20 Eylül 2022

BABA…

 


Baba gözüyle değil özüyle ağlayan adamdır. Baba duygularını hep özünde yaşar. Sevgisini içinde taşır. Yokluk, beklide yoksullukla savaşır. Her ayın başından ayın sonunu getirmeye çalışan adama baba denir.

Bu Pazar günü babalar günü imiş! Evlatlar babaları anacaklarmış! Tıpkı senede bir gün anaları andıkları gibi…

Baba, genellikle sert yapılı, kaşları çatık, yüzü gülmez, her şeye hayır diyen, olurları olmaz yapan adamdır(!)

Baba, maddi- manevi hep istenen ama verilmeyen adamdır. Aslında onun beklediği bir şey de yoktur. Onun beklediği sadece sevgidir, hürmettir, samimiyettir,  küçücük bir tebessümdür. Ama kimse ona beklediklerini vermeyi akıl etmek, edemez. Babanın kaderidir bu dünya kurulduğundan bu yana değişmez istisnalar haricinde…

Çünkü o babadır. Onun hazineleri hiç tükenmez, onda hep vardır, olmalıdır. Sevgisi sonsuz, merhameti sonsuz, hazineleri sonsuzdur!

Baba sever, ama açıktan sevemez, aleni okşayamaz; çünkü o sevdiğini açıktan severse hafif bir baba olduğu düşünülür, o zaman sadece iskele babası yerine koyarlar. Baba öcüdür; anneler çocukları “Babana söylerim. Babana dövdürürüm.” diye korkuturlar hep! O korkunç bir adamdır çünkü…

Baba özlemez, özleyemez, özlenemez! Hep anneler özlenir ve annelerin yanaklarından öpülür; çünkü onlar naif, babalar serttir, o yüzden babaların sadece ellerinden! Babalar heykeldir, duygusuzdur(!) Onların kalbi, yüreği yoktur(!)

Hani derler ya; “Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar.” Babalar ağlamaz, babaların yüreği yanmaz, babalar günde beş vakit evlatları için ellerini Yüceler Yücesine açıp, yürekleri yanarak dua etmezler(!) Babaların yüreği taş gibidir, taştandır(!) Onların yürekleri yanmaz hiç(!) Onlar evlat hasreti, evlat acısı çekmezler(!) Evlatlarının başına küçük bir sıkıntı geldiğinde bile ciğerleri yanmaz(!)

Öyle bir zaman gelir ki, babanız Rahmet-i Rahmana yürüyüverir. Her gün şikâyet ettiğiniz,”Anne babamda ya dediğiniz, yapamadıkları için tenkit ettiğiniz, sağlığında beklide bir kere bile cesaret edip kollarınızı boynuna dolayıp; “babam” diyemediğiniz adam dün hayatınızda yokken bu gün birden hayatınızın en merkezine oturuverir. Onun hayatınızda ne kadar büyük yer işgal ettiğini o an görür, anlayıverirsiniz. Heyhat; ama o adam artık yoktur. Onun oturduğu köşe boştur.

Bence; babanız yaşıyorsa varıp, boynuna kollarınızı dolayın ve içten, yürekten bir ”Babam” deyin;  vakit varken, sonrasında vaktiniz olmayabilir.

Benden söylemesi…

Mustafa Göktekin

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder