11 Aralık 2012
BU MU MEMLEKET MESELESİ?
19 Şubat 2011
FUTBOL ASLA SADECE FUTBOL DEĞİLDİR Mİ?
Mustafa Uysal
Dünyanın topu yahut topun dünyası. |
03 Şubat 2011
Toplantıdan
Kulüp Başkanı Mustafa Çokuslu
Tebrikler geldi.
Başka kulüpler soruyorlar, nasıl yapıyorsunuz biz para yetiremiyoruz, diyorlar. Herkes taşın altına elini koysun destek versin.
Bugünkü toplantımız hem bilgilendirme toplantısı hem de bu desteği nasıl yaparız, ne yaparız türünden bir istişare toplantısı olsun istedik. Sizi çağırmamızın sebebi bir yemek düzenlemeyi istiyoruz.
Şu anda çarklar normal dönüyor ama amaçlar büyüdüğü zaman onlara katkı yapacak ilaveler de lazım. Bu yemek inşallah takımı ciddi bir katkı sağlar ve bizi daha da motive eder diye düşünüyorum.
... Teknik bir detay unutulmuş. Bu detay ihalenin yenilenmesini gerektirdi.
12 Aralık 2010
O halde, şişirdiğiniz hangi balonu patlatmayayım?
Süslenmiş ve özenle şişirilmiş balonlar. |
121210
Şimdi ortada bu söz var: “Evet, takımın Tavşanlı tanıtımında çok büyük rolü var. Bu bir fırsattır ve iyi değerlendirilmelidir.”
Ardından, takım dolayısıyla televizyonlarda ve takımın oynadığı şehirlerde adının sıkça geçmesi, rakip takımın ve taraftarlarının şehrimize gelmesi (Gülümseyerek, geldiğini farz edelim. Ki, zamanla gelecekler leblebi yemeye.) de var işin içinde. Yani şunu demek istiyorlar: Takımımıza biz ne kadar destek verirsek şehre de o kadar iyi gelecek. Dahası nedir bilmiyorum ama bu yuvarlak cümlelerle ne demek istediklerini bütün Tavşanlı anlamış olsa da, yemin ederek ve zekamı tehlikeye atarak, söylüyorum ki ben anlamış değilim bu cümlelerin bağlamından yaşadığım yere gelecek yararı.
Neden balon cümlelerle ifade etmek yerine birisi çıkıp da madde madde bu takımın Tavşanlı'ya yararlarını ifade etmiyor?
Neden?
Neden?
Neden?
Ha, madde madde yazınca daha gerçekçi hedefler olacak ve
05 Aralık 2010
FUTBOL VE SİYASET; ORTAYA KARIŞIK.
Futbol ve siyaset karşımı iyi fikir(!) |
Bugün elim ayağıma denk madem bir spor yazısı yazalım...
Linyit maçlarını bazen seyrediyorum ama genelde takip edenler vasıtasıyla takip ediyorum. Böyle sosyal bir vakadan geri kalmamak lazım değil mi ama? Sonra el alem ne der, a çok ayıp. Televizyonda seyrettiğimde hep aynı yüzleri görüyorum şereflilerin oturduğu tribünde. Vay anasını sayın seyirciler, bu önemli adamların hiç mi işi gücü yok hep oradalar? Memleketin en uzağında bile takımlarının yanındalar. Sahaya bile iniyorlar destek için maç sonlarında. Hey koçum be, bu takımın sırtı yere gelmez böyle önemli adamlar yanında oldukça!
Şimdi seçilmiş önemli adamlar şehirleri için fedakarlık yapabilecekleri Hiçbir fırsatı kaçırmamalıdırlar, değil mi? Evet, elbette. Onlar da onun için, Türkiye'nin en uzak köşesine bile gitse takım, hemen ardından tin tin edip gidiyor. Tavşanlılıların tercihlerine hayranım, doğru insanları 917. hisleriyle bilip ona göre kaliteli seçimler yapıyorlar. Düşünün artık insanüstü demek bile yetmez. Tanrısal bir yetenek!
02 Haziran 2010
YAŞASIN FUTBOL, YAŞASIN KALABALIKLAR!
Kuzum neler oluyor Allah aşkına?
Tamam, şampiyon olduk da sevincimizi ve kutlamamızı iki gün erteleyemez miydik? Acele edenleri anlayabilmiş değilim. O gün akşam vakti meydana baktım ve kocaman bir “Yuh!” çektim. Ülkemizde 6 askerimiz şehit edilmiş, gemilerimiz israil (Bilerek küçük yazılmıştır.) tarafından vurulmuş 16 şehit vermişiz ama meydanda kutlama var. Gündüz gözüyle hem de, havai fişekler atılıyor. Yok artık, kim yapıyor bunları, diye soran birçok insana ne söyleyeceksiniz merak ediyorum. Açıklamalardan bazılarını dinledim, şehitlerimiz var, Gazze gemileri vuruldu ve özellikle ilçemizden değerli bir insan esirler arasında haber alınamıyor bu acılar varken kutlama yapacağız siz taşkınlık yapmayın sevinin ama gürültü yapmayın. Oldu mu sizce? Babanız ölse düğüne devam eder misiniz? Anneniz ölse bayrama gider misiniz?
19 Mayıs 2010
AKIL TUTULMASI VE FUTBOL
Hiç sözü dolandırmadan söyleyeceğim…
Sevinecek başka adam gibi hiçbir şeyimiz yok ve sanırım ufukta böyle bir sevinç kaynağı da görünmüyor o yüzden en basit şeyleri bile abartarak kutluyoruz.
Her tarafı süslemek, en abartı şeyleri söylemek, lüzumsuz tonlarca para harcamak bunun kanıtı işte daha ne olsun. Mesele başkalarının başarılarını paylaşmak ve sahiplenmek olunca çok da başarılıyız. Kendi başarısızlıklarımızı ve kendi ataletimizi örtmenin başka bir yolu sanırım başkalarının sevincini sahiplenmek. 11 adam sahada başarılı olunca biz de başarılı sayılıyoruz. Hani Almanya yenilince biz de yenik sayıldık ya… Dalga geçiyorum elbette. Ne bekliyordunuz ki?
Bu ne abartıdır Allah aşkına?
O astığınız flamaların tanesi 100 TL.
Kaç tane saydınız mı?
Kim için bunlar, ne için?
14 Ocak 2008
KÜTAHYASPOR KONUĞUMUZDUR
KÜTAHYASPOR KONUĞUMUZDUR…
Kütahyalılar konuğumuzdur. Kültür kodlarımızda konuk nasıl ağırlanırsa öyle ağırlamalıyız. Onlar da elbette konuk olduklarını bilerek ve sporun barış ve kardeşlik ruhuna uygun olarak gelecekler ve konuk olarak ağırlanacaklar.
Daha önce yaşananları biliyorum. Siz de biliyorsunuz. Bu sefer başka. Kendi takımları ile gelecekler ve elbette kendi takımlarını destekleyecekler. Bizim üzerimize düşen sadece onları güzellikle ağırlamaktır. Onların yapacağı (Bunu onlardan asla beklemiyorum.) taşkınlıklara karşı da aynı tutumu devam ettirmeliyiz.
Taraftarlar daha şimdiden internet forumları üzerinden kapışmaya başlamışlar beni üzen odur. Balıkesir maçındaki olumsuz davranışları unutmuş değiliz ama ebediyete kadar da bu hatalarını yüzlerine vurmaya devam edemeyiz. Biz ev sahibiyiz, gereken incelik ne ise o bizim görevimizdir. Burada bir tatsızlık çıksın istemiyorum. Tavşanlı adının hiçbir tatsız olayla anılmasını asla istemiyorum, siz de istemezsiniz. Biz onların ilçesiyiz, onlar bizim ilimizdir. Aradaki tatsızlık çözülemeyecek bir şey değildir. Her iki takım da birbirine sahip çıkmalıdır. Hiçbir gecikmeye mahal vermeden bu hemen yapılmalıdır. Her iki takımın yetkilileri, her iki takımın taraftar grubu liderleri acil tedbirler almalı ve maç öncesi buluşma gerçekleştirmeli ve bu tatsız geçmişi hemen çözüme kavuşturmalılar.
Spordaki olumsuzluklar diğer alanlara da yansıyacaktır. Bir arada yaşamak zorundayız. Aramızda kaç km. var şunun şurasında? Artık 20 dakikalık mesafede Kütahya’nın bir mahallesi kadar yakınız birbirimize. Sporun ruhuna hiç uymayan kavgalar, şiddet, küfür hiç ama hiç olmamalı sahalarımızda. Hele il-ilçe olan iki şehir arasında hiç olmamalı.
Tavşanlılı Neşter grubuna buradan özel ricalarım var. Siz bu tatsızlığı önleyebilirsiniz. Nasıl yapacağınız konusunda benim akıl vermeme ihtiyacınız da yok elbette. Lütfen bu tatsızlığı çözün ve her iki taraf da maçı gönül huzuru içinde seyretsin. Maçın skoru ne olursa olsun kazanan iliyle ilçesiyle biz olalım. Birkaç kişinin yaptıklarını toptan bir güruhun üzerine yığmaya kalkmak haksızlık olacaktır.
Kütahya gurubu veya GMŞ’ye de seslenmek istiyorum: Buraya gelirken şunu unutmayın biz sizin her koşulda kardeşiniziz. Aradaki rekabet bunu değiştiremez. Linyitspor’u desteklemenizi hiç kimse beklemiyor ancak, küfür kullanmadan kendi takımınızı coşkuyla destekleyebileceğinizi de aklınızdan çıkarmayın lütfen. Bizim misafirimiz olarak buraya geleceksiniz ve güzel karşılanacaksınız. Arada internet üzerinden ya da başka yollarla size ulaşan mesajları boş verin. Onları dikkate almayın ve siz de ona benzer mesajlar göndermeyin. Bugün sporda birbirini ezmeye çalışan yarın başka sahalarda da ezmeye çalışacaktır. Buna izin vermeyin.
Tavşanlılılar da buna dikkat etmeli ve kötü niyet taşıyan hiçbir tezahüratı veya mesajı iletmemeli karşı tarafa. Onlar bir futbol müsabakası dolayısı ile rakibimiz olabilirler ama devamlı olarak, coğrafi refikimiz, manevi kardeşimiz, fiziki komşularımız, siyasi bağımızdırlar. Biz onlara onlar da bize ihtiyaç duyacaklar hayat devam ettikçe. Kötülükte asla yardımlaşılmaz. Yardımlaşma veya destekleme olacaksa bu iyi şeylerde olacaktır.
Bu haftaki maçtan sonra hiç kimsenin aklında kötü şeyler kalsın istemiyorum. Benim gönlüm de elbette Linyitspor’un kazanmasını istiyor ama Kütahyaspor kazanırsa bunu olgunlukla karşılarım. Maç bitince kendi oyuncularımı da karşı takımın oyuncularını da tebrik eder evime dönerim. Benim hedefim iyi bir karşılaşma seyretmektir. Bu bir savaş olsaydı ve namusum, vatanım, bayrağımın şerefi zedelenecek olsaydı oradan yenilgiyle dönmek değil canımı bırakarak kalmayı tercih ederdim. Lakin ortada savaş yok. Bir maç seyredeceğiz, mağlup olan kişiliğiniz ve insanlığınız olmasın.