OsmanSaidDEMİRYILMAZ KALBiN
CAZiBESi
Yüreğimde çarpan aciz kalp atışlarının adedince merhaba, 24.12.2013
Sana yazdıklarımı okuyanlar bunlar mektup değil diyor. Evet mektup değil; Dostname! Edebiyatçılar bu dostnamelere ister mektup desin, ister deneme… Ben dosta hitaben yazıyorum, kâh içimdeki dosta, kâh satırlardaki dostlarıma… Dostname budur zaten. İçindeki duygularını dostlarınla satırlarda paylaşmak. Bazen bedenler yan yana olsalar da birbirlerinden çok uzaktırlar.
Sana yazdıklarımı okuyanlar bunlar mektup değil diyor. Evet mektup değil; Dostname! Edebiyatçılar bu dostnamelere ister mektup desin, ister deneme… Ben dosta hitaben yazıyorum, kâh içimdeki dosta, kâh satırlardaki dostlarıma… Dostname budur zaten. İçindeki duygularını dostlarınla satırlarda paylaşmak. Bazen bedenler yan yana olsalar da birbirlerinden çok uzaktırlar.
Ya
da biz gibi bedenler ayrı mekanlarda olsa da, satırlarda buluşmak başkadır. Bedenler değil kalpler bir arada olmalı, ancak o zaman hissedersin aynı
duyguyu, aynı lezzeti… Yaşamak da böyledir aslında; Dostnamede buluşur gibi
buluşmak kalplerde…
Kalp durunca yaşayamaz insan! Vücut fonksiyonları biter. Kalır öylece…
Kalbin cazibesi sadece maddi değil, manevi olarak görülmeli… İnsanın maddi
hayatı için kalp ne kadar önemli ise, manevi hayatı için de o kadar büyük önem
taşır. Lakin her şey bunu anlamakla bitmiyor maalesef… Eminim sen de
yaşamışsındır; bazen davetsiz misafirler nereye misafir olduklarını bilmeden
düzensiz ve zalimce davranabiliyorlar. İşte o zaman firak melteminin acı
lezzetini tadıyor insan. Allah’ın inayetiyle kalplerimize, değer veren, değer
verilen misafirler kabul edilsin ki; kalplerdeki arzular paylaşılsın
fütursuzca… Zaten paylaşılabilen kalpler bedenleri de yan yana getirir. Ya bu
alemde, ya da mana aleminde! Yeter ki kalpler arasında soğuk cam duvarlar
kalmasın!
Bizim gönlümüzde de bir çok masal gizli… Kalbimizin misafirlerinden
kalan birkaç hatıra… Hani hep dinlediğin Leyla ile Mecnunlar, Ferhat ile
Şirinler var ya; işte bizdeki de öyle bir küçük masal. Senin de yüreğinde iz
bırakmış küçük masallar vardır elbet! Bir gün başka bir Dostnamede paylaşırız
bu masalları da… Şimdi sadece benim masalım için birkaç cümle dizeceğim. Dinle
ve hisset bakalım, bizdeki masal ne kadar derinlere gider.
Zamanın birinde bir gül
vardı;
Bülbül sever, bahçevan
sulardı!
Bir gün bahçevan gülü
kopardı;
Bülbül yalnız kaldı, Gül
sarardı!
Dostnamenin satırlarına yazılmış ilk şiirimiz oldu. Burada bir hayat
hikayesi gizlidir. Kısacık, tıpkı bizim de, Aşık Veysel’in dediği gibi “iki
kapılı bir han” geldik, gidiyoruz. Dünya bir gölgelik, duracaksın,
dinleneceksin ve toprağa yöneleceksin. Bu aşk da kısa tıpkı yaşam gibi… Bazen
giden gül olur insan, bazen geride kalan bülbül. Ama bahçevan tek; o ne derse o
olur bu bahçede… “Ol” der oluverir her şey! “Bit” dediği vakitte biter!
Yazdığımız cümleleri nasıl bulduğumuzu merak mı ediyorsun. Bir ilham bul
kendine öyleyse… İlham olmadan kelimeler cümlelerdeki yerini bulamaz. Bizim
ilhamımız bazen bir leyla olur, bazen Mevla! Bazen bir cümle bir kelime için
yazılır; bazen bir olay, bir sevdayı anlatmak için yazılır. Bazen sevgililerin
sevgilisiyle Dostnamede hemhal olmak için yazılır. Bazen bir prensese, bazen
bir güle methiyeler düzülür… Unutma ki her şiirde şairden, her Dostnamede
satırlara yansıyan dosttan bir iz vardır. İlham yoksa şiir de olmaz, cümle de
kurulmaz. O yokken onu yaşamak zordur. Ya onda bulursun sonsuzluğun
derinliğini, ya onda kaybedersin kendini… Sevmek, beklemek, istemek, kavuşmak
hatta özlemek zordur.
Biz biraz karalıyoruz ya işte duyduk ki; bize “üstad” diyenler varmış.
Haşa! Ne haddimize, biz olsak olsak “Üsved” oluruz. Üsved; dert ortağı
demektir, sırdaşdır, dostnamedeki dosttur. Dostnameler bir bakıma üsvetnamedir.
Müsvettelerin dönüştüğü üsvetnamelerdir sadece… Gerisi bizi aşar, bize bol
gelir böyle tabirler. Ey dost; bizi böyle kabul eyle büyütme gözünde!
Dostnamede herkes dosttur sadece… Kalpleri buluşturan birkaç satırdan başka bir
şey değil yazdıklarımız. Bizimle oku, düşün, tefekkür et sadece! Ama sen de biz
gibi nokta koyma ( )
Osman Said DEMİRYILMAZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder