10 Aralık 2013

DOSTNAME-X (ŞİİRİMSİ)

OsmanSaid DEMİRYILMAZ
SiiRiMSi
Dosta şirimsi bir merhaba,                                                         10.12.2013
Bazen içinde bir ırmağın aktığını hissedersin; başıboş, asi bir ırmak! Yüreğin kapılıverir akıntısına, sürüklenirsin bilmediğin bir yöne doğru… İşte yazmak da benim için öyle bir şey… Ama akıntıya inat biraz da yüzebildin mi fark ediyorsun bu ırmağın asıl lezzetini!
Yazmak güzel, hele senin gibi şiire değer biri için yazmak beni öyle mesud ediyor ki tarif edemem. Öyle insanlar gördüm ki; bana şiiri boş zamanlarını değerlendirme aracı gibi gösterdiler. Şiire saatler hatta günler ayırdığımda kendimden şüphelenir oldum çoğu zaman. Benim için her insanın hayatı bir şiirdir. Hiçbir insan bu şiiri alelade yazmamalı. “Sen yine de şiire değer vermeyenlerin dünyasından kopma, asıl şiir onların arasında saklı mı diyorsun?” Belki de…

Yazılan şiirleri eleştirmek haddime değil, ama seninle şiir üzerine konuşmak bana çok şey katıyor. Benim şiirleri biraz ağır ve kapalı olduğunu söylerler. Ben bir Mehmet Akif değilim, ama ondan ağır değil söylediklerim. Sembolist yaklaşınca yaşama kapalı anlatım oluyor sanıyorlar! Ona da katılmıyorum. Bazen anlatmak istenen o kadar ortadır ki; birazcık giydirmek, onu süslemek gerekir. Hem ne var tesettürlü olsa şiirlerim. Keşfedilmemiş hazineleri ortaya çıkarmanın yeri ve zamanını doğru seçmek önemlidir aslında. Şekle takılıp manayı unutmamak gerek! Yazarken uyum, ahenk, hece, ölçü, kafiye olsa da okurken sadece mana! Şiirde ölçüyü severim aslında ama serbest şiire de düşman değilim. Yeter ki mana yüklü kelimeler! Bazen ben de serbest denilen aslında hiç de serbest olmayan şiirlerden. Ama bir bidon suyu bir bardağa sığdırmadıkça şiir olmaz! Şiir hatırda kalma, az kelimeyle çok mana anlatma sanatıdır bence. Bidonu dikipte içemezsiniz ama bardaktan nazikçe ve yudum yudum içilebilir su! Hayatta hiçbir şey ölçüsüz olmamalı, uygun bir dille, ölçüp biçip söylenmeli. Serbest şiirde bunu kaybetmedikten sonra sıkıntı yok aslında. Bir de diyorlar ya hani; “Kelimelerin neden kalıpların tutsağı haline getirildiğini anlamıyorum” Belki de haklılar kelimeleri tutsak etmek hoşumuza gidiyordur. Unutma kainatta hiçbir amaca hizmet etmeyen, sadece boşu boşuna yaratılmış hiçbir şey yoktur. Aslında serbest şiir dediğimiz şiirin bile kuralsızlık kuralı var gibi… Bir de bana kalırsa hiçbir serbest şiir, içinden geldiği gibi öylesine yazılmaz! Bir de şunu düşün zincirlere vurulsa bir insan, zindan köşelerinde kalsa bir kalıp biçilmiş sayılır mı düşüncelerine? Kem vurulabilir mi hayallerine? Şiirde kalıp arayanlar zahire bakanlardır. Gel boşver kalıpları isteyen serbest yazsın, isteyen heceyle, isteyen aruzla… Sen şekle değil manaya odaklan, manada bul yüreğindeki koru tutuşturacak kıvılcımları… Sapa, kulba, kapağa aldanma, içi boş tencerenin şiir sofrasında yeri yok!
Bir de her zaman her şeyi açıkça söyleyemiyor benim gibi şiire kapanıklar! O vakit semboller yardımıma koşuyor; bazen yaşadığın çevreyi bağ yapıyorsun, bazen gönlündeki aşkı güneş… Yeri geliyor bir gül anlatıyor duygularını, yeri geliyor kaldırımlarda ezilen gurur, ya da gece ile yalnızlık birleşiyor mısralarda… Bir aksesuardır kelimeler, tekrarlar, redifler… Bazen “İstanbul’u dinliyorum” dersin, bazense küçük bir kafiye ile günlerce uğraşırsın… Sana kalmış şekli manaya uydurmak. Farklıdır insanların tercihleri… İşte bu yüzden farklı bakış açıları, farklı görüşler, farkın farkını fark ediyorlar.
Bir şey anlatmak istiyorum şimdi sana; bir gün okuduğum lisede, edebiyat dersinde, şairin haberi olmadan bir şiir yazılmış teneffüste tahtaya! Edebiyat hocamız da bu şiiri yorumlayalım deyince; başladı yorum yağmuru… Herkes yorumunu söyledi, farklı olanları yazıp masasında biriktirdi. Bir ders boyunca 45 kişilik sınıfta 30 kadar farklı yorum geldi. Dersin sonunda şiirin sınıftaki sahibinden yorum istendi. Onun yazarken hissettikleri hiçbir yoruma benzemiyordu biliyor musun? O gün sınıfta farklı görüşlerin önemini fark etmiştik hepimiz. Hiçbir kimse şiirde şairin baktığı gibi görmez; kendi içindekinin yansımalarını görür ancak… Kendinde ne var ise onu bulur şiirde. Sen şiirleri şairlerin hayatıyla değerlendirebilirsin ama şairleri şiirleri ile değerlendirme.
Sıfırdan sonsuzluğa bir yolculuk bizim Dostanamelerde yaşadıklarımız. Sıfırdan başlamak sıfırın altında olanlardan bir adım önde olmaktır. Dilerim ki şiir gibi yaşarsın! Noktasız nokta (  )

Osman Said DEMİRYILMAZ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder