02 Eylül 2010

HAYIR DİYEMEYEN HAYIRCI

HAYIR DİYEMEYEN HAYIRCI
-Refikçiğim sana hiç yakıştıramadım “Evet.” diyormuşsun öyle mi?
-Evet.
-”Evet” Dersen ne olur biliyor musun Refik peki?
-Evet.
-Bak sana anlatayım: Evet dersen, nikahın kıyılır. Bir daha evlenemez olursun. Özgürlüğün elinden alınır. Çoluk çocuğa karışırsın. Aman ne diyorum ben?
-Evet.
-Bak Refik!
-Evet.
-Evet deyip durma asabımı bozma benim! Evet dersen gulyabaniler masaldan fırlar o artık bizim masalımız olmaz onların masalı olur. Anladın mı?
-Evet. Onlar kim?
-Masaldan anlamayan kulaksızlar işte canım. Bak Refikçiğim, sen iyi adamsın, hoş adamsın bu işlerden pek anlamazsın yine de. Sen evet demekten vazgeç bu konular seni aşar. Biz kendi aramızda halledeceğiz o meseleyi. Hele sen evet demekten vazgeç, senin elinden bir şey gelmez zaten biliyorsun değil mi?
-Evet, biliyorum.

-Hah işte ben de tam onu diyorum. Sen halksın karışma böyle şeylere. Onlar ne yaparlarsa yapsın.
-Evet, buradaki onlar kim?
-Büyükler ve benim gibiler. Biz biliriz bu şeyleri sizi kandırmak için tuzak bunlar. Aslında altında bir çok dalavere var. Bizim, gücümüzü, sizin üzerinizde kullanmamıza engel olmak istiyorlar. Hiç olur mu öyle şey?
-Evet, olmaz.
-Biz ki gücümüzü sizin üzerinizde tutabildiğimiz sürece bu vatan var. Bu vatan akılsızlara bırakılmayacak kadar akıllıdır. Akıllılar akıllısı, bilgeler bilgesi soyumuz yönetmeye devam etsin diye sen evet demeyeceksin Refikçiğim. Bir evet, bizi nerelere götürdü gördün mü?
-Evet, gördüm.
-Neredeyse bölünmenin ve satılmanın eşiğine geldik. Evet dersen satılırız, bölünürüz, çarpılırız. Yapmazsın değil mi Refikçiğim?
-Evet, yapmam. Kim bölünür siz mi yoksa ülke mi?
-Biz kendimizi kaybederiz Refik! Ne diyorsun sen? Darbe bile yapamadıktan sonra ne kıymeti var canım bu ülkede yaşamanın. Cennet vatanımın bir darbesine daha şahit olamayacaksam niye burada yaşayayım? Asker arkadaşım gibi ben de çocuklarıma amerikada* yaşamalarını salık veririm. Sen hiç bu terbiyesizleri tanır mısın bakalım da evet diyeceksin?
-Evet, tanımam.
-Ya işte Refikçiğim, safsın sen evet dedikçe hep saf kalacaksın. Saf bile sana yakışmaz bildiğin salaksın. Bu durumdan kurtulmak için evet demeyeceksin Refikçiğim.
-Evet, haklısınız.
-Refik şimdi senin bir atın olsa onun ön bacağını mı keserdin arka bacağını mı? Biz arka bacağını kestik Refik yıllarca. Neden, arka bacak kötüdür Refikçiğim. Sen de evet diyerek arka bacağı kesmemize yardım etmelisin Refik. Öyle değil mi?
-Evet ama atın bacaklarını kesmesek daha hızlı koşsa olmaz mı?
-Olur tabi ama dışarıdan kızarlar. Bak Refik bana akıl verme sende evet diyecek ağız bırakmam.
-Evet, anladım. Karışmıyorum, sen bilirsin.
-Ben bileceğim tabi. Evet demeyeceksin ki kalkınmaya devam edeyim. Sen kalkınıp ne yapacaksın? Sen kalkındığını bile anlamazsın sen çoksun ben tek tek azım. Evet demek Refik anladın mı beni?
-Evet.
*Gıcıklık olsun diye yanlış yazılmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder