Muhammed El Adil |
Mustafa Uysal: Muhammed El Adil kimdir, ne iş yapar lütfen biraz kendinizden bahseder misiniz?
Muhammed El Adil: İsmim Muhammed Adil Tunusluyum. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım, uluslar arası ilişkiler uzmanıyım. Tasca (Türk-Arap Bilim Kültür Sanat Derneği) başkanıyım. Türk-Arap ilişkileri ve Türk Afrika ilişkileri üzerine bilimsel araştırmalar yapıyorum. Bu konular üzerine danışmanlık yapıyorum. Türk dünyası ve Arap dünyası ile ilgili kurum ve kuruluşlara danışmanlık hizmetleri veriyorum.
M.U.: Muhammed Bey Tavşanlı’da gerçekleştirilen tanıtım atağını biliyoruz anacak buna geçmeden önce bize biraz Tasca’yı anlatabilir misiniz? Nedir Tasca tam olarak?
M.A.: Tasca’nın açılımı şöyle: Türk-Arap Bilim Kültür Sanat Derneği. Türk dünyası ile Arap dünyası
arasında kültürel bir köprü oluşturmaya çalışıyoruz. Son 10 yıldır Türk dünyası ile Arap dünyası arasında politik, ekonomik ilişkilerde gelişmeler oluyor. İyileşmeler var. Bu duruma çok sevindik ama yeterli görmedik. Neden? Çünkü halklar arasında ilişki ve dostluk geliştirmek için sadece siyaset ve ekonomi yeterli değil. Biz de bilim, kültür ve sanat aracılığı ile bu iki halk arasındaki ilişkiyi geliştirmek için, bu düşünceyle çıktık yola ve Tasca’yı kurduk. Tasca’nın bu projeyi başarmak için renkli olması gerekiyor. Renkli derken, tüm Türk dünyasının ve tüm Arap dünyasının renkleriyle hitap etmek istiyoruz. O yüzden Tasca’nın düzenli hiçbir ideolojik kalıbı yok. Olacağını da düşünmüyoruz. Taraf olmak istemiyoruz. Hedefimiz gayet nettir. Bu iki halk arasında ilişkiler gelişsin ve her iki taraf da kendisini tam olarak, istediği gibi kendisini tanıtsın. Kendi kültürünü tanıtsın. Zaten biz bu iki toplumu tek toplum olarak görüyoruz çünkü tek ümmettir. Maalesef hem Türkiye’deki hem Arap dünyasındaki dış mihraklar bu iki toplum arasına manevi duvar koydular. O duvarı basiretsiz siyasetçilerimizin olduğu dönemlerde kendi kendimize daha da güçlendirdik. Gerçek bir duvar oldu iki toplum arasında. Bu duvar vesilesiyle iki toplum arasında sadece siyasi ve ekonomik bir kopukluk değil aynı zamanda asıl gerçek kopukluk olan kültürel kopukluk oldu. Aslında Tasca’nın amacı nasıl yeni kültürel köprüler kurarız, sorusunun cevabını arayıp bulmaktır. İki halk arasında yeni işbirlikleri, yeni ilişkiler oluşturmak için projeler üretiyoruz. Bunu da sağlıklı bir zeminde yapmaya çalışıyoruz. Tasca’nın en önemli özelliği iki toplum arasında projeler üretmek ve hayata geçirmek.
M.U.: Tasca ve Tavşanlı nasıl buluştu?
M.A.: Tasca için Tavşanlı’nın çok önemli bir yeri var çünkü çok değerli üyelerimiz var Tavşanlı’da. İkincisi, bu bahsettiğim felsefe yani iki toplum arasında dostluk ve işbirliği geliştirmek için en önemli projeye Tavşanlı’dan başladık ve bu projeyi Tavşanlılılarla geliştirdik. Allah’ın takdiri, Tavşanlı’dan güzel kardeşlerimizin –Mustafa Göktekin, H.Hüseyin Çakmak, M. Ali Şenol vb.- aracılığı ile Tavşanlı ile tanıştık. Müsiad Fuarında güzel bir toplantı yaptık. Çok önemli bir toplantıydı aslında çünkü bu projenin ana hatları o toplantıda belirlenmişti. Sonrasında TTSO bizi Tavşanlı’ya davet etti ve güzel bir gezi imkânı bulduk, Tavşanlı’yı keşfettik. Bu ikinci bir adım oldu. Projeyi biraz daha geliştirdik. Bu arada sadece Tavşanlı için değil tüm Kütahya, Türkiye ve İslam dünyası için faydalı bir çalışma olsun istedik. Bundan sonraki aşama Kütahya ili tanıtım programı olarak belirdi ve çerçevesini çizdik. Tabi asıl durak ve ilk olarak başlama yeri Tavşanlı.
M.U.: Bu proje tam olarak neyi kapsıyor, neyi amaçlıyor bize anlatır mısınız?
M.A.: Şimdi proje sadece Arap büyükelçileri ve Arap medyasını getirmekten ibaret değil. bu sadece ilk adım. Genel olarak düşündüğümüzde en az üç kademe var. Birinci kademede Kütahya ilini uluslararası platformlara nasıl taşıyabiliriz, nasıl tanıtabiliriz, Kütahya’nın genel olarak bu imkânlarını nasıl dünyaya tanıtalım, sorularından oluşuyordu. Şimdi bir yere yabancı yatırımcı veya turist getirmek için muhakkak profesyonel bir tanıtım hamlesi gerekiyor. Kütahya ilinin bir çok imkanları var ama maalesef Türkiye içinde bile hak ettiği ilgiyi görmüyor yani Türkiye içinde bile gerçek bir tanıtımdan yoksun. Yerli turistler bile başka şehirlere gidiyor. Neden Kütahya’ya gelmiyor? Gerçek bir tanıtım olmadı ve olmuyor maalesef. Uluslar arası arenada da hiç yok. O sebeple böyle bir proje yaptık, ilk adım nasıl tanıtalım, oldu. Çok güzel şeyler var Kütahya’da, doğa turizmi, termal turizm, madencilik, porselen, çini, seramik, leblebi ve daha birçok güzel şey var. Bunlar aslında yabancı yatırımcılar ve turistler için önemli, onları cezp edecek şeyler. Ha, niye bilinmiyor? Böyle bir proje geliştirilmedi daha önce. Bütün bu sebeplerle ilk adım tanıtım oldu. İkinci adım, Arap başkentlerinde Kütahya ili ve ilçeleri günleri. Burada Tavşanlı önemli bizim için. Tavşanlı’yı sadece Türkiye içinde değil biraz da uluslar arası platformlara da taşıyalım. Böyle bir Arap başkentlerinde, Katar’da, Tunus’ta, Riyad’da, Kahire’de… Böyle bir Tavşanlı ismi duyulsun. İmkanlarını tanıtalım, yatırım imkanlarını tanıtalım, kültürleri buluşturalım. Bunlar çoğalacak ve oralarda ekonomik ve kültürel günler olarak karşımıza çıkacak. Üçüncü önemli adım, Arap ülkelerden iş adamları ve iş heyetleri getirmek Tavşanlı ve Kütahya’ya. Bunların zaten üzerinde çalışıyoruz. TTSO ile güzel bir koordinasyonumuz var. Özellikle Suud Yatırım Ajansı ile Fas’tan, Suudi Arabistan’dan, Arap Birleşik Emirlikleri’nden başka Arap başkentlerinden olanlarla şu an çalışmalar devam ediyor. Muhakkak zaman alır hemen netice vermez ama şu an üzerinde çalışıyoruz. Dördüncü önemli safha görüyorum projede. O da termal turizm ve doğa turizmi. Niçin sağlık turizmi dediğimiz şey İstanbul, Antalya gibi yerlerde oluyor? Asıl merkezi Kütahya ve Tavşanlı. Belki Dumlupınar Üniversite ile böyle bir proje de geliştirmek istiyoruz. Kütahya’da doğa ve termal turizm konulu geniş katılımlı uluslar arası bir konferans düzenlemek istiyoruz. Hem yatırımcılar, hem uzmanlar, hem medya katılabilir, davet edilir. Projenin detayları bunlar. İlk adımı atıldı hayırlısı ile.
M.U.: Bu ziyaretler kapsamında kimler Kütahya ve Tavşanlı’ya geldi?
M.A.: Bu gezi ile iki önemli şey hedeflemiştik, Türkiye’deki Arap büyük elçileri, ticari ateşeler ayrıca da Arap medyası çünkü hedef tanıtım… Allah’a çok şükür Arap ülkelerden ve yurt dışından 20’den fazla Arap medyası mensubu geldi. Türkiye’deki yerleşik Arap medyası ile birlikte toplamda 35’e yakın Arap medyası mensubu vardı. Bu önemliydi çünkü en az 9-10 devlet kanalında ve ajanslarda haber olarak yer aldık. Suriye Devlet Haber Ajansı, Mısır Devlet Haber Ajansı, Fas Devlet Haber Ajansı, Kudüs Haber Ajansı vardı… Çok önemli televizyonlar vardı. El Arabiye, El Cezire, Kuveyt Televizyonu, Lübnan Televizyonu ayrıca daha bir çok tv. Kanalı, gazeteler, dergiler vardı. Hedefimizde bunlara ulaşmak vardı, ulaştık. Eskiden Kütahya ve Tavşanlı ile ilgili aramalarda pek bir şey bulunamazdı. Şimdi geziden sonra çok muazzam makaleler çıktı. Çok mühim dosyalar yayımlandı Arap medyasında. Ayrıca Arap televizyonları da belgesel hazırladı. En az 5 belgesel hazırlandı belki şu an ikisi yayına girdi. Bu bölge için çok büyük bir hizmet bu. Yani ilk gelenler Arap diplomatlar ve Arap gazeteciler.
M.U.: Muhammed Adil Bey, siz aynı zamanda Arap kökenlisiniz, Arapça biliyorsunuz, onlarla daha çok konuşma, bire bir sohbet imkanınız oldu,. Gelenler en çok ne ile ilgilendiler?
M.A.: Aslında her şeyle ilgilendiler. Dikkatlerini çeken bir şey vardı, hem İstanbul’a yakın burası hem Ankara’ya. Mesela birkaç Arap büyükelçi ile konuştum diyor ki, “Biz Ankara’da yaşıyoruz ama hafta sonları Bolu’ya gidiyoruz, Afyon’a gidiyoruz, Balıkesir’e gidiyoruz. Burayı bilmiyorduk, ilk defa keşfettik. Doğası, termal kaynakları, turizm imkânlarıyla çok ilgilendiler. Bundan sonra eminim Türkiye’de yaşayan Arap büyükelçileri, gazeteciler, diplomatlar hafta sonlarını ve tatillerini değerlendirmek için burayı da listelerine alacaklardır. Özellikle leblebi ile ilgilendiler. Neden? Leblebi Tavşanlılar için normal bir ürün, sonuçta alışık oldukları bir şey. Bizim için çok yeni, farklı bir tat. Tunus gibi birkaç ülkede leblebi var gerçi ama diğerlerinde yok ve olanların da tadı, lezzeti, şekli farklı. Kokusu falan muazzam leblebinizin. Bir arkadaş demişti mesela, “Ben ilk defa çikolatalı leblebi gördüm.” Bu kadar çok leblebi çeşidi onlar için güzel bir keşif. Umarım onlar için güzel ve yeni bir ziyaret yolu açılacak Tavşanlı ve Arap ülkeleri arasında. Özellikle dikkatlerini çeken güzel sanatlar, çini, porselen gibi şeylerle ilgilendiler. Aslında ilgilendikleri en önemli şeylerden biri de Kütahya ve Tavşanlı’nın köklü tarihi oldu. Eski medeniyetlerin beşiği olması dikkatlerini çekti. Herkes ilgiliydi çünkü güzel bir şehir keşfettiler, yeni bir şeyler keşfetmenin hazzını tattılar.
M.U.: Sayın Adil, Kütahya’dan bahsederken, özellikle madencilik alanında, bor ön planda gelir. Dünyada en çok bor madenin olduğu yer Türkiye ve Türkiye’de de Kütahya birinci sırada. Bor ile ilgilendiler mi, bor onların dikkatini çekti mi?
