20 Ekim 2009

KADIN VE CAMİ, DENEME BİR, İKİ


KADIN VE CAMİ, DENEME BİR, İKİ
Hatırlayacaksınız, “Sorularım var kim cevaplayacak?” diye sormuştum. Cevap almayı uzun süre bekledim. Birkaç cevap geldi. Sağ olsunlar. Özellikle kadınlar ve cami hususunda aldığım uyarılar vardı. Soruları değerlendirmeye oradan başlayalım istiyorum hem ilçemizde bu yönde bazı gelişmeler de oldu. Diyanet İşleri Başkanlığı ülke çapında kadınların Cuma namazlarına gelebilmeleri için camiler tayin edilmesini istedi. İlçemizde de Arifağa ve Yeşil Camii kadınların Cuma namazına gelebilmeleri için uygun yerler olarak belirlenmiş. Bu gelişmeye sevindim. Diyanet nihayet böyle bir gerekliliğe inanmış.
Aslında şöyle bir durum da var: Ne büyük lütuf! Erkek egemen Müslümanlar lütfetmiş de kendi hakları olan camileri kadınlara da açmışlar. Vay ne büyük bir lütuf. Ne kadar tuhaf olduğunu siz de fark etmiş olmalısınız. Neden tuhaf? Ee, cami erkeklere aittir. Erkekler hakkınızı savunun. Onlar camiye gelirlerse hatta çocuklardan sonra hemen erkeklerin arkasında hem de aynı mekânda saf tutarlarsa, hatta cami avlusunda erkeklerle karşılaşırlarsa ne olur hiç merak ettiniz mi? Kıyamet kopar, ahlaksızlık olur! Zina olur! Edepsizlik olur, terbiyesizlik çıkar, rezalet olur, skandal patlar?!
Öte taraftan cuma pazarında gezenler, cumartesi günü pazarda dolaşanlar, marketlerde, bayramlarda kalabalığın içinde sıkışanlar, konserlerde meydanda konserve kutusundaki gibi iç içe duranlar, bütün sosyal ortamlarda erkekler gibi kendine güvenleriyle aramızda bulunanlar bizim kadınlarımız değil. Onlar o günlere özel uzaydan iniyorlar!

Durum böyle ama kadınlar yine Cuma namazlarına gelmiyorlar. Peki neden? Diyanet bu sorunun peşinden niçin gitmiyor? Hatta erkeklerin niçin vakit namazlarına gelmediğini, camilerin çeyreğin de yarımı, yarımın da çeyreği bir kapasite ile namaz vakitlerini eda ettiğini bunun neden böyle olduğunu sormuyor kendi bünyesinde? Böyle bir araştırma yayınladı mı Diyanet? Rastladınız mı hiç? Sosyal araştırmalar da yapmak zorunda değil mi kendi alanıyla ilgili olarak? Camiler niçin boş kalıyor, insanları camiye nasıl çekebiliriz sorusunun birkaç duyarlı imam-hatip tarafından sorulması yeterli midir? Bilmiyorum.
Kadınlar yine de Cuma namazlarında yoklar. Çünkü kadınlar yıllarca aşağılandıklarının farkındalar. Onları küçümsedik, değerlerini düşürdük ve bizim de değerimiz düştü. Hem bizim değerimiz daha da düştü. Bizi yetiştiren o kadınlar değil mi? Onlar gelmeyince camiye, çocuklarımızı da getiremedik. Çocuklarımız camisiz büyüdüler. Genç olduklarında camiden uzak kalmanın ne olduğu üzerinde durmadılar. Zaten bilmedikleri bir ülkeyi nasıl özlesinler? Kadınlar vakit namazlarına hatta sabah namazına bile (Bile demek zorunda kalıyorum, düşünün artık.) geliyorlardı. Geçelim.
Diyelim ki artık onlar da camilerde kılmak istediler namazlarını…
Erkek otorite cami derneği onlar için abdest alacak yer ve, af edersiniz, tuvalet düşünmemiştir. O yüzden onca erkeğin içinde nasıl abdest alacak? Etrafınıza bir bakın, birkaç cami dışında hiçbir camimizde bayanlar için tuvalet ve lavabo yoktur. Bunun anlamı, “Burada ne işiniz var?” sorusuyla karşılanır ancak. Kadınlar camiye gelmezse ne olur sorusunun cevabını merak edenler hiç mi etrafına bakmıyor? İşte tam da bugünkü hal ortaya çıkar, çıktı da. Bayanların camiye teravih için geldiklerinde de görüyorsunuz, tecrit edilmiş haldeler. Düşünüyorum da bu yazdıklarım Türkiye için çok mu erken çok mu geç? Cemaat diye bilinen klişe adamlar ne düşünür, din yetkilileri (!) ne düşünür, babalar, kocalar, dayılar, teyzeler ne düşünür?
Bu konuda duyarlı bir okuyucumdan gelen yorumu size aktararak devam edeyim: Merhaba, bu yazıyı daha önce gazetede okumuştum. 1-2 sorunuzun cevabını kendi açımdan cevaplandırmak için buraya geldim. (İnternetten cevaplandırılmıştır.) Bayramdan önce hutbede, kadınların Arifağa ve Yeşil camiinde bayram ve cuma namazlarına gelebileceklerini söylemişler. Bayram namazı için Arifağa’ya gittik, kimsenin geleceğini tahmin etmedikleri için(!) yer ayırmamışlar. Bizim için boşalttılar kadınların bölümünü. (Tabi insanları rahatsız ettiğimiz için biraz sıkılarak girdik camiye.) Bizim aileden 4 kişiydik ve başka kimse gelmemişti.
Yeşil caminin kadınlara ayrılan bölümü ayrı diye uzak olmasına rağmen 2 hafta önce cuma namazına oraya gittik. Kadınların bölümünde de erkekler vardı üstelik yazı da yazılmış “Cuma günleri kadınlara ait değildir.” diye. İnsanların garip bakışlarıyla geri döndük. Müftülüğe gittik durumu anlattık. Bu cuma Arifağa’ya gittik yine sadece biz vardık tabi. İnsanlar alışmadığı için yine tuhaf bakışlar vardı. Hoca bundan sonra hanımlar da arkadaki bölümde kılacak onların geçişine izin verelim girişleri boşaltalım gibi duyurular yaptı ama ben bekledim ki siz de eşlerinize kızlarınıza söyleyin gelsinler diyecek. Demedi. Şimdi ben de soruyorum: Neden daha fazla insana duyurulmuyor? O kadar çok camimiz var, neden bizim için daha uygun bir cami gösterilmiyor? (Girişi farklı, daha az kalabalık vs vs ) Cevapları bulursanız bana da söyleyin. Yorum biraz uzun oldu sanırım kusura bakmayın, aslında daha yazacaklarım vardı, kısa kestim. İyi günler…
Konu devam edecek siz duyarlı olursanız ben de yazmaya devam edeceğim. Bunları yazmaktan bir tek muradım var: Çocuklarımız ve kadınlarımız da camiye gelsin ve cami eskisi gibi hayatımızın merkezi olsun. Onlar gelmeden toplum camiye gelmeyecek. Çocukluğunda camiyi tanımayan ihtiyarlığında da tanımaz çünkü. Üç-beş ihtiyarla cami ancak çınar altı olur. Nitekim öyle. Camileri çınar altı olmaktan kurtaralım. Belediye de camilere hane numarası olarak eskiden olduğu gibi yine “1” numarasını verebilsin.
 _________________________________________________________________________
Müjde!!! 10 Ağustos 2010 tarihinden itibaren artık tabela böyle.
SÜREKLİ HANIMLARA AİTTİR. (Cuma namazı dahil.)


7 yorum:

  1. çok teşekkür ederiz, hislerimize tercüman olmuşsunuz.
    insanlar "ne arıyor bunlar cuma vakti" der gibi bakınca kaçar gibi çıkmıştık yeşil camiden,keşke yazının fotoğrafını çekseydik demiştik:)

    cuma günü biraz zor ikna ettik annemleri.. kimse gelmeyecek yine 50-60 kişilik yeri işgal etmiş gibi hissedeceğiz kendimizi diyorlar. doğru.. belki ilerde çoğalır cemaat diyorum ama kime söylediysek pek dikkate alınmadı.neyse...

    bakalım yeni müftümüz bu konu ile ilgilenecek mi..

    YanıtlaSil
  2. Hocam bunlar Yaşar Nuri gibi ne idüğü belirsiz adamların ortaya attığı şeyler. Kadınlara Cuma namazı farz değildir, Yaşar Nuri'nin ortaya attığı bir saçmalığın peşinden gidiyor maalesef insanlar.

    Kadınların camiye gelmesine kimse karşı çıkmaz ki. Zaten camilerde kadınlara ayrılan yerler vardır.

    Lütfen bu konularda gerçek fâkihlerin eserlerinden yararlanın...

    YanıtlaSil
  3. maalesef bazı insanlar da karşısındakinin fikrini beğenmeyince bir sıfat yakıştırıveriyorlar.. ne kadar tahammülsüz bir millet olduk.

    ben yaşadığımız sıkıntıları paylaştım, sanki yalan söylüyormuşum gibi "Zaten camilerde kadınlara ayrılan yerler vardır" diyorsunuz. fotoğrafta da görüldüğü gibi cuma günleri yok bazı camilerde..

    gerçek bir fakih olduğuna inandığım Sayın Mustafa İslamoğlunun sitesinden bir link ekliyorum;

    http://www.mustafaislamoglu.com/203_Cuma-Namazi.html

    size göre "bir saçmalığın peşinden giden insan" olarak herkesin aynı görüşte olmasını beklemiyorum tabiki, ama saygı bekliyorum..

    YanıtlaSil
  4. Sayın Mustafa İslamoğlu'nun cevabını buraya alıntılıyorum. 1-Cuma namazı... Bu konuda bazı hocaların 80'lerde açtıkları tartışma yanlıştı. Yanlış bir zeminde yanlış bir fıkıh anlayışına dayanıyordu. Sonucu da acı oldu.
    a. Cuma'yı farz kılan Kur'an'dır. Cuma suresinden önce Medine'de cumanın kılınmış olması gerçeği bunu değiştirmez.
    b. Usul kuralıdır: Nasla sabit olan içtihatla sakıt olmaz.
    c. Cuma konusunda menfi tutum takınan hocalar özellikle Hanefilerin "izn-i imam" şartını ileri sürerler. Bu şart istidlal yoluyla delillerden çıkarılmış içtihadi bir şarttır. Şafii'nin 40 kişi şartı, yine müşterek olan bir beldede tek mescid şartı, büyük yerleşim birimi şartı gibi tüm şartlar cumanın "sıhhat şartı" olamazlar. İçtihadidirler. İçtihadi hiç bir şart cuma gibi bir farzı mümin kulun boynundan düşürmez. Bununla birlikte elbette imamın şuurlusunu seçme hakkı, cumanın ruhunu katleden bir hutbe ve hatiple karşılaştığımızda camiden çıkma hakkı, protesto etme hakkı bakidir ve vardır. Bu hakların yukarıdaki tartışmayla bir ilgisi yoktur.

    2- Kadın erkek her mümine farzdır. Bu farzı diğer farzlardan ayıran "ikameli" farz olmasıdır; yani cuma herhangi bir mazeretle kılınamadığında yerini öğle namazı alır. Kadınlar mazeretleri varsa öğleyi ikame ederler. Allah Rasulü onlara bu konuda ruhsatı genişletmiştir. Ama kılmalıdırlar. Bunu ruhsattan çıkarıp kılmamayı azimet yapmamalıdırlar.

    3- Bu sorunun tüm otoritelerce tek cevabı vardır: Evet, düşer. O zaman bu cevabın sahibine şu soru sorulur: Peki be mübarek, bir nafile bir farzı mükellefin boynundan sakıt kılar mı? Bu sorunun cevabı da ilim, ittifakla “bir nafile bir farzı mükellefin boynundan düşürmez” şeklindedir. Şu halde dönüp sormamız lazım: O halde, Cuma namazının her mükellef mümin kadına da farz olduğunu sen kendin söylemiş oluyorsun. Netice: Cuma farzı öğle fazıyla niyabet ilişkisine sahiptir. Kılanın boynundan öğle düşer, kılamayana öğlenin farzını kılmak farz olur. Sefer vö. gibi Mazereti olanlara Cuma’yı kılmama ruhsatı verilmiştir. Kadınların üstlendikleri yük, onların ruhsatının daha geniş kılınmasına yol açmıştır. Bu ruhsatın geniş olarak kullanılması Cuma’yı farz kılan ayetin kapsamına kadınların girmediği sonucunu getirmez. “Siz ey iman edenler” diye başlayan A-ayet umum ifade eder. Hanımlar Cuma kılmama ruhsatını ruhsattan çıkarıp azimete dönüştürmemelidirler.
    Kaynak: http://www.mustafaislamoglu.com/203_Cuma-Namazi.html

    YanıtlaSil
  5. "Al birini vur ötekine" deyimi tam da buna göre biçilmiş kaftan...

    Bana Asr-ı Saadet'ten bir tablo gösterin ki kadınlar Cuma namazı kılıyor olsun...

    YanıtlaSil
  6. Asr-ı saadette kadınlar her cumaya gidiyordu bildiğim kadarıyla. siyer kitaplarında hep kadınların cuma namazlarındaki itirazları falan geçer. Hatta Hz. Ömer'e itiraz eden bir kadın vardır Hz. Ömer hutbedeyken.
    M.İslamoğlu hakkında az şey biliyorsun sanırım Recep kardeşim.

    YanıtlaSil
  7. Merak etmeyin yeterince bilgim var hocam. Allah ıslah etsin diyelim... Şu an yolculuk için hazırlanıyorum. Bu konu ile alakalı detaylı bir yazı yazacağım şu karmaşıklıkları atlattıktan sonra...

    YanıtlaSil