TAVŞANLI’DA BİR FABRİKA
NURSAN KABLO DONANIMLARI
Şubat 2012
Fabrika Direktörü M. Güven Dalkılıç sorularımızı cevapladı.
(Bu röportaj ve bu sitede yer alan röportajların çoğunluğu TTSO Kıvılcım Dergisi için yapılmıştır ve dergide yayınlanmıştır.)
Mustafa Uysal: Sizi tanıyarak
başlayalım.
M.Güven Dalkılıç: İstanbul
doğumluyum, Mecidiyeköy’de büyüdüm. Orta
ve Lise öğrenimimi Galatasaray Lisesinde tamamladım. Yüksek öğrenimimi Boğaziçi
Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünde bitirdim, sonra da İstanbul Üniversitesi İşletme
İktisadında Uluslar arası işletmecilik okudum. Meslekte ilk on yıl Otokar’da
çalıştım. Koç Gurubunun Zırhlı araçlar, Land Rover askeri araçları, Minibüs ve
Otobüs üreten kuruluşudur. Sonra dokuz yıl Bureau Veritas kalite sistem
belgelendirme şirketinde çalıştım. Bu firmada denetçi, otomotiv denetçisi,
eğitmen, eğitim müdürü ve otomotiv sektör sorumlusu görevlerini üstlendim.
Nursanlar Grubunda da bu beşinci senem. 2008 yılında başladım, dört senem doldu
bu beşinci yılım. Burada da önce Ar-Ge -Kalite direktörü sonra Operasyon
direktörü şimdi de Nursan Kablo Donanımları Tavşanlı Fabrikası Fabrika
Direktörü olarak çalışıyorum.
M.U.: Bize Nursan Holding’ten
bahsedebilir misiniz, nedir, ne işler yapar?

M.U.: Tavşanlı ile nasıl irtibat
kurdunuz, nasıl karar verdiniz, buraya bakış açınız neydi, buraya gelince ne
oldu?
M.G.D: Tavşanlı’ya bakış açımız
şu… Şimdi Nursan Elektrik Donanımın ana fabrikası Gürpınar’da faaliyet
gösteriyor. Orası ilk yapıldığında ki, iki sene önceye kadar da öyleydi,
adresinde “Fabrikalar Mevkii” yazıyordu. Şimdi orası bütün lüks sitelerin
arasında kalan bir mevki haline dönüştü. O yüzden “Fabrikalar Mevkii” tarifini
bile kaldırdılar çünkü sitelerin değerini azaltıyor. Lüks bir konutun adresini
fabrikalar mevkii diye tarif ederseniz olmaz. Belediye bu yüzden adını bile
değiştirdi. Orası artık farklı bir yer. Eleman bulmanızda zorluk oluyor, tırlar
girip çıkıyor bir sürü zorluk oluyor. Fabrikaların böyle bir konut alanında
çalışmasından kaynaklanan sorunlar oluyordu. Holdingin de yönlendirmesiyle bir
takım arayışlar başladı. Fabrikayı nereye taşıyabiliriz, nereye gidebilir
şeklinde. Bursa’ya bakıldı, İzmit’e bakıldı, Çerkezköy tarafına bakıldı bu
arada Tavşanlı da değerlendirildi. Tavşanlı’da özellikle Ticaret Odası Başkanı
Davut Efe’nin, Belediye Başkanının, diğer kamu ve sivil toplum temsilcilerinin
yaklaşımları, buradaki teşvikler holdingin fizibilite değerlendirmesinin içine
girdi. Değerlendirme sonucu bir kararla Tavşanlı OSB’de büyük bir fabrika
kurulumuna girişildi. Bunu da hızlı bitirdik. 2010 yılının Eylülünde inşaata
başladık, 2011 yılının Temmuz ayında üretim faaliyetimize başlamıştık. Hala
görüyorsunuz bir yandan 540 kişi üretim devam ediyor, bir yandan da idari bina
inşaatımız devam ediyor. Buraya aktaracağımız işlerin sonuna gelmedik, kablo
makineleri gelecek, bazı müşterilerin ürünleri buraya aktarılacak süreç devam
ediyor yani. Bir senede hemen hemen orta vadede yapmamız gereken işleri
tamamlamış olacağız. Haziran sonu gibi artık burası kablosuyla, otomatik KST
operasyonuyla, montajıyla bir tesis haline gelecek.

M.U.: Bir sanayi kuruluşunun, bir
fabrikanın aradığı şeyler vardır, Tavşanlı’da aradığınızı buldunuz mu?
M.G.D: Bizim Tavşanlı’dan
beklediğimiz kalifiye insan gücü. Kalifiye insan gücü derken, yapacakları işin
eğitimini biz veriyoruz zaten. Biz geçen sene 2011 Şubat ayında 350 kişiyle
Çıraklık Eğitim Merkezinde 2 aylık bir eğitimle ilk çekirdek kadroyu eğittik.
İlk onları almaya başladık. Yaz sonuna kadar da bu 350 kişinin işe alımıyla
süreç devam etti. Meslek lisesi çıkışlı veya genel lise eğitimli birisi bizim
işimiz öğrenebilir. Daha önce bir formasyon kazanmış olmasını çok aramıyoruz.
Meslek lisesi mezunuysa, tekniğe biraz yatkınsa o bizi tatmin ediyor. Burası
organize sanayi bölgesi ama biz ilk geleniz. Daha alt yapıda doğalgazımız yok
onun için dışarıya mecburen sıvı doğalgaz tanklarımız koyduk. Onların haftada
bir dolması lazım. Doğalgaz krizlerinde panikliyor, ne yapacağımız konusunda
sıkıntıya düşüyoruz. Alt yapıyla ilgili bir takım eksiklikler halen var. Onların
da zaman içerisinde hallolmasını bekliyoruz. Tabi çok da hızlı ilerleyemiyor
belki dört-beş tane kuruluş olsa biraz daha kamuoyu baskısı artacak bu işlerin
hızlanmasıyla ilgili. Yine de karamsar değiliz önümüzdeki süreçte
halledileceğini düşünüyoruz. Bazı şeyler de aşama aşama oluyor.
M.U.: Şu an ne kadar işçiniz var
ve toplamda ne kadar işçi almayı düşünüyorsunuz?
M.G.D: Şu anda tam 540 kişi var.
(Şubat 2012) 1 Temmuz 2011’de 60 kişi başladık ve şimdi 540 kişiyiz. Görünen,
biz Haziran sonuna kadar 700 civarını bulacağız. Sonbaharda da 800’lere
yaklaşabiliriz. Ondan sonra 2013 sonuna kadar bir durağan dönem geçer, işçi
sayısı artmaz. Biz de yeni projelerin girmesiyle işçi sayısı artıyor. 2013
sonunda hemen hemen 300 kişilik istihdam yaratacak önemli bir müşterimizle el
şıkıştığımız bir projemiz var. Onunla beraber bir 1000-1100 işçi civarına çıkarız. Şimdi
adını vermeyeyim başka bir müşterimizle de bir projemiz var, ön aşamalarda ama
alma ihtimalimiz yüksek, onu da alırsak 1300-1400 işçiyi buluruz burada, yani
1500’e doğru yaklaşırız.
M.U.: İşçi seçiminde nelere dikkat ediyorsunuz,
yaş, cinsiyet, eğitim gibi unsurlar örneğin?
M.G.D: Adayların üretimde kullandığımız,
yapılan işleri tarif eden bir takım şemaları okuyabilmesi lazım, anlayabilmesi
lazım hatta…
M.U.: Elektronik şemalardan mı
bahsediyorsunuz?
M.G.D: Mesela modül şeması diyoruz
biz. Önüne alıyor, soketi nereye takacak, neyi nereye koyacak, hangi kabloyu
nerede kullanacak ona bakıyor, tık tık tık yerleştiriyor. Ya da buradaki
panolarda şekil olarak gösterilmiş istasyon şemaları var. O istasyonda neleri
yapması gerekir, onları görüp okuyabilmesi lazım. Bunları becerecek kadar okuma
yazması, doküman anlaması gerekiyor. Bir kriter daha var aslında. Şu ana kadar
biz deneme testleri sonuçlarına göre çok adam almadık açıkçası. Üç tane deneme
testi vardır. Şekiller arasındaki farkı anlamak, ilişkileri görmek gibi bir
takım testler… Aslında bu test sonuçlarına göre bir alt limitle adam almamız
lazım. Bu dönemde biraz daha nasıl diyeyim tanıdıklarla, hatır gönülle o 350
kişiden sonra gelenler de çok olduğu için ona göre almaktansa “Haydi gir
bakalım üretime.” Deyip bir günlük deneme üretimi yaptırıyoruz. İşte bantlama
yapıyor, gruplama yapıyor sonra formene soruyoruz nasıl gittiğini, yapabilir mi
yapamaz mı? Bu deneme üretiminin sonuçlarına göre de aldık yani test
sonuçlarını biraz göz ardı ettik. Önümüzdeki dönemde test sonuçlarına biraz
daha dikkat edeceğiz. Test sonuçlarına göre denemeye almayacağımız, işe
almayacağımız insanlar olacak çünkü kriterleri tam sağlamadan içeriye aldığınız
her insan aslında tüm üretimin sonuçlarını etkiliyor bir ölçüde. Tabi bu iki
tarafı keskin bıçak gibi onu da söyleyelim. Şu anda en azından bu kriterleri
sağlaması adına lise mezunu olsun, diyoruz. Tüm görevler için değil tabi.
Mesela temizlikteki arkadaşlarımız için lise mezuniyeti gibi bir kriter
aramıyoruz veya bahçe işleri için. Doğrudan üretimde çalışacaksa onlarda lise mezuniyeti
arıyoruz. Şöyle bir dönem gelirse, onu da bu aralar tartışıyoruz, mesela
arıyoruz lise mezunu istediğimiz kriterde yok o zaman belki ortaokul
mezunlarını da alıp test kriterlerini biraz daha sıkılaştıracağız. Lise
mezuniyeti aslında bu işi yapmak için gerek şart değil. Bizim hızlı seçim
yapmamıza yardımcı olan bir kriter. Aslında şundan eminiz bazı lise
mezunlarından daha iyi, bu işe uygun ortaokul ve ilkokul mezunları mutlaka
vardır. Oradan seçmeye kalktığımız zaman ya çok daha zor bir seçim yapacaksın
ya da çok daha fazla adam elemek zorunda kalacaksın. Şu an lise mezunu
bulduğumuz müddetçe bu kriteri pek örselemek istemiyoruz ama arada otomotiv
tecrübesi biraz olan, lise mezunu olmayan, son sınıfa gelmiş olan, başvuruda
söylememiş ama oraya kadar gelmiş sonra fark edilmiş bunun için kapıdan
çevirmemek için aldığımız birkaç kişi var. Özürlü kadrosu da taşımamız lazım
sayıya göre. Onun için onlarda çok fazla lise mezuniyeti gibi kriter aramadan,
onlara ne iş yaptırabiliyorsak, neye uygunlarsa biraz düşük verimle de yapsa
ona katlanıp özürlü kadrosu çalıştırma kotamızı doldurmaya çalışıyoruz
elimizden geldiğince.
M.U.: Nursan büyük bir holding
burası da yeni bir yatırım alanı… Sizin gibi burayı düşünenlere neleri tavsiye
edersiniz ya da burayı tavsiye eder misiniz?
M.G.D: Tavşanlı’nın insan kaynağı
veya potansiyeli daha az olsa biraz daha kıskanç davranabilirdim ama hani geldikçe
bizden de alırlar ve biz daha zor personel bulmak durumuna düşeriz diye... Benim bugüne kadar gördüğüm
Tavşanlı’da çok yüksek potansiyel var. Şurada üretimde iki tur atsam en az iki
kişi yanıma geliyor işte “Kardeşim var, akrabam var Güven Bey onu da alabilir
miyiz?” benim böyle bir rica duymadığım
gün geçmiyor neredeyse. Hakikaten istihdama aç bir bölge burası. Yorumum da şu:
Herhalde GLİ ve Termik Santraller devlet döneminde hem belki gereğinden fazla
kadro ile çalışmış hem iyi de maaş vermiş. Bu iyi gelirli büyük nüfus buradaki
nüfusun artmasını sağlamış. Birçok kişiyi yüksek maaşla çalıştırdığınız zaman
bunun bakkalı, okulu, ticarethanesi falan böyle böyle burada epey bir nüfus
olmuş. E tabi bu iyi gelir sayesinde çocuklarını da iyi okutmuşlar. Burada
eğitimli ve işe aç potansiyel var. Biz başta gelirken şöyle bir tereddüt vardı,
Tavşanlı insanı pek çalışmaz, zora geldi mi bırakır, zaten onların babalarının
bir dairesi kiradadır bir dairesinde kendi oturuyordur, birikmiş paraları
vardır falan diyorlardı. Biz gelirken böyle endişeler de taşıyorduk ama gelince
gördük ki o dönemler yavaş yavaş geçmiş. Öyle artık babama sırtımı yaslayayım
da onun emekli maaşıyla geçineyim durumu kalmamış.
M.U.: Fiziki şartlar açısından da
bakarsak, örneğin ulaşım, bulunduğu bölge gibi.
M.G.D: Ulaşımda zorlukları var
biraz kar kış olduğu zaman. Ama gözlemimiz şu öndeki yol da biterse Bandırma’ya
doğru sıkıntı iyice azalacak. Biz hala geliş gidişlerde biraz zorlanıyoruz.
İklim şartlarının gösterdiği kadar da zorlanmıyoruz. Ben mesela evden çııyorum
-15’le, buraya geliyorum -21’le, rahat gelebiliyorum. İstanbul’da -5 olsa
hiçbir yer çalışmaz. -21 duyunca insana “Eyvah orada hiçbir şey yapamayız.” gibi
geliyor ama bir şekilde de çarklar dönüyor. En ağır kışlardan biri herhalde bu
sene -17 dereceleri gördük diyordu geçen Şahmelek Muhtarı Hüseyin Bey. Elli
yaşımdayım -22 görmedik bu sene gördük ilk defa, diyordu. Bunlara rağmen
ulaşımda müşterileri ciddi bir aksatma olmadı. İşimiz döndü.
M.U.: Tavşanlı Organize Sanayi
Bölgesindeki diğer hedefleriniz neler? Yani başka yatırımlarınız olacak mı
burada?
M.G.D: Tabi holding ne düşünüyor
onu bilemem ama şu an önümüzdeki 3-4 yıllık projelerde fabrika binası yeterli
olacaktır. 27.000
metrekare bizim kapalı alanımız. Öbür tarafa doğru da
hem önde hem arkada biraz daha büyüme alanımız var. Çok sıkışırsak arkaya doğru
da öne doğru da biraz daha büyüyebiliriz. Onu biraz zaman ve şartlar
gösterecek. 1400-1500 kişiye geldikten sonra hala burada bir potansiyel kalır
mı yoksa rakamı büyüttükçe başka riskler de olur. Bütün yumurtaları aynı sepete
koymamak gibi düşünün. Tekrar burada bir yatırım yapmak yerine başka bir yerde
de yatırım yapmayı da düşünebilir holding onu tam bilemiyorum. Daha bu bina 3-4
yıl kadar bize yeterli ve bu binayla da 1300-1400 kişilere kadar istihdam
yaratabiliriz.
M.U.: İşçilerinizle ilgili
sıkıntılarınız var mı, yahut genel sıkıntılarınız, çok karşılaştığınız
sıkıntılar nelerdir?
M.G.D: Genel bir devamsızlık
sorunumuz var. Bizde devam çok önemli. Burada yüzde 3’lere varan bir
devamsızlık var. Bunun yüzde 1’lere inmesi lazım ki biraz daha yönetilebilir
olsun. Bir problem daha var, tüm kadro deneyimsiz olduğu için ya da az
deneyimli olduğu için gelmeyenin yerini kapatmakta da zorlanıyoruz. Örneğin 3
sene sonra olsa ve 2-3 senelik tecrübeli elemanların oranı artsa bu devamsızlık
bizi bu kadar vurmayabilir. Bu aşamada her gelmeyen çok ciddi etkiliyor bizi.
M.U.: Hangi sebeplerle devamsızlık
oluyor?
M.G.D: Bir kısmı, tabi bunu
ispatlayamam da, iki gün gelmedim doktor bey bana iki gün rapor yazıver, gibi
oluyordu. Biz dedik ki, yazılan raporda mutlaka gerekçesini de görmek
istiyoruz. Ne hastalığı varmış, niye gelememiş onu da yazın. İki gün istirahat
var ama neden olduğu belli değil. Biraz onunla uğraştık. Ayrıca sanırım bu tempoyla
çalışmaya alışık olmadıkları için kendilerine çok iyi bakamıyorlar. O düzende
yaşayamıyorlar. Vardiyasına göre kaçta yatacak kaçta kalkacak çok iyi
ayarlamaları gerekiyor. Belki bir iki gün uykusuz işe gelse hasta olmaz ama
bunu bir hafta sürdürse vücut, bünye zayıf düştüğünden gribe yahut başka
hastalıklara yakalanması kolaylaşır. Biraz daha beslenmesine, uykusuna,
dinlenmesine dikkat etmesi lazım işçimizin. Gününü programlaması lazım, biraz
daha sanayi işçisi mantığı ile düşünmesi lazım. Önceliklerini de şaşırıyorlar.
Belki bir yönden tebrik etmek de lazım bunu. Aile bağları, akraba bağlarına
önem veriyorlar. Ben annemi başka bir gün hastaneye götürebilir miyim, teyzemi
başka gün ziyaret edebilir miyim yerine, ne yapayım işe gitmeyeyim , gibi bir sonuca
ulaşıyorlar. Önceliği her zaman o tarafa veriyorlar. Halbuki sanayi işçisi
olmanın biraz daha farklılığı var. Sanayi kuruluşlarının ihtiyaçları farklı.
Bir kişi bir tezgahta çalışsa kendisi kadar zararı olur. Otuz kişi bir tezgahta
çalışıyorlar örneğin. Şöyle bir örnek vereyim size: Tam kadro, 35 kişi
oldukları zaman yüzde 90 verim yapıyorlarsa iki kişi gelemeyince yüzde 60’a
düşüyor verim. O eksiği toparlayamıyorlar, o eksiği bilen yok. Onun için kendi
gelmediği kadar zararı olmuyor. Neredeyse kendi gelmediğinin beş katı kadar
zararı oluyor. 450 kişilik firmada biz ortalama 20-25 kişi devamsızla
çalışıyoruz. E burada 25 kişilk yedek kadrom yok ki ben onların yerine koyayım
üretime devam edeyim.
M.U.: Beslenme konusu nasıl?
M.G.D: Kahvaltısını çok dikkat etmeli zaten biz öğle
yemeği veriyoruz. Öğünlerini düzgün yemesi lazım. Uykusunu düzenli uyuması
lazım, 3-4 sat uykularla gelmemesi lazım.
M.U.: Özetlersek bütün konuşmalarımızı…
M.G.D: Şunu söyleyebilirim, biz bu sekiz aylık
deneyimimizle Tavşanlı insanıyla bu işi yapacağımız konusunda bir inanç sahibi
olduk. Hakikaten çok iyi niyetli, çok dürüst, çok çalışkan insanlar var. Kötü
niyetli de pek yok açıkçası. Çok az insan çıkardık biz. 540 kişiysek şu anda 40
kişi civarında kendisi uyum gösteremeyip
ayrılan oldu. Bizim çıkarttıklarımız da 10 kişi değil toplam. İyi yolda
gittiğimize inanıyoruz. Şu anda bir endişemiz yok. Hedeflenen seviyelerden de
bir endişemiz yok. İhtiyaç duyduğumuzda insan bulabilir miyiz, bulamaz mıyız
şeklinde de bir endişemiz yok. İlk
başvuru zaten 4.000’di buraya. Onlardan elenerek ilk 350 alındı. Hala da
dosyalar dolusu kriterleri sağlayan başvurular var. Çalışanların yakınlarını
tavsiyelerinden de anlıyoruz ki, herkes buradaki kuralları, çalışma şartlarını
öğrendikçe önceden bir belirsizliğe başvururken şimdi çalışanların da memnun
olduğu ve içerideki şartların bilindiği bir döneme doğru gidiyoruz.
Mustafa Göktekin: Bir de Bursa,
İnegöl gibi yerlerde sanayide çalışan epey tecrübeli insanımız var. Zamanla
onlar da geri dönecektir ihtiyaç halinde. Bu konuda sıkıntı yaşayacağınızı
düşünmüyoruz.
M.G.D: Evet, evet var zaten gelip
öyle görüşenler de var. Şunu da söyleyeyim, Kütahya’dan kimseyi almıyoruz.
Özellikle almıyoruz değil, orada servisimiz yok. Tavşanlı bize insan kaynağını
sağladığı müddetçe bizim başka bir yere açılmamıza gerek yok çünkü planlaması
kolay. Servisler aynı yerden kalkıyor, aynı yere geliyor tekrar aynı yere
dönüyor. Dağıldıkça operasyonu yönetmek zorlaşır.
M.U.: Teşekkür ederim.
Tavşanlı ilçemizin internetteki adresi http://www.adrestavsanli.com
YanıtlaSilBenim oglan be torun issiz yardimci olsanizda çalissalar
YanıtlaSil