RÜZGÂRDAN SONRA
Halil Oral
Rüzgârlı Pazarlarda şişirdik yelkenlerimizi. Aslında yelkenlerimiz hakkın, hukukun, doğrunun, sevginin, sevdanın, ülkemin, insanımın dahası coğrafyamın coşkusu ve heyecanıyla dopdoluydu. Yelkenlerimiz Pazar rüzgârlarında yeniden şişerken aklımızı, benliğimizi, kimliğimizi, haysiyetimizi, terbiyemizi düşürmedik her daim. Bunun keyfinde ve sabrında olmanın bilincindeydik. Kimileri lades oyunlarının cambazı olsa da biz yüreğimizdeki memleket sevdasına asla halel getirmedik.
Yaradanın herkese bir ağız, bir dil verdiği muhakkak. Ağızdaki dili evirip çevirmek, elindeki kaleme eğri veya doğru çizgiler çektirmek de akıl süzgecimizle alakalı. Akıl süzgeci; aldığınız terbiye, örf, adet, inanç, iman ve ahlakla bezeli değilse yaşam hanesi özürlüdür.
Lades şampiyonları kazanmanın hırsıyla kendilerinden geçiyorlar. Bu geçişle dalaverenin perhizinde bile olmuyorlar. Ne yazık.. Perhizsiz konuşurken avurtları doluyor. Ah ki ah!
Perhizsiz konuşmalar içi dışa vurduruyor. Bu dışa vurum sırasında bir de alkışlandı mı DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder