Baba gözüyle değil
özüyle ağlayan adamdır. Baba duygularını hep özünde yaşar. Sevgisini içinde taşır.
Yokluk, beklide yoksullukla savaşır. Her ayın başından ayın sonunu getirmeye
çalışan adama baba denir.
Bu Pazar günü babalar
günü imiş! Evlatlar babaları anacaklarmış! Tıpkı senede bir gün anaları
andıkları gibi…
Baba, genellikle sert
yapılı, kaşları çatık, yüzü gülmez, her şeye hayır diyen, olurları olmaz yapan
adamdır(!)
Baba, maddi- manevi hep
istenen ama verilmeyen adamdır. Aslında onun beklediği bir şey de yoktur. Onun
beklediği sadece sevgidir, hürmettir, samimiyettir, küçücük bir tebessümdür. Ama kimse ona beklediklerini
vermeyi akıl etmek, edemez. Babanın kaderidir bu dünya kurulduğundan bu yana
değişmez istisnalar haricinde…
Çünkü o babadır. Onun
hazineleri hiç tükenmez, onda hep vardır, olmalıdır. Sevgisi sonsuz, merhameti
sonsuz, hazineleri sonsuzdur!
Baba sever, ama açıktan
sevemez, aleni okşayamaz; çünkü o sevdiğini açıktan severse hafif bir baba
olduğu düşünülür, o zaman sadece iskele babası yerine koyarlar. Baba öcüdür; anneler
çocukları “Babana söylerim. Babana dövdürürüm.” diye korkuturlar hep! O
korkunç bir adamdır çünkü…
Baba özlemez,
özleyemez, özlenemez! Hep anneler özlenir ve annelerin yanaklarından öpülür;
çünkü onlar naif, babalar serttir, o yüzden babaların sadece ellerinden!
Babalar heykeldir, duygusuzdur(!) Onların kalbi, yüreği yoktur(!)
Hani derler ya; “Ağlarsa
anam ağlar, gerisi yalan ağlar.” Babalar ağlamaz, babaların yüreği
yanmaz, babalar günde beş vakit evlatları için ellerini Yüceler Yücesine açıp, yürekleri
yanarak dua etmezler(!) Babaların yüreği taş gibidir, taştandır(!) Onların
yürekleri yanmaz hiç(!) Onlar evlat hasreti, evlat acısı çekmezler(!) Evlatlarının
başına küçük bir sıkıntı geldiğinde bile ciğerleri yanmaz(!)
Öyle bir zaman gelir
ki, babanız Rahmet-i Rahmana yürüyüverir. Her gün şikâyet ettiğiniz,”Anne
babamda ya…” dediğiniz,
yapamadıkları için tenkit ettiğiniz, sağlığında beklide bir kere bile cesaret
edip kollarınızı boynuna dolayıp; “babam” diyemediğiniz adam dün
hayatınızda yokken bu gün birden hayatınızın en merkezine oturuverir. Onun
hayatınızda ne kadar büyük yer işgal ettiğini o an görür, anlayıverirsiniz.
Heyhat; ama o adam artık yoktur. Onun oturduğu köşe boştur.
Bence; babanız yaşıyorsa
varıp, boynuna kollarınızı dolayın ve içten, yürekten bir ”Babam” deyin; vakit varken, sonrasında vaktiniz
olmayabilir.
Benden söylemesi…
Mustafa Göktekin
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder