Mustafa Uysal
Yuh artık başlığa bakıldığında bütün büyük günahların barındığı bir yeri çağrıştırıyor, diyeceksiniz, deyin.
Biliyorsunuz birkaç gün önce fotoğrafları sosyal paylaşım sitelerinde paylaşmıştım. Fotoğraflara gerek yoktu aslında Tavşanlı olarak hepimiz bal gibi biliyoruz oranın öyle olduğunu. Farklı farklı tepkiler geldi fotoğraflardan sonra.
Başlıkta olduğu gibi orada üç konu var göze batan: Temizlik, alkol ve fuhuş.
(FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN)
Temizlik konusunu halledebiliriz. Diğer iki konu hakkında yapacak bir şey yok. Fotoğraflardan sonra farklı tepkiler aldığımı söyledim ama ilginç bilgiler de aldım. Orada bulunan mescidin pencerelerine demir takıldığını da öğrendim örneğin. Sebebinin hırsızlık olduğunu söyleyecek olanları severim ben tertemizdir onlar. Mescitten bahsediyoruz… Mescide bile bulaştılarsa etrafta neler olduğu konusunda hayal dünyamı kurcalamak istemiyorum. Fuhşun mekânı
yokmuş demek.
Alkol konusunda da kimseye bir şey diyemeyiz. Keyif adamın, haram bilinci adama ait. Ancak şişeleri, doluyken ağızlarına sokuyorlar da boşken neden bedenlerinin başka yerlerine değil de çalıların içine sokuyorlar sizce? Aman efendim iyi bir terbiye falan demeyin. Onlar bizim çocuklarımız. Din diyanet falan hiç karıştırmayın. Onlar kirletecek biz temizleyeceğiz. Bir süre daha böyle gidecek. İleride hatta, ortalığı kirletmesinler diye çöp poşeti ve taşıyıcı olmasınlar diye koruyucular dağıtan görevliler bile koyarız oraya. Yeter ki onlar rahat etsin!
Bazı yorumların içinde Orman İşletmesinin, Jandarmanın, Belediyenin de sorumlu olduğunu anlatan kişiler vardı. Bir yaz günü başımıza gelenleri söyleyeyim. Arkadaşımla orada oturduk ve sonra motosikletlerimizle dönerken o düzlükte onlarca kişi tarafından sövgülerle kovalandık. İçki içen masum asker adaylarıymış yazık yavrucaklara. Sonra jandarma geldi, topladı gitti. Jandarmanın orada bir nöbetçi kulübesi bulundurması… Yok artık. Belediyenin tel örgü içindeki görevlerini yapması ve sürekli bakımını yerine getirmesi tamam. Her dağın başına da belediye yetmez. Orman İşletmesinin yapacağı en çok oraya girişi yasaklaması olur sanırım. Bizim sevgili pislik üreten yavrularımızın özel çöpçüleri olsun diye kurulmadı sanırım bu kuruluşlar.
Yaz ikindilerinde kitap okunacak en güzel mekânlardan birisidir Şaban Dede. Aynı zamanda ayrı bir kutsiyeti vardır halkın gözünde. Türbesine mum diken ninenin torunları ileride içkisini içip zinasını yapıyor. Başka türlü olmasını beklemiyorum.
26 Nisan 2011’de piknikçilerle ilgili de bir yazı yazmıştım. (Burada) En büyük pisliği üreten piknikçilerdir. İtiraz istemem, piknik yerleri yalan söylemez. Üreten Türkiye hayali gerçek oldu! Piknikçiler çocuklarının gözlerinin önünde çöplerini sağa sola savuruyorlar ya, çocukları onları gözlüyor. Büyüyünce ilk akıllarına gelen Şaban Dede’ye yahut Göbel’e gidip alkolünü alırken zinasının da tadını çıkarmak oluyor galiba. Nasıl bir hırs yaptıysa artık. Sahiden bu kısımları bizi ilgilendirmiyor. Bizi ilgilendiren kısmı şu: Gittiğiniz yerleri kirletiyorsunuz ve bu yerler Tavşanlı’nın prestij yerleri genelde. Tavşanlı’nın en gözde mekânları, şişeler, çöpler ve zina ile anılır olması Tavşanlı’nın imajını zedeliyor! Derdimiz şu: Gizli yapın, kirli bırakmayın istediğinizi yapın, yoksa bizim derdimiz zaten günü kurtarmak!
Öylece bırakamayız oraları. Belediye yahut Orman temizlesin de diyemeyiz. Biz kirlettik biz temizleyeceğiz. Toplanıp temizleyeceğiz. Kurumlar oralara çöp konteynırları falan gibi gerekli şeyleri koyarak bize yardımcı olabilirler. STK’lar yemekli toplantılar dışında bir araya gelemiyor dedirtmeyin lütfen. Bütün kirliliklere seyirciyiz madem sonucunu temizleyelim. Bir gün belirler ilan eder, temizleriz. Sonra yine temizleriz. Sonra yine temizleriz. Bataklığı kurutmak için çaba göstermek bize fazla gelir.
Son olarak şunu söylemek istiyorum, orada öylece her yeri kaplayan şişeleri görünce sahiden insanın içindeki nefret şiddete dönebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder