mezhep etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
mezhep etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

01 Kasım 2016

MEZHEPLER ARASI DİYALOG

MEZHEPLER ARASI DİYALOG
M.Uysal
http://duckofminerva.com/wp-content/uploads/2015/03/Road-to-Nowhere-676x451.jpgYıllarca dinler arası diyalog saçmalıklarına ses çıkarmayan insanlar bu başlığa umarım şaşırmamışlardır.

(Türkiye’de bazı gruplar arası çalışmalardan değil dünya çapında bir faaliyetten bahsediyorum.) Siyasi kavgalardan başlayan ilk mezhep ayrılıkları herhalde bugünkü mezhepçilik hakkında net bir fikir verir. Efendim sonra fıkhî görüşler, itikadî ayrışmalar falan… Bunları geçelim. İlk çıkış noktası net bir fikir veriyor mu vermiyor mu? Veriyor. Biz Müslümanlar gururumuz ve nefsimiz için ayrıştık ve neticesi bütün bu ayrışmalarla geldi.

Sorulunca 4 hak mezhep ve Şia var ve diğerleri de eh işte… Lakin iş böyle değil.

Bin yıl süren bir ayrılık mı olur, sorusuna gayet rahat ve pişkince “Evet!” cevabını sadece biz Müslümanlar verebiliriz. Mezhepler arası bir diyalog çalışmasına ve ortak noktaları tespit, farklı noktaları konuşma fırsatına ihtiyacımız var. İlahiyatçılar açısından zaten bir sorun olduğunu sanmıyorum. Onlar gayet iyi biliyorlar farkları ve benzerlikleri ve diğerlerinin baktığı gibi bakmıyorlar olaya. Mezhepçilik açısından da bakamayız üstelik bu soruna. Sadece mezhepçilik yapanlar sorun değil ki, sorunun temeli başka. A ve B sınıfları varsa sınıfçılık da var olacaktır. Bu böyledir insan açısından. O zaman A ve B sınıfları arasında bir kapı açılmalı ve bu kapı hayır kapısı olmalı. En hak kim, tartışmasına girilmeden gayet sade ve basit cevaplar üzerinde konuşmalı ve uzlaşmalıyız. Bu uzlaşma kelimesi sıkıntılı bir kelime. Şimdi soracaklar, gulat üzerinden örneklerle “Aha bununla mı uzlaşacağız?” gibi. Meseleye bu düzlemde yaklaşanlarla işimiz yok zaten.

Efendim, hak mezhepler (!) ne güzel yaşayıp gidiyorlar hiç karıştırmayalım. Öyle mi? Onlar arasında bile saçma sapan hüküm farkları varken mi? Anokranik hataya düşmek istemiyorum fakat 700 yıl önce hangi renk giyileceğine dair hükmü hala mezhepler aralarında farklı fetva konusu hatta fetva konusu yapıyorsa sıkıntı vardır. Bu tür fetvaların tarihin arşivine kaldırmamız gerekmiyor mu artık? Bunlarla amel eden insanlar var hala ve bu yüzden etrafına sıkıntı çıkaran topluluklar var. En ufak bir karmaşada savaşa bile dönüştürülebildiğini ise tarihten biliyoruz.

Din adamlarımız otursunlar ve her konuda icma etsinler demiyorum, bu pek mümkün görülmüyor. Peki, ne istiyorum? En azından şunu yapabiliriz, farklılıkları günün ihtiyaçlarına göre yeniden konuşabiliriz. Dileyen katılır dileyen katılmaz fakat bütün Müslümanların en azından bu büyük çalışmayı mihenk olarak tanımasına dair bir adım atılmış olur. Bunun asla mümkün olmayacağını baştan kabul etmek ise zaten ziyandır.

Bugün bırakın gençleri, dindar hatta bilgili sayılabilecek bir Müslüman’a bile mezhepler tarihi okutsanız farkına varacağı garabetleri bir bin yıl daha devam ettirmek toptan akıldan yoksun olmaktır. Ki, bunun böyle olmak yerine kendi takımını tutarak okunacağını da biliyorum. Sonuç, fanatik mezhepçi. Tekrar ediyorum, gruplar varsa grupçuluk kesinlikle vardır. Grupları değil grupları oluşturduğu düşünülen basit görüş farklılıklarını ortadan kaldıralım, diyorum. Ve kesinlikle sosyal bilimcilerle ilahiyatçıların bir çalışma alanı olarak bunu görmeleri gerekiyor. İslam düşmanları sosyal bilimcilerle üzerimizde asırlarca çalıştılar ve çalışmaya devam ediyorlar. Biz tersinden bir çalışmayı artık yapmalıyız. Bunu düşünmeliyiz. Bunu mezhepçi fanatikleri şimdilik sert biçimde dışarıda tutarak başlatmalıyız. Neticede taraftara değil Hakk’a ihtiyacımız var. (Uygun zamanlarda konuya devam edeceğim.)

21 Ocak 2016

DİN TARTIŞMALARI KAKAFONİK ÖZET

DİN TARTIŞMALARI KAKAFONİK ÖZET
Mustafa Uysal
A- Hadisleri, öncekilerin gözden geçirdiği gibi tekrar gözden geçirmeliyiz.
B- Peygamber düşmanısınız!
C- Peygambersiz bir din kurmaya çalışıyorsunuz!
D- Öyle hadisler üzerine öyle fıkhî hükümler bina edilmiş ki, ne hadisin sıhhati var ne hükmün. İlk muhaddisler nasıl çalıştıysa bizim de tekrar çalışmamız gerekiyor.
B- Peygamberi dışlıyorsunuz, kabul etmiyorsunuz.
C- Zaten hadisleri toptan reddedince Kur'an'ı da tasfiye edeceksiniz. Dini yıkacaksınız.
F- Biz ne zaman dini korumaya çalıştıysak orada çöküş yaşadık. Allah dinini korusun, bize düşen doğru yaşamak.
G- O hocalar hep sapıkmış, diyorlar.
T- Kur'an'ın koruyucusunun Allah olduğu bilgisi yine Kur'an'a atfediliyor ama siz hadislerin gözden geçirilmesi faaliyetini yıkıcılığa bağlıyorsunuz, kafanız iyi mi?
H- Ehl-i Sünnet dışı sapıklar ve zındıklara itibar edilmez.
Ğ- Ben dindar sayılmam ama peygambere laf ettirmem lan, keserim lan hepinizi!
A- Bu işi akademik seviyede tutmak ve böylece yeni bir usul geliştirmek, düşüncemizi yeniden üretmek zorundayız.
T- İnsanları zorla bir sistem içine sokmak bir kategori içine dahil etmek istiyorsunuz. Kendinize benzetmek istiyorsunuz. Faşist bir dindar olabilir mi, oluyor. Bırakın insanlar iradelerini ve akıllarını kullanabilsinler. Din konusunda Allah'tan başka kimse hesap soramasın. Kim nasıl inanıyorsa bunun hesabı Allah'a ait.
M- Vaazlarımda hep söylediğim gibi bunlar sapık, şii, rafizi, mutezili... Yani dünya üzerinde ne tür bir sapıklık varsa bunlardır.
P- Çay oldu mu?
W- Son dönem araştırma namusu bizde bile var. İnananlar dinlerinin sağlamlığına güvenmiyorlar.
Y- Gençleri dinsiz yapacaklar.
F- İslam adına terör üreten ve sonradan olduğu açık olan rivayetler acilen ele alınmalı.
G- Bak kesin sapık ve zındık değil mi, zamanı gelince keseriz falan yazık olmasın?
A- Biz yeni bir şey ortaya koymaya çalışmıyoruz ilk mesajı doğru anlamamızın önündeki sonradan konulan engelleri aşmaya çalışıyoruz.
X- Allah belanızı verecek, yetiş Ya Falan! Mezhepsizler!
U- Ortada yanlış bir şeyler olduğunu düşünüyorum zira aradan zaman geçti ve biz hala dondurulmuş bir anlayışa zorlanıyoruz sonradan toplanan bilgiler üzerinden. 
T- Kur'an üzerinde bile anlama çabasında ihtilaf ederken siz kalkıyorsunuz, rivayet kültürünün her türünü kutsuyorsunuz. Üstelik bunu kendi aranızda ilmi olarak anlaşılır ve çalışılabilir kabul ederken kürsülere çıkıp peygamber düşmanları ilan ediyorsunuz aynı insanları. 
M- Bunlar peygamber düşmanı, din düşmanı İran ajanı. Bu arada terlik ve kefen yaptım çok ucuz. 
F- Bazı insanları kutsayıp aracı yapan bir anlayışın kökeni nereye dayanıyor ki, bazılarını da zındık ilan etme yetkisini elinde tutuyor? 
L- Akıl tutulması yaşıyoruz, aklımızı kullanmamızı emreden Allah'ın emrine rağmen. 
D- Akıl şeytan işidir sakın ha kullanmayın!
Ö- Biri çay dedi az önce!