21 Ekim 2008

PAYLAŞIM SÖZLEŞMESİ

PAYLAŞIM SÖZLEŞMESİ

Gelin aramızda bir sözleşme akdedelim. Boynuzsuz koyunun boynuzlu koyundan hakkını alacağı kıyamet günü hakkı için, gelin aramızda güzel bir anlaşma akdedelim. Allah, kısım kısım kul yaratmış. Kimi yaya kimi atlı, kimi uçar çift kanatlı... Elbette kulların hepsi aynı yaratılmamıştır. Gelin, eşitlik değil ama adalette buluşmak için bir sözleşme akdedelim.

Kazananlara, bu ne bolluk böyle, demeden, gözümüz yok, Allah daha çok versin, diyelim. Efendi köle ilişkisi, diye bir şeyin sözünü duymak şöyle dursun bunun varlığını bile hissetmek istemiyoruz toplum olarak. Biliyorum ki, bu denge şımarmışlar yüzünden bozuldu ve bozulmaya devam edecek. İnsan olanlar, yeniden diriliş inancı taşıyanlar ve yürek taşıyanlar, gelin bir sözleşme akdedelim. Bu sözleşme hem sizin iki dünya huzurunuz hem de sizin malınızda hakkı olanların iki dünya huzurları için olsun.

-Emrimde çalıştırdıklarımın alnının teri kurumadan ve hakkıyla ücretini verebilecek şekilde işe alacağım ve istihdam planlarımı buna göre yapacağım.
-Kendi kârımdan fedakarlık ederek emrimdekilerin geçimini temine çalışacağım. Zaten çok kazanmanın sınırı nedir ki ve ne için çalışıyorum? Çalışmamın ve çok kazanmamın bir tek makul açıklaması olabilir, o da insanca yaşamak ve insanca yaşatmak.

-Çok kazanmayan bir işletme sahibi olabilirim, bununla beraber lüks araçlar alabilecek güce de sahibim. Lüks araçlar ve lüks evler yerine benim kazanmamı sağlayan insanların emeğini tebrik ve takdir edeceğim.

-Her gün kapımda biriken onlarca işsizin var oluşundan cesaret almak yerine ürkerek, daha çok istihdam yaratmak için didineceğim.

-Yatırımlarımı, kolay ve haram olana değil alın terine ve insana yapacağım. Paradan para kazanmak yerine, üretimden ve istihdamdan güç alarak yavaş ama emin adımlarla huzurlu ve stressiz bir gelecek planlayacağım.

-Ayda bir gün olsun, işçilerimin yaptığı işi bizzat ve aynen onlar kadar onlarla beraber yapacağım. Kârımı ve onların ücretlerini işlerinin ve geçimlerinin onları insan yapmaya yetecek şekilde ayarlayacağım.

-Keyfim için yaptığım harcamaları hesap edip, bu bolluğun beni şımarıklığa başkasını ise suça çektiğini hiç aklımdan çıkarmayacağım. İşçilerimin, malımda gözü olması yerine malımın sahibi gibi davranabilmesi için elimden gelen bütün gayreti göstereceğim.

-Dünya kazancının ve malının geçici olduğunu bilerek; elimdeki gücü, ezmek, sindirmek ve yönetmek için değil yükseltmek için kullanacağım.

-Ücretini ödemediğim her bir dakika mesainin hırsızı olduğumu hiç unutmayacağım. İşçilerimden, ödemediğim mesailer, yaptırdığım fazladan işler dolayısıyla çaldığımı ve onların da benden bu birikmiş hınçla çalmak için fırsat kolladıklarını kesinlikle bileceğim.

-Bir bardak su dahi istemiş olsam, teşekkürü borç bileceğim. Zira, onları istihdam sebebim dışına çıkmış olacağım. Emrimdekilere, arabamı yıkatmayı ancak onlara fazladan yüklüce yardım etme bahanesi olarak kullanmak için aklımdan geçireceğim. (Elbette bu hödüklüğü yapmayacağım.)

-Şimdikinin bin misli bir kazanca erişince mi, yoksa paylaşınca mı mutlu olacağımı bir kez daha düşüneceğim.

-Sermayemin ve kazancımın, insanlar arasında güç ve itibar sembolü olarak bana hükmetmesine asla izin vermeyeceğim. Her an düşebileceğimi bilerek, düşkünlere burun çevirmeyecek, onları kullanmayacak aksine onlar için var olduğumu bileceğim.

-Sermayenin, çok çabuk kirlendiğini ve kirlettiğini bilerek temiz kalmanın yollarını arayacağım.

Daha bir çok madde ekleyebilirsiniz siz bunlara. Dengesi bozulmuş bir toplumun huzurlu şehirleri, caddeleri, sokakları ve evleri yoktur. Demokratik ve yasal ilkeler vicdanlarınızı "asgarî" seviyede bile rahatlatmaz. Demokrasinin çarkları arasına takılı kalmış canları, adaletinizle çekip alın. Çünkü, bir gün yasal geçimlere siz de razı olmak, boyun eğmek zorunda kalabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder