meal etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
meal etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Mayıs 2016

Meal Okuma Meselesi

“ MEAL OKUMA” MES’ELESİ
Ali Uslu / İlahiyatçı 
(Sosyal medya hesabından, izni ile alıntı yapılmıştır.) Son yıllarda Kur’an-ı Kerim meali okumakla ilgili TV. de yapılan birkaç konuşmaya rastladım. Bazıları israrla(özet olarak) şu fikri savunuyorlar:
“Kur’anı anlamak için sadece mealinden okunsanız yanlış hükümler çıkarabilirsiniz.Günaha girersiniz hatta bazı durumlarda dinden çıkarsınız.”
Önce size şu soruyu sorayım.Bugün Arapça konuşulan, dili Arapça olan ülkelerdeki kişiler Kuran’ı originalinden (Arapça olarak) okuduklarında nekadar ve nasıl anlıyorlardır?
El cevap:
Eğer kökü bir dini tahsilleri yoksa, bu kişilerin Kuranı okuduğu zaman anladığı şeyle, aynı seviyedeki bir Türk’ün meal okuduğunda anladığı şey birbirine yakındır.. Daha açık bir ifadeyle mesela:Bizim fen lisesine giden bir öğrencimizin, meal okuduğunda anladığı şeyle,Suriye ve Mısırda Kuran okuyan Fen lisesi ayarındaki bir lise öğrencisinin anladığı şeyler birbirine yakındır.
Yani meal okunduğunda yanlış anlaşılabilir diye” meal okumayın” derseniz ;Aynı mantıkla Arapça konuşan ülkelerin çocuklarına da Kuran okumayın demeniz gerekir.
Kur’anın bir çok ayetinde ayetlerden öğüt almamız istenir. Öğüt alabilmemiz için ise okuduğumuzu anlamamız gerekir.Anlayabilmek için de ya Arapça öğreneceğiz (ki bu birçokları için çok zor) Ya da mealinden okuyacağız.
Kamer suresinde dört kez “ANDOLSUN, BİZ KUR’ANI DÜŞÜNÜLÜP ÖĞÜT ALINSIN DİYE KOLAYLAŞTIRDIK.ÖĞÜT ALAN YOK MUDUR?” Buyurulur. O zaman Kuran kolay kolay anlaşılmaz diyenler biraz daha düşünsünler.Kur’anın öğüt alınacak yerleri genelde kolaylıkla anlaşılır ve dersler çıkarılır.
Kur’an meali okuyarak herkes kapasitesine göre öğütler alabilir,dersler çıkarabilir.Fakat hüküm çıkaramaz.Hüküm çıkarmak alimlerin işidir.
Yani;KURANDAN DERSLER ÇIKARMAK BÜTÜN MÜSLÜMANLARIN İŞİ, HÜKÜM ÇIKARMAK İSE ALİMLERİN İŞİDİR.”
Mealden hüküm çıkarmaya çalıştığımızda yanlışa düşebiliriz.
Şöyle bir örnek versem umarım hata olmaz.Biz, tıpla ilgili,sağlıkla ilgili kitaplar okuyarak sağlıkla ilgili bilgiler edinip dersler çıkarabiliriz.Fakat ilaç yazmaya başlarsak haddimizi aşmış oluruz.
Değişik birkaç mealden okursak ayetlerdeki maksadı daha iyi anlayabiliriz.
Not: Kuranda benim öğrendiğm bilgiye göre sadece 216 ahkam ayeti (Hüküm bildiren ) ayet var.O ayetleri daha iyi anlayabilmek için fıkıh kitaplarına müracaat edilebir.
______________
Edebya not:

05 Mayıs 2016

Yeni Meal mi Yeni Kur'an mı?

 

Tevhîd-i Kur'an Meâli (!)Yeni Meal mi Yeni Kur'an mı?

Bir arkadaşım vasıtasıyla sosyal medyadan haberim oldu ve yazarından istedim. (Türkiye çapında her isteyene kargo bedeli bile olmadan tamamen ücretsiz gönderiliyor.) Hemen sonrasında kargo ile adresime geldi. Yazarı İsmail Dinçer.
Çalışmanın ismi çok ilgimi çekti. Zaten açıklamasını da kitapta şöyle yapmış: "İnsan vücudu bir kitaptır... Her varlık ve tüm kainat yayılmış bir kitaptır... Mushaf-ı Şerif dediğimiz de bir kitaptır... İşte kişi, vücut kitabını ve varlık kitabını ve Mushaf-ı Şerifi bir birlik içinde okumalıdır..."



Resim 1

Yazar kitabın en başında teşekkür yazısı koymuş... (Resim 1)
Orada yazan isimler şunlar: Hasan Fehmi Tezdoğan ve talebesi Recep Ender Kocaman. Basit bir arama ile ikisinin de Melami şeyhlerinden olduğunu öğrendim. Yazar meal yazma isteğini onlardan aldığını söylüyor. Meal çalışmasını karşılaştırma yaparak ve çok iyi olmayan Arapçamla biraz okudum. Yetmedi bir kez daha okudum bazı yerlerini. Doğrusu bunun bir meal çalışması olup olmadığı hususunda kuşkularım var. Bence bu bir meal çalışması değil sadece Kur'an'a bakıp kendi yorumlarını ve anlayışını yazmış olmalı.

Yazar kitabın önsözünde şunları yazmış:


Resim 2

Yani bizim anladığımız gibi bu Kur'an Cebrail vasıtasıyla Allah tarafından gönderilmiş değilmiş. Peygamber onu enfusi (sezgileriyle iç aleminden) okumuş ve bize aktarmış. (Resim 2)
Gayet ilginç. Dini yorumlamak değil bu, yeni bir din tanımlamak olabilir belki.


Resim 3


Yazar yine önsözde, (Resim 3) vahdet-i vücut ilkesinin temellerini vermiş ve öyle devam etmiş. Felsefi bir kaynağı olan vahdet-i vücut anlayışı burada da karşımıza çıkıyor.



Resim 4

Yazarın din anlayışı Kur'an'ın getirdiğinden çok farklı anladığım kadarıyla. Yukarıdaki cümleleri okuyunca (Resim 4) ne anlıyorsunuz? Peygamber bir iştiyakla sezgileri vasıtasıyla bunları bize bildirmiş. Yine ortada Kur'an'ın anlattığı vahiy süreci yok.


Resim 5
Çok istersek belki biz de okuduklarımızla nebi ve resuller seviyesine gelebiliriz mi, diyor (Resim 5) yoksa ben mi yanlış anlıyorum?


Resim 6
Yine burada da vahdet-i vücut karşımıza bu şekliyle çıkıyor. Yani şu: Yaratan ve yaratılan ayrımı (Allah ve kul) yok. Her şey Tanrı. Zira o görüşe göre her şey tanrının kendi özünden, nurundan taştığı için (yaratılma değil taşma) öyle oluyor.

Şimdi örneklere geçelim...

Fatiha Suresinin yorum denemesi (meal demiyorum)


Resim 7
Fark ettiyseniz 1. ayet besmele ve yazarın çeviri denemesi. Tasavvufi ve felsefi bir meal denemesi olmuş ve sanırım bedava dağıtarak insanları kazanmak istiyorlar. Belli bir çerçevede başarılı da olacaklarını sanıyorum.

Kevser Suresi denemesi


Resim 8

(Meal karşılaştırması için site tavsiyesi: http://www.kuranmeali.com/index.asp)

Zuhruf denemesi

1- Ha, Mim

2- Her varlık apaçık bir kitaptır. وَالْكِتَابِ الْمُب۪ينِۙ

Gerisini siz tahmin edin...

Kaf Suresi denemesi

1-2- Kaf. tüm varlık kitabında yüce hakikatler vardır. تَنْز۪يلُ الْكِتَابِ مِنَ اللّٰهِ الْعَز۪يزِ الْعَل۪يمِۙ

Gerçek anlamlarını herhangi bir mealden kontrol edince komediyi fark edeceksiniz.

Kadir suresi denemesi

1- Cehaletin karanlığından kurtulup, tüm varlığı tutan Kudret’i anlamanız için o hakikatleri sunduk.

2- Sen cehaletin karanlığından kurtulmanın ne olduğunu, tüm varlığı tutan Kudret’i bilmezdin. 3- Hayırlı olan; cehaletin karanlığından kurtulup, tüm varlığı tutan Kudret’i anlamak, açığa çıkan tüm varlığın geldiği Öz’ü anlamaktır.

4- Her varlıktaki güç ve Ruh O’ndan gelir. Her varlığı vücutlandırmada yetkili olan O‘dur, tüm varlıktaki işleyiş O’dur.
5- O’nu anlamak selamet bulmaktır, aydınlığa ulaşmaktır.

(Basit bulduğunuz hatta sevmediğiniz belki de en güvendiğiniz meallerle karşılaştırınız mutlaka.)

Daha fazla örnek ile uzatmaya gerek yok, sanırım mesele anlaşılmıştır. Bedava bir şey yoktur. Her şeyin bir bedeli vardır.


Not: Melamilik nedir, sorusunu Google'a sorabilirsiniz. Korkmayın kötü bir şey değil :) Felsefe ve tasavvuf öğrenmek ürkütmesin sizi.