak 2012
Murat Uluçay Röpörtajı
Murat Uluçay Röpörtajı
08.12.2011
TAVŞANLI ÜRETİYOR!
ORGANİK GÜBREDE BİLİNÇLENİYORUZ.
CHICKEN POWER ORGANİK TAVUK GÜBRESİ
Mustafa Uysal: Murat Uluçay kimdir?
Murat Uluçay: 1971 Hollanda Apeldoorn doğumluyum, ilkokulu orada okudum. 1984 yılında Türkiye’ye temelli döndüm. Gelince yaşıtlarım orta ikiye giderken Milli Eğitim Bakanlığı Hollanda’dan getirdiğim diplomayı kabul etmediği için ilkokul beşe geri gönderildim ve benden iki yaş küçüklerle okudum. Ortaokulun bir kısmını Tepecik’te bir kısmını Tavşanlı Atatürk lisesinde okudum. Liseyi de orada bitirdim. Sonra İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Mühendisliği bölümünü
15 Kasım 2011
İLHAMİ AYDIN RÖPÖRTAJI
İLHAMİ AYDIN RÖPÖRTAJI
Mustafa Uysal
Mustafa Uysal: İlhami Aydın kimdir?
İlhami Aydın: 1959 Harmancık doğumluyum. İlk orta ve lise tahsilimi Tunçbilek’te yaptım. Şimdi ticaretle uğraşıyorum. İki çocuk babasıyım.
M.Uysal: Ne kadar zamandır ticaretle meşgulsünüz ve ne tür işler yaptınız?
İ.Aydın: 1978 yılında liseyi bitirdikten sonra üniversite için İstanbul’da bulundum. Ondan sonraki süreçte ticaret fikri hep aklımdaydı, 1980 yılında ticarete başladım ve bugüne kadar devam ettirdim. Ticaretimin ilk yıllarında Tunçbilek’teydim, tuhafiye ve hazır giyim üzerine işe başladım. Benim hedefim kendi işimin patronu olmaktı. Babam GLİ’de çalışıyordu ve Tunçbilek’te oturuyorduk. Dolayısıyla ticari hayatım orada başladı. 1993 yılında Tavşanlı’da ilk mağazamızı açtık. Ticarette hep şunları gözlerim, hedefiniz olmalı, projeleriniz olmalı, projelerinizi hayata geçirmek için doğru zamanda doğru hedefe atılımlarınız olmalı. 1990’da beyaz eşya ve dayanıklı tüketim grubuna geçiş yaptım. Zaten bu işte benim hedeflerim arasında vardı. 1992 yılında
Mustafa Uysal
Mustafa Uysal: İlhami Aydın kimdir?
İlhami Aydın: 1959 Harmancık doğumluyum. İlk orta ve lise tahsilimi Tunçbilek’te yaptım. Şimdi ticaretle uğraşıyorum. İki çocuk babasıyım.
M.Uysal: Ne kadar zamandır ticaretle meşgulsünüz ve ne tür işler yaptınız?
İ.Aydın: 1978 yılında liseyi bitirdikten sonra üniversite için İstanbul’da bulundum. Ondan sonraki süreçte ticaret fikri hep aklımdaydı, 1980 yılında ticarete başladım ve bugüne kadar devam ettirdim. Ticaretimin ilk yıllarında Tunçbilek’teydim, tuhafiye ve hazır giyim üzerine işe başladım. Benim hedefim kendi işimin patronu olmaktı. Babam GLİ’de çalışıyordu ve Tunçbilek’te oturuyorduk. Dolayısıyla ticari hayatım orada başladı. 1993 yılında Tavşanlı’da ilk mağazamızı açtık. Ticarette hep şunları gözlerim, hedefiniz olmalı, projeleriniz olmalı, projelerinizi hayata geçirmek için doğru zamanda doğru hedefe atılımlarınız olmalı. 1990’da beyaz eşya ve dayanıklı tüketim grubuna geçiş yaptım. Zaten bu işte benim hedeflerim arasında vardı. 1992 yılında
04 Ağustos 2011
YONCALI TERMAL OTEL
YONCALI TERMAL OTEL
200611
Halkla İlişkiler Sorumlusu Emel Dağdelen Çötok ile oteli, turizmi ve Yoncalı’yı konuştuk
Mustafa Uysal: Kısaca sizi tanıyalım ve görevinizi sorarak başlayalım.
Emel Dağdelen Çötok: İsmim Emel Dağdelen Çötok, tesisin halkla ilişkiler sorumlusuyum.
M.U.: Tesisi Tütav’dan ne zaman devraldınız ve ne zaman faaliyete başladınız?
E.D.Ç.: Bildiğiniz gibi tesisin eski adı Tütav Termal Otel ve 1995 yılında açılmış. 2010 yılının Aralık ayında Tütav Termal Otel kapandı ve 26 Ocak 2011 tarihinden itibaren de yeni işletmecileri tarafından yoncalı Termal Otel olarak turizmin hizmetine açıldı.
M.U.: Yeni işletmecinin devralmasından sonra elbette bazı değişiklikler yapıldı, neler yaptınız ve Yoncalı Termal Otel olarak hedefleriniz nelerdir?
200611
Halkla İlişkiler Sorumlusu Emel Dağdelen Çötok ile oteli, turizmi ve Yoncalı’yı konuştuk
Mustafa Uysal: Kısaca sizi tanıyalım ve görevinizi sorarak başlayalım.
Emel Dağdelen Çötok: İsmim Emel Dağdelen Çötok, tesisin halkla ilişkiler sorumlusuyum.
M.U.: Tesisi Tütav’dan ne zaman devraldınız ve ne zaman faaliyete başladınız?
E.D.Ç.: Bildiğiniz gibi tesisin eski adı Tütav Termal Otel ve 1995 yılında açılmış. 2010 yılının Aralık ayında Tütav Termal Otel kapandı ve 26 Ocak 2011 tarihinden itibaren de yeni işletmecileri tarafından yoncalı Termal Otel olarak turizmin hizmetine açıldı.
M.U.: Yeni işletmecinin devralmasından sonra elbette bazı değişiklikler yapıldı, neler yaptınız ve Yoncalı Termal Otel olarak hedefleriniz nelerdir?
25 Nisan 2011
AYFER KAFKAS İLE ESRARNAME'Yİ KONUŞTUK
AYFER KAFKAS İLE ESRARNAME'Yİ KONUŞTUK
ESRARNAME
Yasak İlmin Kitabı, TİMAŞ, 2011
Son günlerde yazdığı romanla adından sıkça bahsettiren başarılı yazar Sayın Ayfer Kafkas ile “Esrarname”yi konuştuk. Hatta ilk röportajı biz yaptığımız için daha da mutluyuz. Daha çıktığı ilk günlerden itibaren kulaktan kulağa yayılan bir tılsım gibi okurlarına ulaşan kitap çok sevildi. Çetrefilli bir alan olan fantastik kurguya ustalıkla yaklaşan yazar alnının akıyla giriştiği işten çıkmış görünüyor zira okurları gün geçtikçe artmaya devam ediyor. Çok satanlar listesinde Kütahyalı bir yazarın, üstelik olayların Kütahya’da geçtiği bir romanla yer alması fazlasıyla ilgimizi çekti. Siz okurlarımızın da ilgisini çekeceğini düşündük ve yazarla konuştuk. Sorularımızı cevaplandırdığı için teşekkür ediyoruz kendisine. Kitapla ilgili merakınızı daha da artıracak bu röportajı hemen okumaya başlayın diye biz susalım…
Mustafa UYSAL: Ayfer Kafkas kimdir?
Ayfer KAFKAS: En zor soru bu olmalı. Genellikle konuşkan bir insanım ama iş, kendimi anlatmaya gelince çok beceriksiz oluyorum. Zaten bu eksiğimi yazmakla kapatmaya çalıştığımı düşünüyorum. İçsel dünyama ait meseleleri paylaşan bir insan değilim. Sanırım bu eksiklik insanda ‘yazmak’ şeklinde tezahür ediyor. Fakat çok derine inmezsek, Ayfer Kafkas hayat gailesi içerisinde koşturan, çalışan bir anne
ESRARNAME
Yasak İlmin Kitabı, TİMAŞ, 2011
Son günlerde yazdığı romanla adından sıkça bahsettiren başarılı yazar Sayın Ayfer Kafkas ile “Esrarname”yi konuştuk. Hatta ilk röportajı biz yaptığımız için daha da mutluyuz. Daha çıktığı ilk günlerden itibaren kulaktan kulağa yayılan bir tılsım gibi okurlarına ulaşan kitap çok sevildi. Çetrefilli bir alan olan fantastik kurguya ustalıkla yaklaşan yazar alnının akıyla giriştiği işten çıkmış görünüyor zira okurları gün geçtikçe artmaya devam ediyor. Çok satanlar listesinde Kütahyalı bir yazarın, üstelik olayların Kütahya’da geçtiği bir romanla yer alması fazlasıyla ilgimizi çekti. Siz okurlarımızın da ilgisini çekeceğini düşündük ve yazarla konuştuk. Sorularımızı cevaplandırdığı için teşekkür ediyoruz kendisine. Kitapla ilgili merakınızı daha da artıracak bu röportajı hemen okumaya başlayın diye biz susalım…
Mustafa UYSAL: Ayfer Kafkas kimdir?
Ayfer KAFKAS: En zor soru bu olmalı. Genellikle konuşkan bir insanım ama iş, kendimi anlatmaya gelince çok beceriksiz oluyorum. Zaten bu eksiğimi yazmakla kapatmaya çalıştığımı düşünüyorum. İçsel dünyama ait meseleleri paylaşan bir insan değilim. Sanırım bu eksiklik insanda ‘yazmak’ şeklinde tezahür ediyor. Fakat çok derine inmezsek, Ayfer Kafkas hayat gailesi içerisinde koşturan, çalışan bir anne
16 Şubat 2011
HIZLI YEDİK AMA ÇOK HIZLI
HIZLI YEDİK AMA ÇOK HIZLI
(HAZIR YİYECEK SEKTÖRÜNÜN İLÇE EKONOMİSİNDEKİ YERİ ARAŞTIRMASI)
150110
Tavşanlı’da son on yıldır çok hızlı bir sektör var: Hazır yiyecek sektörü. Hızlı dediğime bakmayın hızlı olan sektörün irili ufaklı açılıp kapanma hikâyesi belki de. O kadar çok tost/döner dükkanı açılıp kapandı ki artık kim, nerede, niçin, nasıl, ne zaman dükkan açtı da ne zaman, nasıl, neden kapattı takip etmek bile mümkün değil. Elbette kalıcı olanlar ve kökleşme eğiliminde olanlar da var ancak neresinden bakarsanız bakın bu iş çok dikkat çekici olmaya devam ediyor.
Dünya ekonomisinde adından söz ettiren dev hazır yiyecek firmaları var ve bunlar ülkemizde de iyi iş yapıyorlar. İlçemizde bu sektörün baş döndürücü hızı çok düşündürücü. İki yönüyle kaygı verici diyebilirim bu gelişmelere. İlki esnaf açısından düşündürücü. Anladığımız ve izlediğimiz kadarıyla işleri bozulanların ilk tutunduğu sektör maalesef burası. Buradan çıkaracağımız sonuç şu olmalı: Bu kadar çok tost/döner dükkanının açılması esnafımızın işlerinin aslında göründüğü kadar yolunda olmadığını söylüyor bize. Kriz ortamı ülkemizi teğet geçti gibi görünse de bu türden incelemelerde net görünen o değil. Kriz esnafımızı çok etkiledi bu çok açık. Bunun bir de diğer yönü var, insanlar işsiz. İşsizliği ilk çaresi olarak bu sektöre tutunuyorlar. İkinci yönü de şu ki, bu kadar çok tost/döner tüketen bir topluma ne zaman dönüştük biz? Bunun da mı krizle alakası var ya da geleneksel yönlerimizin aşınması mı? Tost/döner türü yiyeceklerin gerekliliğini yadsıyor değilim. Onlar da hayatımızın lezzetleri ve epey de alıştık. Modernizmin getirdikleri arasında kolay gitmeyecek olanlardan birisi de hazır yiyecekler. Hızlı olmak zorunda olan insan hızlı da beslenmek zorunda. Peki ne zamandan beri?
Bu tür işyerlerinin Tavşanlı ekonomisindeki yerini de asla küçümseyemezsiniz. Gözlemlediğim kadarıyla tamamına yakını temel tüketim malzemelerini yerli firmalardan karşılıyorlar. Bu büyük bir sıcak para dolaşımını ifade ediyor. Esnafın, öğrencilerin, memurların ve benzeri tüketicilerin de bu sektöre kattıkları sıcak para da hesaba katıldığında ilçemizdeki ekonomik hareketliliğin bir ayağı bu sektör. Umarım bu araştırma bir başlangıç olur devamında ise sektörün sorunlarına daha yakından bakma fırsatımız olur.
26 Ocak 2011
MATBAALAR NE DURUMDA? (Röportajlar)
Matbaa Sektörü Röportajları 040111
Mustafa Uysal
www.edebya.com
MATBAALAR NE DURUMDA?
Ülkemize matbaa geleli epey zaman oldu ama şehrimize çok geç geldi. Geç de olsa geldi ya o bile yeter. Matbaanın çok pahalı makineleri olan bir sektör olduğunu bilerek baktığımızda şehrimizdeki matbaa sektörünün zorluklarını anlamada iyi bir başlangıç yapmış oluruz. Matbaa sadece makinelerden ibaret bir sektör değil. O makineleri kullanacak insanlar gerekiyor. İşte burada devreye matbaacılar giriyor. Bir kere herkesten matbaacı olmuyor. Onlar özel insanlar. O mürekkep kokusunu başka hissediyorlar. Elleri kara, yürekleri aydınlık insanlar. Yine de yürek aydınlığı ufku aydınlatmaya yetmiyor. Gelecekte hatta şimdi onları bekleyen birçok sorun var. Bir şehrin nabzını onlar tutuyorlar, yazılan çizilen onların ellerinden geçiyor. Onlar basit bir ticaretin merkezinde değiller, bir zanaatın icracıları. Sayıları yediye inen matbaacılarla konuştuk bu sayımızda. Yedi matbaacımızla yaptığımız röportajı okuduktan sonra bir sonuç ve değerlendirme yazısı bulacaksınız yazının sonunda. TTSO Kıvılcım Dergisi için hazırlanmıştır.
Mustafa Uysal
www.edebya.com
MATBAALAR NE DURUMDA?
Ülkemize matbaa geleli epey zaman oldu ama şehrimize çok geç geldi. Geç de olsa geldi ya o bile yeter. Matbaanın çok pahalı makineleri olan bir sektör olduğunu bilerek baktığımızda şehrimizdeki matbaa sektörünün zorluklarını anlamada iyi bir başlangıç yapmış oluruz. Matbaa sadece makinelerden ibaret bir sektör değil. O makineleri kullanacak insanlar gerekiyor. İşte burada devreye matbaacılar giriyor. Bir kere herkesten matbaacı olmuyor. Onlar özel insanlar. O mürekkep kokusunu başka hissediyorlar. Elleri kara, yürekleri aydınlık insanlar. Yine de yürek aydınlığı ufku aydınlatmaya yetmiyor. Gelecekte hatta şimdi onları bekleyen birçok sorun var. Bir şehrin nabzını onlar tutuyorlar, yazılan çizilen onların ellerinden geçiyor. Onlar basit bir ticaretin merkezinde değiller, bir zanaatın icracıları. Sayıları yediye inen matbaacılarla konuştuk bu sayımızda. Yedi matbaacımızla yaptığımız röportajı okuduktan sonra bir sonuç ve değerlendirme yazısı bulacaksınız yazının sonunda. TTSO Kıvılcım Dergisi için hazırlanmıştır.
05 Ocak 2011
Ulucamii İmam ve Hatibi Mehmet Çağırkan ile röportaj
Mehmet ÇAĞIRKAN |
Ve yayında... Ses kalitesi internette daha hızlı dinleyebilmeniz için düşürülmüştür. Buradaki ses 32kbit 32000Hz'dir. Orijinali 192kbit 44100Hz'dir.
RÖPORTAJ HEMEN AŞAĞIDA YAYINLANDI. AÇILACAK KUTUDAN DOSYALARA TIKLAYARAK DİNLEYEBİLRİSİNİZ.
16 Aralık 2010
Mavi Marmara'da bir Tavşanlılı: İlhan Dirgin
İlhan Dirgin Foto: TTV |
Aşağıda açılacak soundcloud kutusundan İlhan Ağabeyle yaptığımız konuşmayı dinleyebilirsiniz.
Röportaj Alternatif Radyo için hazırlanmıştır.
Not: 14 Haziran 2016 Hakkın rahmetine kavuştu. Allah rahmet etsin.
03 Kasım 2010
DR. ADİL YİĞİT’LE DOBRA DOBRA
14 Temmuz 2010
DR. ADİL YİĞİT’LE DOBRA DOBRA
Sevgili okurlarım bu kez iş dünyasından değil de hayatımızın içinden birini konuk ettik. Tavşanlılı bir konuğumuz var bu sayımızda. Dr. Adil Yiğit ile ilaçları, tıbbı, kendi uzmanlık alanlarını, insanımızın ilaç ve şifa algısını konuştuk. İlk iki sınıfı burada sonrasını Almanya ve Amerika’da okumuş olan hekimimiz mesleğinde devamlı ilerleyen, yerinde duramayan, sürekli araştıran örnek insanlardan birisi. Onu daha yakından tanımak gerekiyordu. Siz değerli okurlarımızı böyle bir fırsattan mahrum etmemek adına bu fırsatı kaçırmadık. Böylece hem tarihe bir hemşerimizin başarılarını kayıt düşmüş olacaktık hem de burada çok kalmayacak olan hekimimizi saygı ve teşekkür ile anmış olacaktık. Evet, konuştuk ve çok memnun kaldık. Çok şeyler öğretti bu konuşma bize. Umarım siz okuyucularımız da bu konuşmadan faydalanırsınız.
Mustafa Uysal: Önce tanışalım isterseniz.
Dr. Adil Yiğit.: Almanya’da doğdum ve büyüdüm. 4 kardeşiz. 16 yaşımda Amerika'ya gittim. Lise, üniversite ve uzmanlığımı Amerika’da bitirdim. İhtisas yaptığım alan chiropractic (Kayropraktik). Bu uzmanlık alanı Amerika’da, tıbbın içinde barındırdığı bir dal, Türkiye’de henüz tanınmıyor. Chiropractic hekimleri iskelet sistemin biyomekanik düzeni üzerine ihtisas yaparlar.
DR. ADİL YİĞİT’LE DOBRA DOBRA
Sevgili okurlarım bu kez iş dünyasından değil de hayatımızın içinden birini konuk ettik. Tavşanlılı bir konuğumuz var bu sayımızda. Dr. Adil Yiğit ile ilaçları, tıbbı, kendi uzmanlık alanlarını, insanımızın ilaç ve şifa algısını konuştuk. İlk iki sınıfı burada sonrasını Almanya ve Amerika’da okumuş olan hekimimiz mesleğinde devamlı ilerleyen, yerinde duramayan, sürekli araştıran örnek insanlardan birisi. Onu daha yakından tanımak gerekiyordu. Siz değerli okurlarımızı böyle bir fırsattan mahrum etmemek adına bu fırsatı kaçırmadık. Böylece hem tarihe bir hemşerimizin başarılarını kayıt düşmüş olacaktık hem de burada çok kalmayacak olan hekimimizi saygı ve teşekkür ile anmış olacaktık. Evet, konuştuk ve çok memnun kaldık. Çok şeyler öğretti bu konuşma bize. Umarım siz okuyucularımız da bu konuşmadan faydalanırsınız.
Mustafa Uysal: Önce tanışalım isterseniz.
Dr. Adil Yiğit.: Almanya’da doğdum ve büyüdüm. 4 kardeşiz. 16 yaşımda Amerika'ya gittim. Lise, üniversite ve uzmanlığımı Amerika’da bitirdim. İhtisas yaptığım alan chiropractic (Kayropraktik). Bu uzmanlık alanı Amerika’da, tıbbın içinde barındırdığı bir dal, Türkiye’de henüz tanınmıyor. Chiropractic hekimleri iskelet sistemin biyomekanik düzeni üzerine ihtisas yaparlar.
13 Ekim 2010
HANIMLAR VE CAMİ
Tavşanlı Müftüsü Mecit Amil |
HANIMLAR VE CAMİ
(Tavşanlı Müftüsü Mecit Amil Röportajı- Sesli)
Hanımların özellikle cuma namazına gelmesiyle ilgili sıkıntılardan bahsetmiş ve bu konuda daha önce bir şeyler yazıp çizmiştik. Hanımların cuma namazından engellenemeyeceğini bunun ibadet hakkını engellemek olduğunu da söylemiştik. Daha da önemlisi hanımların cuma namazına gitmesinden önce vakit namazları için bile camilerimizin eksik olduğunu belirtmiştik. Camilerin eksikleri giderilirdi bir şekilde ama insanların zihinlerindeki eksiklik nasıl giderilecekti?
Takip eden okuyucularımız bu konularda daha önceki yazdıklarımızı biliyorlardır ama takip edemeyenler için aşağıdaki önceki yazıların linkleri var.
Bütün bunlar konuşulurken (İlçemizde müftülük vekaleten yürütülüyordu.) ilçemize yeni bir müftü geldi.
15 Temmuz 2010
Huzur Otel, Arif Dirgin Röportajı
GELİŞİMİN VE DEĞİŞİMİN ADI: HUZUR OTEL
Mustafa Uysal: Sizi tanıyabilir miyiz?
Arif Dirgin: İsmim Arif Dirgin, Tavşanlı Güzelyurt Köyündenim, Huzur Otelin müdürüyüm.
M.U. : Mesleğinize nasıl başladınız?
A.D. : Turizm bölgelerinde birçok otelde görev aldım. Oralarda otelcilik üzerine çok fazla deneyim sahibi oldum. Birçok otelde düzenlemeler ve değişik çalışmalar yaptık. Yaptığımız çalışmalar epey beğeni kazanmıştı. Otelcilik benim içimde bir ukde olarak kalmıştı. Burada onu gerçekleştirmeye çalışıyorum. İlk hedeflerim arasında da Tavşanlı’nın yüz akı olmak var. Burada daha önce benim anladığım manada otel yoktu.
M.U. : Huzur Otelin geçmişi ile ilgili kısa bir bilgi verebilir misiniz?
A.D. : Otelimiz 21 yıllık bir geçmişe sahip. O günden beri de hiçbir çalışma, tadilat, yenileme yapılmamış burada. Normal bir şehir oteli olarak, vasat şekilde çalışmasına devam etmiş. Kalan kalsın kalmayan kalmasın gibi yani. Kurulduğu günkü haliyle kalmış.
M.U. : Peki bu yenileme çalışmaları sizinle birlikte mi başladı?
21 Haziran 2010
ÇOK ORTAKLI ŞİRKETLER VE BAŞARISIZLIK
ÇOK ORTAKLI ŞİRKETLER VE BAŞARISIZLIK
4 Haziran 2010
Tavşanlı’da bugüne kadar birçok çok ortaklı şirket kuruldu ve çoğunluğu başarısızlıkla sonuçlandı. Halen sürenler var, bunların da durumları çok net değil başarı açısından bakıldığında. İlçemiz insanları birlikte iş yapmayı iyiliğe ortak olmayı seviyor. Dolayısıyla bu tür girişimlerde hep yer alıyorlar ve sanırım bundan sonra da yer almaya devam edecekler. Bu tür çok ortaklı şirketler ilçemizde bir türlü başarıya ulaşamadı. Sonunda gördük ki hep yıkım ve güvensizlik ortamı doğurdu. Herkes birbirini suçladı. Ortalık toz duman oldu ve zaten bu tür bir bunalımın ortasında kimse gerçek suçlunun kim yahut ne olduğunu sorgulayamadı. Kişisel suçlamalar olarak kaldı hepsi. Aslında acaba neler oldu? Yanlış olan neydi yahut hatalı olan kimdi? Bunları konuşurken kişilere takılmadan, suçlayıcı, yargılayıcı davranmadan sadece anlamaya çalışarak kişi ve kurum isimleri vermekten kaçındık. Maksadımız birilerini incitmek, sorgulamak değil vakaları sorgulamak, anlamaya çalışmak ve nihayetinde günümüze ışık tutacak sonuçlar elde etmek. Bu ilkeler ışığında, aynı zamanda çok ortaklı bir şirketin yöneticiliğini de yapan Mustafa Göktekin ile konuştuk. Umarım ileride atılacak adımlarda da aynı hatalara düşülmez ve ortaklığın, beraber iş yapmanın bereketine kavuşuruz. Röportaj için Tıklayınız.
4 Haziran 2010
Tavşanlı’da bugüne kadar birçok çok ortaklı şirket kuruldu ve çoğunluğu başarısızlıkla sonuçlandı. Halen sürenler var, bunların da durumları çok net değil başarı açısından bakıldığında. İlçemiz insanları birlikte iş yapmayı iyiliğe ortak olmayı seviyor. Dolayısıyla bu tür girişimlerde hep yer alıyorlar ve sanırım bundan sonra da yer almaya devam edecekler. Bu tür çok ortaklı şirketler ilçemizde bir türlü başarıya ulaşamadı. Sonunda gördük ki hep yıkım ve güvensizlik ortamı doğurdu. Herkes birbirini suçladı. Ortalık toz duman oldu ve zaten bu tür bir bunalımın ortasında kimse gerçek suçlunun kim yahut ne olduğunu sorgulayamadı. Kişisel suçlamalar olarak kaldı hepsi. Aslında acaba neler oldu? Yanlış olan neydi yahut hatalı olan kimdi? Bunları konuşurken kişilere takılmadan, suçlayıcı, yargılayıcı davranmadan sadece anlamaya çalışarak kişi ve kurum isimleri vermekten kaçındık. Maksadımız birilerini incitmek, sorgulamak değil vakaları sorgulamak, anlamaya çalışmak ve nihayetinde günümüze ışık tutacak sonuçlar elde etmek. Bu ilkeler ışığında, aynı zamanda çok ortaklı bir şirketin yöneticiliğini de yapan Mustafa Göktekin ile konuştuk. Umarım ileride atılacak adımlarda da aynı hatalara düşülmez ve ortaklığın, beraber iş yapmanın bereketine kavuşuruz. Röportaj için Tıklayınız.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)