Bağıran Ölüler

Bir gün Balıköy civarındaki bir köyde cenazeye katılmıştım. Cenaze ağaçlar arasında bir yere konuldu ve cenaze namazı için vaziyet aldık.

Resmi görevli olmayan (O kadarını biliyoruz canım.) bir hoca tabutun önüne geçti ve bize doğru hitap etmeye başladı. İşte, ölüm ve onun bize ders olması vb. konulardan konuşuyordu. Bu yönünü kısa kesip ilginç şeyleri bağırarak, haykırarak, heyecanlanarak, tiyatral acayip bir ahenkle ahensizlik arasında coştu...
O sırada şunları söyledi: "Şu an burada yatan ölü haykırıyor... (Sesini ilginç bir şekilde titretiyor, pesten tize ara ritimler tutturabiliyordu detone olmadan.) Dağlar, taşlar, uçan kuşlar, bütün canlılar bu haykırışı duyuyor. Diyor ki, eyvah keşke daha fazla yapsaydım veya şunu şunu yapmasaydım. Ey insanlar, siz sakın öyle yapmayın, benim gibi pişman olmayın!" Böyle diyerek feryat ediyor ölü. Ne var ki insanlar bu feryadı işitmiyor. Sadece diğer canlılar ve nebatat işitiyor.
Şöyle düşündüm...
Ben ölünce boşuna bağırmayayım! En azından bağıracaksam "Ey insanlar!" gibi bir nida ile başlamayayım çünkü duymuyorlar. Sahiden ben de duymamıştım oradaki ölünün feryatlarını. Başkalarına baktım, onlar da duymuş gibi durmuyorlardı.
Büyük bir ders almış şekilde o günkü vazifemi yapmış ve rahmet dileklerimi ulaştırmış olarak döndüm geldim.
Hoca daha bir sürü ilginç şeyler anlattı. Onları da telefona not aldım ama işte her şey kitaplarda yazmıyor, bazı şeyler böyle yerlerde öğreniliyor. Dedim ki, bu duyduklarımı başkalarına anlatmayayım ki, yayılmasın. Bir kısmını anlattım yine de,
Bunun yerine...
Kur'an'dan çok açık ayetleri okuyabilirdi ölüm sonrası pişmanlığı anlatan. Ölüm ve hesapla ilgili, oradaki pişmanlıkla ilgili o kadar çok ayet var ki... Açıp okumak lazım tabi anlatmadan önce. Daha da önemlisi Kur'an'ın anlaşılır olduğuna iman etmek lazım. Kur'an en güzel öğüttür. Ne olduğu belli olmayan tutarsız masallar yerine bari tercih edin Allah rızası için.
110122