ayet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ayet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Mart 2017

Adam ve Söz Seçmek

Adam ve Söz Seçmek
M.Uysal 
Aşağıdaki hadisi bir gözden geçirin ve okumaya buradan devam edin lütfen. ***

Bu hadisi genelde yiyecek, içecek bağlamında anlıyor insanlar. Ben bir yönüne daha dikkat çekmek istiyorum. Düşünce ve insan takibi yönü. Allah bizi vahiyden ve Rasulünün örnekliğinden sorumlu tutmuştur. Bir tek kitabını bile okumadığımız, fikirlerini sadece kulaktan dolma bir kaç söz ile bildiğimiz insanları takip etme ve onları sevme konusunda da dikkat etmeliyiz. O adamı severken, savunurken sanki Allah'ı ve dinini savunur ve sever gibi tavırlar yanlışa götürür. Benim sorumluluk alanım bellidir. Siz ne ad verirseniz verin, sonuçta o kişiler de Allah'ın bir kuludur ve insandırlar. Bu yüzden Allah'ın beni sorumlu tutmadığı insanlar yüzünden şüpheye düşemem. Aşağıdaki hadisin uyarısı burada da geçerlidir. Madem seviyorsunuz o zaman kesinlikle bütün fikirleriyle ve hayatıyla, eğrisi doğrusuyla, yanlışı doğrusuyla çok iyi bilmelisiniz o kişiyi. Zaten bu kadar yakın bilirseniz, sevgi yerini seçiciliğe bırakır. Doğrusunu alır yanlışını bırakır ve onu insanlar arasına koyarsınız. Normal olan budur zaten. Sevdiğiniz, büyük insan dediğiniz, kutsadığınız kim varsa bir daha gözden geçirin ve iyice tanıyın.

"Dinleyip de sözün en güzeline uyan kullarımı müjdele. İşte Allah'ın doğru yola ilettiği kimseler onlardır. Gerçek akıl sahipleri de onlardır." Zümer 18 
_______________________

"Şurası muhakkak ki, haramlar apaçık bellidir, helaller de apaçık bellidir. Bu ikisi arasında (haram veya helal olduğu) şüpheli olanlar vardır. İnsanlardan çoğu bunları bilmez. Bu durumda, kim şüpheli şeylerden kaçınırsa, dinini de, ırzını da tebrie etmiş olur. Kim de şüpheli şeylere düşerse harama düşmüş olur, tıpkı koruluğun etrafında sürüsünü otlatan çoban gibi ki, her an koruluğa düşebilecek durumdadır. Haberiniz olsun, her melikin bir koruluğu vardır, Allah'ın koruluğu da haramlarıdır. Haberiniz olsun, cesette bir et parçası var ki, eğer o sağlıklı olursa cesedin tamamı sağlıklı olur, eğer o bozulursa, cesedin tamamı bozulur. Haberiniz olsun bu et parçası kalptir." [Buharî, İman 39, Büyû 2; Müslim, Müsakat 107, (1599); Ebu Davud, Büyû 3, (3329, 3330); Tirmizî, Büyû 1, (1205); Nesâî, Büyû 2, (7, 241).]