M.A.: Muhakkak önemli bir etki oldu ama unutmayalım gelen heyetler teknik heyetler değil, iş adamları da değil. Bunlar diplomatlar ve gazeteciler. Bu sebeple çok fazla bor konuşması olmadı. Bu doğal da zaten. Bordan bahsedeceklerdir yine de ama kimi ilgilendirir en çok? Gelecek olan yatırımcıları ve iş adamlarını. Organizasyon aşamasında zaten güzel bir dosya hazırlanması konusunu konuşmuştuk. Güzel ve kapsamlı bir dosya hazırladı oda. Tanıtım sunumları da yeterli seviyede oldu. Şimdi tanıtıma yönelik çalışmalar yapıldı. Gelecek olan heyetlerle genel tanıtıma yönelik değil de özelde ticarete ve özel ilgi alanlarına yönelik tanıtımlar olması gerekiyor, ben öyle düşünüyorum. Özellikle Suud Yatırım Ajansı ile değerlendirmeler yaptım. Tavşanlı’dan çok bilgilendirilmiş ve memnun olarak döndü. Belediyeden olsun Ticaret Odasından olsun çok büyük bir ilgi gördüler. Onlar iki önemli nokta üzerinde duruyorlar. Bir, Tavşanlı sanayi bölgesinde, buna önem veriyorlar. İkincisi termal ve doğal güzellikler. Bölgenizde hem yeşillikler var, hem termal var, hem doğal ve tarihi güzellikler var. Arap turistler için çok uygun bir yer. O nedenle orada en azında yıldızlı bir tatil köyü olması gerekiyor. Bu konuda Suud Yatırım ajansı nasıl bir yatırımcı bulabiliriz, şeklinde kafa yoruyor.
M.U.: Muhammed Adil Bey son olarak bu proje ile ilgili genel bir değerlendirme rica ediyorum sizde.
M.A.: Biz Tasca olarak görevimizi iyi yaptık, buna hiç şüphemiz yok. Sadece Tasca ile olacak bir iş değildi zaten. İyi bir koordinasyon lazımdı. Öyle de oldu. Bu proje için en büyük katkı Tavşanlı’dan yani Tavşanlılılardan gelmiştir. Muhakkak Kütahya Belediyesi ve diğer yerler de katkı sağladı ama maddi ve manevi anlamda bu işi üstlenen Tavşanlı olmuştur. Tasca olarak bütün kurum, kuruluş ve kişilere teşekkür ediyorum. Ticaret Odası başkanı Davut Efe ayrıca belediye başkanı Mustafa Bey ve tüm belediye çalışanlarına da teşekkür ediyorum. En önemlisi de Sayın Mustafa Göktekin Bey ve Hasan Hüseyin Çakmak kardeşimize teşekkür etmek isterim. Bu iki önemli kişi Tavşanlı’yı gerçekten iyi temsil ettiler, zamanlarını verdiler, inanılmaz bir işbirliği yaptık onlarla. Tavşanlı medyasına, Tavşanlı’da ilgilenen herkese teşekkür ediyorum. Tavşanlı’yı unutmak mümkün olmayacak bütün sergiledikleri o güzelliklerle.
(Röportaj Mustafa Göktekin Beyin telefonu ile yapılmıştı. Bu arada Mustafa Bey söze girip o da bütün Tavşanlılılar adına Tasca’ya ve Muhammed Adil Bey’e teşekkür etti. )
Bu projenin ilk adımı güzel geçti. Bunun devamı gelmesi gerekiyor. Bu her şeyi bitirdik anlamına gelmiyor. Asıl ağırlığı gelecek projeye vermek gerekiyor. Yani bu şu demek değil, Kütahya ve Tavşanlı’yı dünyaya tanıttık artık kapıda yatırımcı ve turist bekleyeceğiz. Asıl bundan sonrası önemli dediğim gibi. Halktan beklentiler olacak bundan sonra başarılı organizasyonlar devam etmeli. Bundan sonraki projeleri Tasca, Ticaret Odası veya belediye devam ettirmeyecek sadece. Bundan sonra herkes görev almalı. Herkes bu konularda görev almalı. Artık durakta beklemek yok. İleride Arap iş adamları, heyetler gelecekler ama yatırım yapmak zorunda da değiller. O yüzden herkese görev düşüyor. En iyi şekilde onlarla ilgilenecek ve imkânlarını tanıtacaklar. Onları teşvik etmek için neler yapılması gerekiyorsa herkes üzerine düşeni hesaplamalı. Tavşanlılı iş adamları her türlü kolaylığı uygun yolu onlara gösterecek, onları ikna edecek ki Arap iş adamları ve heyetleri Tavşanlı’ya kazandıralım. Madem ki beklentilerimiz var herkes üzerine düşeni yapacak bu iş sadece Tasca’nın veya ticaret odasının işi değil, tüm Kütahyalıların ve Tavşanlılıların işidir, bunu anlamamız gerekiyor.
M.U.: Muhammed Adil Bey bilgilendirme ve bu güzel sohbet için teşekkür ederim.
M.A.: Ben de teşekkür ederim Tavşanlı’nın bu yakınlığı için.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder