edebya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
edebya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Ocak 2021

KÜLTÜREL YOZLAŞMANIN BOYUTLARI NELERDİR?

Evet güzel insanlar! 

Talip Kazgı
Sizlerle tekrar birlikte olmanın verdiği güçle, yazılarımıza inşallah kaldığımız yerden devam edeceğiz. Yaklaşık 8-10 yıldır ara vermiş olduğumuz EDEBYA yazılarına, edebe riayet ederek bir şeyler yazmaya çalışacağız inşallah."KÜLTÜREL YOZLAŞMANIN BOYUTLARI NELERDİR?" diye sorarken, bu sorduğum sorunun cevabını da sizlere vermeye çalışacağım inşallah.

Dilimizden pelesenk haline getirdiğimiz bir tabir olan; "kültürde yozlaşma" tek başına her şeyi kapsar mı diye konuya başlamak lazım aslında. Yozlaşma nedir? diye konuya başlarken kelime manası olarak Türk Dil Kurumu resmi web sitesine baktığımızda şu anlam çıkıyor karşmıza; Yozlaşma (TDK) : "Yozlaşmak durumu, tereddi, dejenerasyon". Sanki bana tevafuken yardıma koşar gibi geliyor bu anlam. Normal manası, "Manevi değerlerden uzaklaşmak,özünü kaybetmek, geleneklerden uzaklaşmak,aslından dönmek" manalarına gelen bir sözcüğün manasının, Türk Dil Kurumu sitesinde yeterince açıklanmadan ve dahi etimolojik olarak Fransızca-Latince bir karışımla karşımıza çıkan, "Dejenerasyon" sözcüğü bize yozlaşmanın dilimizde, dahil olmak üzere nerelere kadar girdiğinin en bariz örneğini teşkil ediyor aslında.

Dejenerasyon; "Soysuzlaşma, soyunun özelliklerini kaybetme, neslin bozulması" gibi anlamlara da geliyor. Kelimenin aslı ; Fransızca dégénérer "soysuzlaşmak,

25 Eylül 2020

YouTube Edebya Kanalı

Edebya YouTube kanalına abone olmanızı bekliyoruz. 
Madem bizi dijital bir gelecek bekliyor... Hazır olmak lazım. Abone olarak siz de bir tuğla koyun :) youtube.com/edebya 


 

16 Haziran 2013

SAHNE-1



Perdeler açıldı…
Önce Acemi şair çıktı sahneye,
Ardından rol arkadaşı Nazlı Prenses…
Acemi şair şöyle bir dolandı sahneyi,
Nazlı Prenses birkaç adım geri çekildi…
Şair Nazlı Prensesin gözlerine baktı;
Ve bir mısra yazdı sözleriyle oracıkta…
Yok yok bir değil bin mısra…
Uzattı teker teker Nazlı prensese…
Şair “Seviyorum” deyince;
Nazlı Prenses “Arkadaşız” dedi…
Şair “Sevgilim ol” deyince;
Nazlı Prenses “İhtiyacım yok” dedi…
Şair “Sev beni ne olur!” deyince;
Nazlı Prenses “Böyle şeylerden hoşlanmam” dedi…
İşte tam o anda
Bir sessizlik oldu sahnede,
Arkadan suflörün sesi duyuldu…
Rejisör oyunları karıştırmıştı…
Senarist yanlış roller yazmıştı…
Ya da suflör yanlış okudu…
Nazlı Prenses Suflöre güvendi;
Verdi veriştirdi…
Şair ne dediyse olmadı…
Sonunda Nazlı Prenses “İstemeden oldu” deyiverdi…
Şair tek kelime etmedi…
Nihayet meçhul prens gördü seyirci…
Hak verdi Nazlı Prenses’e…
Şair boynu bükük terk ederken sahneyi,
Perdeler kapandı…
Oyun bitti…
... 

Osman Said DEMİRYILMAZ