10 Mayıs 2016

Lokman ve Hikmet

Lokman ve Hikmet
M.Uysal
Lokman suresinde Lokman'a, şükretsin diye hikmet verildiği söyleniyor.
Hikmet çok önemlidir. Allah'tan biz de isteriz. Çünkü "Kime hikmet verilirse, ona pek çok hayır verilmiş demektir." (2/269)
Lokman Hakim çocuklarına samimiyetle öğüt verir. (Lokman çocukları ile konuşur, bizim de konuşmamız istenir.) Bu öğütler çok önemlidir ve en başta şirkten sakındırma vardır. Allah peygamberlerine bile kitap ve hikmet vermiştir. Hikmet sahiden önemlidir.
Bu sureyi okurken aklımda hep şu soru vardı: Ben nasıl hikmet sahibi olabilirim ve Allah Lokman'a niçin ve nasıl hikmet verdi? Sonra bir yerde bu sureyi (Lokman suresi) insanlara anlatırken daha ikinci ayette bu cevaplar karşıma çıktı:  "İşte bu âyetler, hikmet dolu Kitab'ın âyetleridir." (31/2)
Bu kadar kör olamazdım. Emin olun çok sevindim. Demek hikmet uzak değil hep okuduğum şeylerde duruyor. Bu arada şunu unutmamak gerekiyor: Hikmetin sahibi Allah'tır. Sonra Yunus suresinin 1. ayetinin de aynı şeyi söylediğini fark ettim: "Elif, Lam, Ra. İşte bunlar hikmet dolu Kitab'ın ayetleridir." (10/1) Sonra Yasin suresi: "Hikmet dolu Kur'an hakkı için,.." (36/2)
Subhanallah...
Sonra yine Hz. İbrahim'in duasına şahit oldum: " Rabbim! Bana hikmet ver ve beni iyiler arasına kat." (26/83) Lokman suresini bir aydır okuyorum, anlamaya çalışıyorum ve anlatıyorum...
En nihayet, hikmeti istiyorsan sürekli Kur'an ile muhatap olacaksın. Her gün muhatap olacaksın.
Kur'an'ın her suresi ile kendimi daha iyi hissediyorum zannederdim ama her sure ile hatta her okuyuşumla cehaletimin derinliğini yeniden fark ediyorum. Bu büyük cehaletle öleceğim... Cehaletimin ne kadar büyük olduğunu görmek istiyorum Allah'ım.
En temel soru: Hikmet ne demek? 

Ek: Hikmetle ilgili ayetler için tıklayınız.

12 Nisan 2016

Yalan Kurgulu Hikayeler

Yalan Kurgulu Hikayeler
 M.Uysal
İlk okuyuşta ne güzel hikaye değil mi?
İsterseniz bir daha okuyun!
1- Yalan var. (İşe gidiyorum.)
2- Tevekkül yerine ibadet. Akşama kadar süren nasıl bir ibadetse peygamberin bile bilmediği.
3- Allah ile sözleşme yapmış gibi ay sonunda ödeyecek diyor. İftira var.
4- İbadet etmek diye bir iş var mı ki?
5- Allah ne zamandır ibadetlerin karşılığında para ödüyor?
6- Ve bu hangi dinin hikayesidir Müslümanlara anlatılan?
7- Butun toplumun iş yapmak yerine ibadet ettiğini düşün... İşte en rezil ve aşağılık toplum, kurtuluştan uzak.
Kuran yetmeyince bunlar ile avunur insan.
8- Allah neye kadir değil ki, diye bitiyor hikaye. Allah'ı hiç bilmeyen biri için şahane bir tuzak. Kur'an ile mesafemizin bu kadar uzak olduğunu bilmezdim doğrusu.
————————
Bir derviş. Evden ayrılışında hanımına işe gidiyorum diyerek ayrılır, ancak doğru tekkeye gider ibadet ederdi. Akşam eve döndüğünde Hanımı:
- Yiyecek bir şeyimiz yok biliyorsun, elin boş mu döndün, dediğinde de
- Çalıştığım zat öyle cömertki... Ondan para istemekden utanıyorum. Ay sonunda ücretimin tamamını toptan verecek, derdi.
Ay sonu geldiğinde, yine evden ayrılmış, tekkeye gitmiş, ibadete koyulmuştu. Akşam eve döneceğinde bir düşünce kendisini aldı, ay sonu idi, hanıma ne diyecekti. Mahzun mahzun eve doğru yürüyordu. Sonunda eve yaklaştı. Evden leziz yemek kokuları etrafa yayılıyordu. Şaşırmıştı, kapıyı hanımı güler yüzle açar, içeri girerler olanları kocasına şöyle anlatır:
- Kimin yanında çalışıyorsan bey, gerçekten cömert biriymiş. Öğle sıraları idi, nur yüzlü iki zat kapıyı çaldı:
"Bunlar beyinin iş ücretleridir. Eğer bundan sonra da işine devam eder ve daha fazla çalışırsa, ücereti daha da artacaktır" dediler ve taze kesilmiş koyun eti, çeşit çeşit yiyecek, hiç tatmadığım meyveler ve bir kese de altın verdiler. Allah razı olsun o kimseden. Açlıktan artık tahammülümüz kalmamıştı.
Hanımından bu sözleri dinleyen derviş Allah'a şükredip, ibadetine devam etti....
Allah neye kadir değil ki!

ÖLMEYECEK OLAN ALLAH'TIR

ÖLMEYECEK OLAN ALLAH'TIR
M.Uysal
F.Gülen, A.Kuytul ve daha nice tasavvuf falan filanı...
Ve siz!
Rasulullahın ölmediğine inanıyorsunuz.
Onun hâlâ bu dünyaya tasarruf ettiğini düşünüyorsunuz.
Kiminiz olimpiyata çağırıyor, kiminiz mitinge getiriyor, kiminiz günde 70 kez görüşüyor, kiminiz savaşa getiriyor, kiminiz fazladan tabak koyuyor sofrasına.
Müslümanların kafasını asıl karıştıranlar sizsiniz. Allah, Kur'an ile rasulünün de öleceğini bildiriyor, sahabe öldüğüne kani, hatta hiç müdahale etmemiş ilk 100 sene... Sonra ne olduysa (İslam tarihi felfese ile tanışma ve siyasi ihtiraslar) piyasaya sizin dedeleriniz/atalarınız çıktı. Dediler ki, o ölmedi amellerimiz rasüle arz ediliyor. Salavatlar ona arz ediliyor... Siz bu işleri ona gördürürken diğerleri olimpiyata getiriyor işte. Ne var bunda şaşacak? Mitinge getiren ne kadar sapkınsa ölmediğine inanıp savaşa getiren ve tanrılar konseyine imam yapan da aynı. Sofrasına fazladan tabak koyan nasıl sapkınsa konser salonuna geldiğini söyeyen de aynı.
Siz bir tek olimpiyata ve mitinge gelmesine mi şaşıyorsunuz? Bence dönüp peygamber ve tanrı bilginizi gözden geçirin.
Kur'an'a iman edenler için söylüyorum: Rasulullah öldü. O da bizim gibi bir beşer ve ölümlü. Onun nurdan tanrı nurundan kopup geldiğini (yaratılma değil) dolayısıyla nur olduğunu falan bir kenara koyun bu yalanı Plotinus ve takipçileri düşünsün. O da bizim gibi diriltilecek ve hesaba dahil olacak. Muhakkak onun hesabı bizimki gibi çetin olmayacak zira o vahye muhatap oldu ve üstün bir ahlak sahibiydi. Birileri peygamber tasavvurunuz ile oynayıp size dilediği gibi yöne veriyor. Buna izin vermeyin. Madem kutsal ilan ettiğiniz bir hafta bile var bu vesile ile Rasulullah'ı da Kur'an'dan öğrenmeye başlamalıyız.


  • Âl-i İmrân  144 
     (Medenî 89)     Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür ya da öldürülürse, gerisin geriye (eski dininize) mi döneceksiniz? Kim (böyle) geri dönerse, Allah'a hiçbir şekilde zarar vermiş olmayacaktır. Allah, şükredenleri mükafatlandıracaktır.
  • A’râf  6 
     (Mekkî 39)     Elbette kendilerine peygamber gönderilen kimseleri de, gönderilen peygamberleri de mutlaka sorguya çekeceğiz!
  • Mâide  109 
     (Medenî 112)     Allah'ın peygamberleri toplayıp da "Size ne cevap verildi" dediği gün, "Bizim hiçbir bilgimiz yok, şüphesiz gizlilikleri hakkıyle bilen ancak sensin" diyeceklerdir.
  • Kehf  110 
     (Mekkî 69)     De ki: Ben, yalnızca sizin gibi bir beşerim. (Şu var ki) bana, İlah'ınızın, sadece bir İlah olduğu vahyolunuyor. Artık her kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, iyi iş yapsın ve Rabbine ibadette hiçbir şeyi ortak koşmasın.

21 Ocak 2016

DİN TARTIŞMALARI KAKAFONİK ÖZET

DİN TARTIŞMALARI KAKAFONİK ÖZET
Mustafa Uysal
A- Hadisleri, öncekilerin gözden geçirdiği gibi tekrar gözden geçirmeliyiz.
B- Peygamber düşmanısınız!
C- Peygambersiz bir din kurmaya çalışıyorsunuz!
D- Öyle hadisler üzerine öyle fıkhî hükümler bina edilmiş ki, ne hadisin sıhhati var ne hükmün. İlk muhaddisler nasıl çalıştıysa bizim de tekrar çalışmamız gerekiyor.
B- Peygamberi dışlıyorsunuz, kabul etmiyorsunuz.
C- Zaten hadisleri toptan reddedince Kur'an'ı da tasfiye edeceksiniz. Dini yıkacaksınız.
F- Biz ne zaman dini korumaya çalıştıysak orada çöküş yaşadık. Allah dinini korusun, bize düşen doğru yaşamak.
G- O hocalar hep sapıkmış, diyorlar.
T- Kur'an'ın koruyucusunun Allah olduğu bilgisi yine Kur'an'a atfediliyor ama siz hadislerin gözden geçirilmesi faaliyetini yıkıcılığa bağlıyorsunuz, kafanız iyi mi?
H- Ehl-i Sünnet dışı sapıklar ve zındıklara itibar edilmez.
Ğ- Ben dindar sayılmam ama peygambere laf ettirmem lan, keserim lan hepinizi!
A- Bu işi akademik seviyede tutmak ve böylece yeni bir usul geliştirmek, düşüncemizi yeniden üretmek zorundayız.
T- İnsanları zorla bir sistem içine sokmak bir kategori içine dahil etmek istiyorsunuz. Kendinize benzetmek istiyorsunuz. Faşist bir dindar olabilir mi, oluyor. Bırakın insanlar iradelerini ve akıllarını kullanabilsinler. Din konusunda Allah'tan başka kimse hesap soramasın. Kim nasıl inanıyorsa bunun hesabı Allah'a ait.
M- Vaazlarımda hep söylediğim gibi bunlar sapık, şii, rafizi, mutezili... Yani dünya üzerinde ne tür bir sapıklık varsa bunlardır.
P- Çay oldu mu?
W- Son dönem araştırma namusu bizde bile var. İnananlar dinlerinin sağlamlığına güvenmiyorlar.
Y- Gençleri dinsiz yapacaklar.
F- İslam adına terör üreten ve sonradan olduğu açık olan rivayetler acilen ele alınmalı.
G- Bak kesin sapık ve zındık değil mi, zamanı gelince keseriz falan yazık olmasın?
A- Biz yeni bir şey ortaya koymaya çalışmıyoruz ilk mesajı doğru anlamamızın önündeki sonradan konulan engelleri aşmaya çalışıyoruz.
X- Allah belanızı verecek, yetiş Ya Falan! Mezhepsizler!
U- Ortada yanlış bir şeyler olduğunu düşünüyorum zira aradan zaman geçti ve biz hala dondurulmuş bir anlayışa zorlanıyoruz sonradan toplanan bilgiler üzerinden. 
T- Kur'an üzerinde bile anlama çabasında ihtilaf ederken siz kalkıyorsunuz, rivayet kültürünün her türünü kutsuyorsunuz. Üstelik bunu kendi aranızda ilmi olarak anlaşılır ve çalışılabilir kabul ederken kürsülere çıkıp peygamber düşmanları ilan ediyorsunuz aynı insanları. 
M- Bunlar peygamber düşmanı, din düşmanı İran ajanı. Bu arada terlik ve kefen yaptım çok ucuz. 
F- Bazı insanları kutsayıp aracı yapan bir anlayışın kökeni nereye dayanıyor ki, bazılarını da zındık ilan etme yetkisini elinde tutuyor? 
L- Akıl tutulması yaşıyoruz, aklımızı kullanmamızı emreden Allah'ın emrine rağmen. 
D- Akıl şeytan işidir sakın ha kullanmayın!
Ö- Biri çay dedi az önce!