50 BİN GÜZEL İNSAN YA DA 50 BİN “SIFIR”
Mustafa Uysal
Bir insan YGS denilen sınavdan SIFIR almak için ne yapmalıdır?
Bunun birçok ihtimali vardır herhalde. Benim aklıma gelen sallama yöntemi. Bütün soruları kafadan işaretler çıkarsınız ve yanlışlar doğruları götürünce gittikleri yere geriye sıfır kalır hatta eksilere bile düşer ama bizim ÖSYM insaflı olduğu için sıfırın altında puan takdir etmez.
Liseden yeni mezun olmuş bir genç niçin böyle bir şey yapar hiç düşündünüz mü?
İnsan sevmediği bir şeyi yapmaya zorlandığında ne yapar peki?
İşte böyle, söver gibi işaretleme yapar. Haberler 50 bin kişinin SIFIR aldığını söyleyedursun ben onların, yüzümüze karşı sövdüklerini biliyorum. Her boşluğu söverek işaretlemişlerdir… Alın size puan, alın size matematik, alın size coğrafya! Bu insanlar lise sona kadar gelmiş ve o sınava girebilecek kadar zekaya sahip ve siz onların SIFIR puan aldıklarını düşünüyor ve öyle haber yapıp öyle inanıyorsanız siz geri zekalısınızdır. 50 bin öfkeli insanla karşı karşıyayız.
Zorla okuttuğumuz bu insanlardan özür dilemeliyiz. Özür dilemeliyiz zira onların en güzel çağlarını zorla kuru tahtaların üstünde oturtarak heba ettik. O, 50 bin gencin nice yeteneklerle dolu olduğunu düşünmedi hiç kimse. Zorla okula gönderdik. Zorla ikna ettik hayatın böyle bir şey olduğuna. İşkence dediğiniz şeyi bir kez daha düşünün. Benim bile okulu sevdiğim halde nefret etmişliğim vardır lise yıllarının çoğu hallerinden.
İstemediği yerde okudu, istemediği dersleri dinledi, istemediği sıkıcı insanlarla bir arada oldu, nefret ettiği donuk binaların önünde sıraya girdi… Daha ne olsun? Bir insana nefret bu kadar mı sistematik aşılanır? Bu kadar mı aşağılanır insan onuru? Zorla okuttuğunuz insanlar bir gün sizden öç alacaklar. Bekleyin, mutlaka öç alacaklar. Ya sistemin bir yerinde çatlak olacak ya gürültüye boğacaklar demli uykularınızı. Daha okul biter bitmez cevap kâğıdından yüzümüze söverek haykıran bu 50 bin insanın bize teşekkür mü etmesini bekliyorsunuz?
Tanrı gibi devlet… Sakalına dikkat, saçına dikkat, eteğine dikkat, kravatına dikkat, ayakkabına dikkat, başörtüsünü zaten saymıyorum… Çocuk mutlaka okuyacak, hem de tanrı devletin istediği gibi okuyacak. Sana ne! İstediği gibi okur, istediğini öğrenir, istediğini giyer, istediğini soyunur, istediğini hayal eder, istediğini yaşar. Eğitim sistemimiz askerlik sisteminin ön hazırlığı gibiydi şimdi aynısı oldu. Bir silah vermedikleri kaldı çocukların ellerine. Biri gelir sekiz yıl kesintisiz okutur biri gelir parçalar böler 12 sene dayatır. Mecbur muyuz kardeşim senin öğreteceklerini almaya? Dinini, kültürünü, ideolojini, geleneğini ümüğünü sıkarak mı öğreteceksin çocuklarına? Özgülük kavramını bacak arasına indirgemiş embesil ekranın önüne diz çöktürüp başından para saçıyorsunuz, hayaller, olmadık hedefler saçıyorsunuz gencecik dimağlara sonra da bunları mı dayatıyorsunuz? Toplumu çürütüp okulu mu ayağa kaldıracaksınız? Ne de az düşünüyorsunuz! İstiklal Marşından bile soğutacak kadar boğucu ve zorba bir eğitimden beklediğiniz nedir Allah aşkına? SIFIR almayıp da doğrudan yüzünüze mi tükürseydiler?
Toplumun hepsini okuttunuz ne oldu? Ne değişti söyler misiniz?
Bayat kitaplarınızdan az çok haberdar, emir ve komutlarınızı anlayan bir nesilden başka ne yetişti? İNSAN mı yetiştirdiniz? Siteminiz ne berbat her yıl değiştirerek siz itiraf etmiyor musunuz çocuklara? Ne berbat bir planlamacısınız, her planınız kılavuz karganın peşinden seğirtiyor.
Bırakın artık çocukların yakasını. Okumak mecburi olmasın, okul mecburi olmasın. Kitap okumuyor bu toplum, diye vaveyla etmesin kimse. Kim ne yapsın kitabı, kimse bir kitabı okumaz ki zaten. İnsan okunur, kitap değil. Okunacak yazarınız mı var ki okusun insanlar? Vahyi bile okumaktan uzak insanlara siz mi zorla kitap okutacaksınız, ne gayretli diktatörcüklersiniz. Okula gitmek için yalvaranları alın okula. Gerisi yolunu bulur. 12 sene boyunca uğraşıp didinip VASIFSIZ ELEMAN ve SIFIR PUAN yetiştirmek için mi bütün gayretiniz? Şimdi bu hükümet var belki ama sözüm hükümetlere değil ki. Sözüm hepimize. Bir bakın etrafınıza, bir bakın! Lise mezunları vasıfsız elemandan başka nedir? Nedir şu çocukların millî tabiriyle ezildikleri? Hani ilim, irfan nerede? Hani meslek, donanım nerede? Hani özgür irade, nerede? Ve evet köleleriniz buradalar, her yerdeler. Makineleşmiş sanayilerinize kablo takıp, masanızdaki evrakları taşıyor, çayınızı getiriyor, arabanızı yıkıyor, kapınızda bekliyor, madeninizde ucuza can taşıyor, cephenizde göğsünü siper ediyor ama ne yapıyor ediyor bendeniz olarak kalıyor. Kocaman 12 yılın sonunda liseli aşık bile olamıyor, LİSELİ ZÂNÎ olarak hayata atılıyor. Hayata atılıyor nedir, çöpe atılıyor.
İşte o 50 bin SIFIR puan alan insan var ya, size ve sisteminize çok kızgınlar. Haberlerinize çok öfkeliler. Ardından çıkıp bir de soruyorsunuz ya, nasıl eğitim sistemimiz var 50 bin kişi sıfır alıyor, falan. 50 bin GÜZEL İNSAN kendilerini bir kez daha anlamadığınız için küskün, kapatıyorlar haberleri. Muhtemelen bu yazıyı da okumuyorlar.
Daha ne duruyorsunuz, o 50 bin SIFIR alan insanı terörle mücadelede en ön cepheye sürün, trafik terörünün kucağına atın, fırınlarda yakın, sularda boğun! Nasıl olsa onlar SIFIRdan başka bir şey değiller. Nasıl olsa onlar geri zekalı ve nasıl olsa biraz üstü puan alanlar sizin işinizi haydi haydi görürler. 50 bin insanına SIFIR muamelesi yapan başka bir yurt daha var mı yeryüzünde ve hangi zalim diktatör gelip geçmiştir tarihten böyle bir zulümle?