16 Şubat 2011

HIZLI YEDİK AMA ÇOK HIZLI

HIZLI YEDİK AMA ÇOK HIZLI
(HAZIR YİYECEK SEKTÖRÜNÜN İLÇE EKONOMİSİNDEKİ YERİ ARAŞTIRMASI)
150110
Tavşanlı’da son on yıldır çok hızlı bir sektör var: Hazır yiyecek sektörü. Hızlı dediğime bakmayın hızlı olan sektörün irili ufaklı açılıp kapanma hikâyesi belki de. O kadar çok tost/döner dükkanı açılıp kapandı ki artık kim, nerede, niçin, nasıl, ne zaman dükkan açtı da ne zaman, nasıl, neden kapattı takip etmek bile mümkün değil. Elbette kalıcı olanlar ve kökleşme eğiliminde olanlar da var ancak neresinden bakarsanız bakın bu iş çok dikkat çekici olmaya devam ediyor.
Dünya ekonomisinde adından söz ettiren dev hazır yiyecek firmaları var ve bunlar ülkemizde de iyi iş yapıyorlar. İlçemizde bu sektörün baş döndürücü hızı çok düşündürücü. İki yönüyle kaygı verici diyebilirim bu gelişmelere. İlki esnaf açısından düşündürücü. Anladığımız ve izlediğimiz kadarıyla işleri bozulanların ilk tutunduğu sektör maalesef burası. Buradan çıkaracağımız sonuç şu olmalı: Bu kadar çok tost/döner dükkanının açılması esnafımızın işlerinin aslında göründüğü kadar yolunda olmadığını söylüyor bize. Kriz ortamı ülkemizi teğet geçti gibi görünse de bu türden incelemelerde net görünen o değil. Kriz esnafımızı çok etkiledi bu çok açık. Bunun bir de diğer yönü var, insanlar işsiz. İşsizliği ilk çaresi olarak bu sektöre tutunuyorlar. İkinci yönü de şu ki, bu kadar çok tost/döner tüketen bir topluma ne zaman dönüştük biz? Bunun da mı krizle alakası var ya da geleneksel yönlerimizin aşınması mı? Tost/döner türü yiyeceklerin gerekliliğini yadsıyor değilim. Onlar da hayatımızın lezzetleri ve epey de alıştık. Modernizmin getirdikleri arasında kolay gitmeyecek olanlardan birisi de hazır yiyecekler. Hızlı olmak zorunda olan insan hızlı da beslenmek zorunda. Peki ne zamandan beri?
Bu tür işyerlerinin Tavşanlı ekonomisindeki yerini de asla küçümseyemezsiniz. Gözlemlediğim kadarıyla tamamına yakını temel tüketim malzemelerini yerli firmalardan karşılıyorlar. Bu büyük bir sıcak para dolaşımını ifade ediyor. Esnafın, öğrencilerin, memurların ve benzeri tüketicilerin de bu sektöre kattıkları sıcak para da hesaba katıldığında ilçemizdeki ekonomik hareketliliğin bir ayağı bu sektör. Umarım bu araştırma bir başlangıç olur devamında ise sektörün sorunlarına daha yakından bakma fırsatımız olur.


Tavşanlı’da 1996-98 yılları arasında yavaştan başladı ve 2001-03 yılları arasında da patlama oldu.

Celal Tosun/ Şahan Tost
Mustafa Uysal: Sizi tanıyabilir miyiz?
Celal Tosun: İsmim Celal Tosun, Emetliyim. 1984 senesinde Tavşanlı’ya yerleştim. O yıllardan beri de bu tür işlerle uğraşıyorum. Emekliyim.
M.U.: Ne tür bir iş yapıyorsunuz, bize yaptığınız işi tanımlayabilir misiniz?
C.T.: Emekliye ayrıldıktan sonra da daha önce yaptığım işi yapıyorum. Tost, köfte, hamburger, sucuk ekmek köfte hatta akşamları menemen bile yapıyoruz. Hazır yiyecek sektöründe hizmet veriyoruz yani.
M.U.: Bu işler Tavşanlı’da ne zaman nasıl başladı bize tarihini seyrini anlatır mısınız?
C.T.: Tavşanlı’da 1996-98 yılları arasında yavaştan başladı ve 2001-03 yılları arasında da patlama oldu.
M.U.: Sizin açınızdan hazır yiyecek neyi ifade ediyor?
C.T.: İnsanların zamanlarını iyi değerlendirmek için hızla yaptıkları tüketim diyebilirim buna. Yani aslında vakti azalan insanlar kendileri için hızlıca hazırlanmış gıdalar yöneliyorlar. Mesai saatlerinin arasında lokantaya yahut eve gitmek yerine bizim gibi yerleri tercih ediyorlar. Zamandan kazanmanın adı yani.
M.U.: Siz ne zamandır bu işi yapıyorsunuz?
Bizim burada tost bilhassa çok kıymetli bir şey lezzetinden dolayı. Diğer yerlere benzemez. Burada kullandığımız kaliteli malzemeler var. Kullandığımız ürünlerin tamamı yerli ve kaliteli şeyler. Bunlar bir ustanın eline geçince de ayrı bir tadı oluyor tabi. Kıvamı iyi verilmiş bir tost gibi lezzet zor bulunur.

C.T.: Daha öncesinde de kısmi olarak yaptığım bu işi  2005’ten beri yapıyorum.
M.U.: Türkiye’de ve Tavşanlı’da bu işlerde bir patlama oldu, sizce sebebi nedir?
C.T.: Türkiye’de hatta dünya patlama olduktan sonra Tavşanlı’ya geldi bu iş yani Tavşanlı’ya biraz geç geldi. Bizim burada tost bilhassa çok kıymetli bir şey lezzetinden dolayı. Diğer yerlere benzemez. Burada kullandığımız kaliteli malzemeler var. Kullandığımız ürünlerin tamamı yerli ve kaliteli şeyler. Bunlar bir ustanın eline geçince de ayrı bir tadı oluyor tabi. Kıvamı iyi verilmiş bir tost gibi lezzet zor bulunur.
M.U.: Siz hangi ürünleri yapıyorsunuz?
C.T.: Tost, sucuk ekmek, kumru, hamburger, burger, menemen, sosis ve meşrubat türleri.
M.U.: Bu ürünleri kimler tüketiyor genel itibariyle?
C.T.: Aslında halkımızın tamamı bu ürünlerden hoşlanıyor ve tüketiyor. Genel tüketim içinde baktığımızda esnaf ve öğrencilerin daha yoğunlukta olduğunu görüyorum.
M.U.: Tavşanlı’da çok fazla işyeri açılıp kapanıyor sizin sektörde sebebi nedir sizce?
C.T.: Arz talep dengesizliği. Nüfus oranına göre çok fazla işyeri açılıyor. Dükkan kiraları fazla, malzemelerimiz pahalı, buna ayak uydurmak uzun vadede çok zor. Aslında çok hızlı bir sıcak para döngüsü de yok.
M.U.: Sektörünüzün ne tür sıkıntıları var?
C.T.: Sektörümüzün en büyük sıkıntılarından birisi kiraların çok fazla olması. Bir de tabi fiyat dengesizliği var. Biz fiyatlarımızı belirliyoruz müşterilerimizi o fiyata daha alıştıramadan malzeme fiyatlarına zam geliyor. Örneğin biz tostu 2 lira yaptığımız bir zamanda sucuk zamlanıyor. Ardından biz daha fiyatımızı değiştirmeden ikinci zam geliyor aldığımız malzemelere. Bizim buna ayak uydurmamız mümkün olmuyor her zaman. Kalifiye eleman sıkıntısı çekiyoruz bir de. Bu işe bakış açısının değişmesi lazım. Yani her eline ekmek alan tost yapar diye bir şey yok. Tavşanlı’da bu işi tam anlamıyla yapan üç-beş kişi aslında.
M.U.: Ne tür hizmetleriniz var, ev ve işyerlerine servisiniz var mı?
C.T.: Şu an yakın çevremize servis yapıyoruz.
M.U.: Hangi yollarda sipariş alıyorsunuz?
C.T.: Telefonla sipariş alıyoruz yakında internet üzerinden de alacağız.
M.U.: Ürünlerinizin besin değerleriyle ilgili bir araştırma yaptınız mı ya da yapılan araştırmalardan haberiniz var mı?
C.T.: O tür bir araştırma yaptırmadık tabi ama kullandığımız ürünlerin besin değerleri zaten biliniyor. Örneğin sucuk, kaşar, köfte, sosis gibi yüksek değerli gıdalar kullanıyoruz. Besleyici ürünler kullanıyoruz.
M.U.: Sağlık uzmanları, doktorlar bu tür ayaküstü atıştırmaların pek de sağlığa faydalı olmadığını söylüyorlar siz ne düşünüyorsunuz?
C.T.: Bundan kaçış yok, günümüzün şartları bunu zorluyor. Her öğünde yememek kaydıyla bu lezzetlerden de uzak kalmak yazık olur tabi. Farklı bir lezzet bu ama devamlı bununla beslenmemek gerekiyor tabi.
M.U.: Tavşanlı ekonomisindeki yeriniz nedir, ne tür bir katkı sağlıyorsunuz?
C.T.: Esnafımızın giderlerini azaltıyoruz. (Gülüşmeler.) Öğrencilerimizin bu krizde daha ekonomik beslenmelerini sağlıyoruz. Bir de malzeme aldığımız yerlerle birlikte sıcak para sirkülasyonuna katkımız var.
M.U.: Malzemelerinizi nerelerden temin ediyorsunuz?
C.T.: Aslında hepsi yerli firmalardan temin ediliyor. Nesil, Şirin, Ali Onbaşı, Banvit gibi yerler söyleyebilirim. Daha alışveriş ettiğimiz bir çok yerli firma var. Ben aklıma ilk gelenleri söyledim. Hepsi yerelden temin ediliyor.
M.U.: Kendi aranızda birliğiniz var mı, kurmayı düşündünüz mü, buna ihtiyaç var mı kalite ve fiyat politikası açısından?
C.T.: Tavşanlı’da böyle bir tutkunluk yok. Beraberce şunları yapalım diyen yok. Dönerciler arasında böyle bir girişim yaşandı bir ara fiyat politikası belirlemek için. Sanırım birkaç itiraz gelince bu girişim de sonuçsuz kalmış. Bildiğim bu var yani. Son olarak şunu da söyleyeyim, işlerimiz daha da açılacak ve iyiye doğru gidecek buna umudum var. Daha da gelişmeler olacak yani.

Bakıyorlar, sermayesi az görünüyor. Bir tost makinesinin veya döner ocağının maliyeti düşük, yanına bir tezgah yaptırıp hemen bu işe başlayan bir çok kişi var.

Hamdi Kurt/Tiryakioğlu Tost
Mustafa Uysal: Sizi tanıyabilir miyiz?
Hamdi Kurt: Ben Hamdi Kurt Tavşanlı,da fast food türü işletmecilik yapıyoruz. Aslen Kütahyalıyım ama 1982 yılından beri Tavşanlı’dayım.
M.U.: Bu işi ne zamandır yapıyorsunuz?
H.K.:  Fast food türüne lokantacılık sektöründen geliyorum. Bir geçiş dönemi yaşadım bununla birlikte on yıldır falan bu işi yapıyorum.
M.U.: Bize yaptığınız işi tanımlayabilir misiniz?
H.K.: İki tane işyerimiz var. Birinde sadece tost üzerine çalışıyoruz birinde de sadece döner üzerine çalışıyoruz.
M.U.: Hazır yiyecek tam olarak ne ifade ediyor size göre?
H.K.: Fast food anlam olarak hızlı yemek, ayaküstü atıştırma gibi anlamlara geliyor.
M.U.: İnsanlar sizi karın doyurmak için mi yoksa atıştırmak, ara öğün ya da farklı bir lezzet olsun diye mi tercih ediyorlar?
H.K.: Karın doyurmaktan ziyade sanırım öğün geçiştirmek ve biraz da zaman kazanmak adına bizi tercih ediyorlar. Artık eskisi gibi değil yani lokanta sektöründe biraz gerileme var.
M.U.: Yani lokanta yerine tercih edilen mekanlardan diyebiliriz aslında sizin sektörünüz için.
H.K.: Evet.
M.U.: Dünyada, Türkiye’de özellikle Tavşanlı’da neden çok tutuldu bu iş? Çok fazla bu işi yapan var.
H.K.: Bu işin lokomotifliğini yapan birkaç yer var Tiryakioğlu da bunlardan birisi. İşine özen gösteren, sadece bu işi yapan, bunu meslek edinmiş bir yeriz. Bu bizim baba mesleğimiz, babamızdan gelen bir meslek. Bunun dışında bizim bildiğimiz bir iş yok biz bunu yapmak zorundayız ve iyi yapıyoruz. Bizim bu yaptığımız iş diğerlerine emsal oluşturuyor çok fazla açılıp kapanan işyeri var bu sektörde. Pek kullanmak istemiyorum ama taklitçilik denebilir. Bakıyorlar, sermayesi az görünüyor. Bir tost makinesinin veya döner ocağının maliyeti düşük, yanına bir tezgah yaptırıp hemen bu işe başlayan bir çok kişi var. Burada bir kopukluk var. Sadece ustalık belgesi istense yetecek aslında. Siz bu işe ehil misiniz, denilse bu aç-kapa olayları da ortadan kalkacaktır. Çok alakasız sektörlerden bizim işe el atanlar var.
M.U.: Son çare tutunacak dal olarak mı görüyorlar yani?
H.K.: Tabi bunları da yadırgamıyorum, sonuçta evlerine ekmek götürmenin mücadelesini yapıyorlar. Saygı duyuyorum mücadelelerine ama ehil olmadıkları için de çok fazla gitmiyor. Mutlaka herkes kendi bildiği işi yapmak ister ama günümüzün ekonomik şartları buna itiyor insanları.
M.U.: Ne tür ürünler var sizde?

Hani derler ya dokuz işte çırak olacağına bir işte usta ol, diye bir söz vardır. Biz burada çok iyi bildiğimiz işi yani tost yapıyoruz.

H.K.: Hani derler ya dokuz işte çırak olacağına bir işte usta ol, diye bir söz vardır. Biz burada çok iyi bildiğimiz işi yani tost yapıyoruz. Diğer dükkanımızda da yine çok iyi bildiğimiz iş olan döneri yapıyoruz.
M.U.: Bize, yapılışıyla birlikte tostu tarif eder misiniz?
H.K.: Tost yöresel olarak değişiyor ama Tiryakioğlu da Tavşanlı’ya has bir tost olup çıktı. Halkımız da bunu sevdi.
M.U.: Diğerlerinden farkı nedir?
H.K.: Malzemenin kaliteli ve bol oluşudur.
M.U.: Ben aslında şunu merak ediyorum: Ekmeği ortadan kesip içini dolduruyorsun, biraz ısıtıyorsun… Bu kadar basit mi yani?
H.K.: O kadar basit değil. bir takım püf noktaları var, ekmeğin kızarması, sucuğun pişmesi, kaşarın erimesi, yağın ne zaman sürüleceği çok önemli. Vaktinden önce sürerseniz yağ yanar, koku yapar, bunlara dikkat edeceksiniz. Kullandığımız malzemeler de kaliteli.
M.U.: Kimler ne için yiyor tostu? Örneğin halkımız bunun için, öğrenciler bunun için, esnaf bunun için gibi.
H.K.: Hızlı olması ortak nokta diyebiliriz. Eşlerin ikisinin de çalışması tost tüketiminde etkili. Evde yemek yapmaya fırsatı olmayanların tercih sebebi. Öğrenciler için zaten yeni bir beslenme kültürü oluştu bu fast food tarzında. Bu akıma kapıldılar gidiyor. Bir de öğrenci harçlıkları bir lokantada oturup yemek yemeye imkan tanımadığı için bizi tercih ediyorlar.
M.U.: Bu durumda yoğunluk hangi saatlerde oluyor?
H.K.: Genel itibariyle baktığımızda öğlen 12.00-14.00 arası ve akşamüzeri 17.00-19.00 arası.
M.U.: Sektörünün sıkıntıları neler?
H.K.: Az önce de söylediğim gibi denetimsizlik, yeterlilik, kalifiye eleman gibi konular. Bu işin belli bir kuralı da yok. Ne bileyim bir işletmenin hemen yanına, karşısına, çaprazına çok rahatlıkla mekan açılabiliyor Tavşanlı’da. Bununla ilgili de bir denetim mekanizması yok.
M.U.: Ne tür hizmetler veriyorsunuz?
H.K.: Ev ve işyerlerine paket servislerimiz mevcut. Bana göre zaten işin yüzde kırkını paket servis oluşturuyor. Dışarı gidiyor tost. Elbette salonumuzda da konforlu ve temiz bir ortamda da servis yapıyoruz. Telefonla, internetten, cep telefonlarıyla siparişler alıyoruz.
M.U.: Ürününüzle ilgili besin değerleri üzerine yaptığınız bir araştırma var mı ya da yapılmış bir araştırma var mı?
H.K.: Özellikle tost üzerine bir araştırma yapmadık ama ne bileyim bir kaşarın, sucuğun değerleri belli. Bunlar bilinen, tanınan, güvenilen değerler.
M.U.: Uzmanlar uyarırlar fast food tarzı beslenme konusunda siz ne düşünüyorsunuz?
H.K.: Evet, yüksek kolesterol içeren yiyecekler konusunda dikkatli olmak lazım. Patates kızartması konusu örneğin, bunu bildiğim için ürün listesine koymayı düşünmüyordum ama istenen tercih edilen bir ürün olduğu için son bir aydır biz bu hizmeti de vermeye başladık. Aslında şu da var evinizde yapmış olduğunuz mangal keyfinin ne kadar zararlı olduğunu biliyorsunuz. Zaten her öğünü bizim ürünlerimizle geçiştiremezsiniz. Biz çalışanlarımızla birlikte her öğün tost yemiyoruz örneğin.
M.U.: Peki malzemelerinizi nereden temin ediyorsunuz?
H.K.: Tavşanlı’da bunları temin edebileceğimiz kaliteli yerler var. Özen, Şirin, Alionbaşı gibi markalarla çalışıyoruz genelde.
M.U.: Özellikle kalite ve fiyat politikası açısından aranızda bir birliğe gerek var mı böyle bir birlik kuruldu mu ya da?
H.K.: Toplantılar oldu, hani bir şeyler yapılabilir mi şeklinde ama toplantıların özüne baktığınızda sadece fiyat belirleme politikasından öteye gitmiyor.
M.U.: Yani kalite ve diğer denetim unsurları açısından değil yani.
H.K.: Değil, sadece fiyat belirleme amaçlı oluyor. Onda da fiyatlar eşitlendiği zaman iş yapamayacağını bilen esnaflar da bu işe karşı çıkıyor. O yüzden burada bir birlik oluşturmak zor şimdilik. Birlik tabi gerekli, bütün sektörlerde bu böyle ama Tavşanlı’da bunu sağlamak epey zor.

Ayhan Çağlar/ Tıkıntı Döner
Mustafa Uysal: Sizi tanıyabilir miyiz?
Ayhan Çağlar: İsmim Ayhan Çağlar, 1976 Derecik Köy doğumluyum.
M.U.: Kaç yıldır bu işi yapıyorsunuz?
A.Ç.: Hemen hemen on beş yıldır bu işlerin içindeyim. 2002’de işletmemizi açtık. Daha öncesinde turizm, hizmet sektöründe de epey tecrübemiz oldu.
M.U.: Yaptığınız işi bize tanımlar mısınız?
A.Ç.: Fast food denilen sektörüz biz. Hazır yiyecek üretiyoruz. Tavuk döner, et döner, İskender, tost, hamburger gibi hazır yiyecekleri halkımıza güvenebilecekleri, gönül rahatlığıyla yiyebilecekleri şekilde sağlıklı bir ortamda sunuyoruz.
M.U.: Tavşanlı’da bu sektör nasıl işliyor?
A.Ç.: Bizim sektörde üç-beş ay çalışıp da çıraklık dönemini bile bitirmeden kalfalığa bile geçmeden yani herkes kendi başına bir şeyler yapma çabasına giriyor. Tam profesyonel olmadan, küçük bir yer tutup işte 300-500 lira kira ile ben bu işi yaparım diyorlar.
M.U.: Bazıları tutundu bazıları tutunamadı tabi.

Bizim yaptığımız bir yerde insanların hayatını kolaylaştırmak.

A.Ç.: Bu tür düşünenlerin alt yapısı yok maalesef. Yani o kadar kısa zamanda bu işi kaptım diyemezsiniz. Sonrası hayal kırıklığı oluyor çoğu zaman.
M.U.: Hazır yiyecek sizin gözünüzde nedir ve siz hangi ürünleri üretiyorsunuz?
A.Ç.: Memurların, öğrencilerin, esnafın aperatif olarak aldıkları şeyler işte. Zaten kısıtlı zaman ve bütçelerle boğuşuyor insanlar. Öğle yemeği için eve gitmektense burası daha kolay ve ucuz. Örneğin dolmuş ücreti gidiş dönüş 2 lira tutacak en azından. Öğle yemeği için eve gitmek esnaf için zaten mümkün olmuyor çoğu zaman. O zaman insanlar bizim gibi tüketim noktalarından faydalanıyorlar. Bizim yaptığımız bir yerde insanların hayatını kolaylaştırmak.
Biz şu an tavuk döner, et döner, İskender, tost ve hamburger türü şeyler yapıyoruz. Genel ağırlığımız sipariş üzerine.
M.U.: Ağırlıklı olarak kimler buralardan faydalanıyor?
A.Ç.: İlginçtir evlere giden siparişler genelde kadınların günlerinde oluyor. Kadınlar artık pasta, börek, çörek yapmaktan bıktılar mı yoksa bu daha mı kolay geliyor ya da bizim ürünlerimiz daha hesaplı orasını bilemiyorum. Müşteri kitlemiz arasında öğrenciler var, yurtlar var, apartlar var, öğrenci evleri var, esnaf var tabi, memurlar var…
M.U.: Hangi saatlerde yoğunluk var peki?
A.Ç.: 12.00-14.00 arası. Sonra biraz sakinliyor ve birkaç saat sonra yine genel bir yoğunluk başlar.
M.U.: Anlaşılan pek çok insan öğle yemeği için sizin sektörü tercih ediyor.
A.Ç.: Günlerin kısa oluşundan dolayı örneğin memurlar on dakikada yemeğini yiyip geri kalan zamanlarında da kendi özel işleri ile ilgilenebiliyorlar. Öğrencilerin zaten harçlık durumları ortada, eve gitmek için dolmuş parası mı yapsınlar yemek mi yesinler? Gelip bizden iki liraya karınlarını doyurabilirler. Esnaf desen, herkes bir şekilde giderlerimi nasıl düşürürüm diye düşünüyor.
M.U.: Sektörünüzün sıkıntıları nedir?
A.Ç.: Bizim sektörümüzün en büyük sıkıntısı şöyle söyleyeyim, her önüne gelen bizim sektöre gözünü dikiyor. Başarılı olup olmadıkları tartışılır ama sonuç itibariyle sektör bundan zarar görüyor.
M.U.: Yüzlerle ifade edebiliriz sanırım açılıp kapanan işyerlerini, bu iyiye işaret sayılmaz sanırım.
A.Ç.: Elbette onları da anlamaya çalışıyorum. İnsanlar kendilerine çıkar bir yol bulmaya çalışıyor. Toplumumuzda sağlıklı bir meslekleşme olmadığı için çaresiz kalıyoruz. Sonunda zarar gören yine sektörümüz oluyor.
M.U.: Peki bu işin bir denetimi falan yok mu hani belge ve yeterlilik gibi?
A.Ç.: Normal olarak ustalık belgesi istenmesi gerekiyor bizim sektörde ama öyle bir şey yok.
M.U.: Ürettiğiniz besinlerle ilgili herhangi bir araştırma yaptınız mı besin değerleri yönünden?

Doktor müşterilerimiz de var aslında yani insanlar devamlı döner yiyerek yaşamıyorlar arada bir bu lezzeti tatmalarında çok büyük sakıncalar olacağını sanmıyorum. Zaten insanlar, devamlı bal yese, güveç yese en tatlı yiyecekleri tüketse usanır. İllaki farklı tatlar ve lezzetler olacak biz de onun için buradayız.

A.Ç.: Hayır böyle bir çalışmamız olmadı. Zaten bunu tek başımıza yapmamız çok meşakkatli. Bilinen şeyler de var tabi yani dana etinin ve tavuk etinin değerlerini biliyoruz zaten. Elbette özellikle ürettiğimiz ürünlerle ilgili de bir araştırma olsun isterim.
M.U.: Fast food tarzı beslenmenin zararlı olduğunu söylüyor uzmanlar, siz ne düşünüyorsunuz?
A.Ç.: Doktorlarımız da bizden besleniyorlar merak etmeyin. (Gülümsüyoruz.) Doktor müşterilerimiz de var aslında yani insanlar devamlı döner yiyerek yaşamıyorlar arada bir bu lezzeti tatmalarında çok büyük sakıncalar olacağını sanmıyorum. Zaten insanlar, devamlı bal yese, güveç yese en tatlı yiyecekleri tüketse usanır. İllaki farklı tatlar ve lezzetler olacak biz de onun için buradayız. Biz de farklı lezzetler deniyoruz.
M.U.: Bu tür işletmelerin Tavşanlı ekonomisindeki yeri nedir?
A.Ç.: Şöyle söyleyeyim, tavuk, et, ekmek, tüp vb. aldığımız yerler hep yerel firmalar. Bu çarkı döndüren dişlilerden biriyiz yani biz de.
M.U.: Kendi aranızda mesleki bir birlik oluşturmayı düşündünüz mü ya da buna gerek duydunuz mu hani fiyat, kalite politikası açısından?
A.Ç.: Buna elbette ihtiyaç var. Dönercinin biri 1,5’tan satıyor biri 1.25’ten satıyor, biri 1’e veriyor biri ayranıyla beraber 1.5’a veriyor. Sistemli bir fiyat olayı yok. Kim neye göre o fiyata veriyor belli değil. Bunun açık seçik kriterleri olmalı değil mi? İnsanlar neyi ne için ve hangi şartlar altında yediklerini bilmeliler. Birlik işini de çok düşündük. Aslında bağlı olduğumuz Bakkallar ve Bayiler Odası var. Bunun dışında birlik kurma şansımız da yok. Bize sahip çıkması gereken yer Bakkallar ve Bayiler Odası. Şöyle yapabilir, toptan mal alımı anlaşmaları yapabilir. Özellikle ekmek, tüp, et alımında kolaylıklar sağlanabilir. Bu durumda biz de daha az maliyetlerle daha güzel hizmet sunarız halkımıza. Bu da bir hizmettir neticede. Toptan bir kuvvet her zaman daha etkilidir.
M.U.: Önümüzdeki günlerde Bakkallar ve Bayiler Odası seçimleri de var sanırım, aldığımız duyumlara göre siz de adaysınız?
A.Ç.: Evet, 1 Ocak-29 Mart arasındaki tarihlerde Bakkallar ve Bayiler Odası seçimleri  olacak. Nasip olursa ben de bu seçime katılacağım. Ekibimle birlikte hizmet için adayım.
M.U.: Başarılar diliyoruz, sorularımızı cevaplandırdığınız için de teşekkür ederiz.
A.Ç.: Ben teşekkür ederim.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder