09 Haziran 2011

UFAK SANDIĞIMIZ SORUNLAR

UFAK SANDIĞIMIZ SORUNLAR
Şeyma Yılmaz
Gece yarısı olmak üzere en geç onda uyuması gereken kızım hala uyuyamadı. Düğün yapmak çok güzel ve eğlenceli bir olay düğün sahipleri için. Bunu anlayabilirim, ama onları tanımayan benim için eğlenceleri tam anlamıyla işkence. İnsanlar hayatın değiştiği gerçeğini fark edemiyorlar bazen ya da bazı zevklerinden vazgeçmemek uğruna görmezden geliyorlar gerçekleri. Mesela köyden şehre gelip inek, tavuk beslemeye çalışan insanları düşünün; şehir ortamı bu tarz hayvanları beslemeye müsait olmadığı için herkesi zor durumda bırakırlar. Konu komşu perişan olur çünkü zemin toprak değil betondur bu da korkunç bir kokuya sebep olur. Hayvanlar caddelerden geçirilip belediye parklarında otlayarak dolaşır. Ben bu sokak eğlencelerinin durumunu da biraz buna benzetiyorum. Eskiden bu kadar sorun teşkil etmiyordu belki. Tavşanlı küçük bir kasabaydı, araç sayısı azdı, insan sayısı azdı. Şimdilerde ise Kütahya’nın en gelişmiş ilçesi. İnsan ve araç sayısı da arttı. Caddelerin trafiğe kapatılıp kınaya tahsis edilmesi insanları sıkıntıya sokuyor. Gürültü zaten başlı başına bir felaket. Herkes aynı mutlu ruh halini paylaşamıyor maalesef. Diğer insanların hastası olabiliyor, küçük çocuğu olabiliyor, ertesi gün mesaisi erken başlayabiliyor, sınava çalışması gerekebiliyor… Yani düğün yapan zevk alacak diye diğer insanlar mağdur oluyor.
Merak ediyorum bu eğlenceyi cadde ortasında yapmak ne kazandırıyor insana? Pekala, erkekler de biz kadınlar gibi düğün salonlarında yapabilir eğlencelerini. Ya da illa açık hava da olması gerekiyorsa şehir dışında alanlar tahsis edilip, sadece buralarda yapılmasına izin verilebilir mesela. Kır düğünlerinin yapıldığı mekanlar gibi. Ben belediye başkanımızın sorun çözme ve başladığı işi bitirme konularındaki hızına hayranım doğrusu. Bu konuya da bir an önce çözüm bulabileceğine inanıyorum.
Bir de o kınalarda çalınan şarkılara değinmek lazım açıkçası ben böyle ortamlarda bulunmadığım için durumun vahametinin farkında değildim. Ta ki komşumuzun düğünü olana kadar. Çalınıp söylenen şarkıların neredeyse yarısı evli kadınlara yazılmış evlilik içindeki aldatma olaylarını teşvik eden sözlerle dolu. Bu nasıl bir mantık Allah aşkına? Evlilik toplumun ahlaki yapısını korumak için kurulan bir birliktelik değil mi? Doğacak çocuklarımızın sulbünün düzgün olması için evliliğin korunması gerekmez mi? Bu kutsal birlikteliğin başlangıcındaki eğlence de gayri meşru ilişkilerin konu edildiği şarkılarla güle oynaya eğlenilmesi normal geliyor mu size? Çok ayrıntı geliyor olabilir bazılarınıza ama bence bu şarkılar böylesine ahlaksız durumları insanların gözünde normalleştirmektedir. Daha evliliğin ilk adımı olan düğünde bile aldatmaların konu edildiği şarkılarla toplu halde eğlenilmesi bence çok içler acısı bir durum.
Unutmayalım bu ayrıntılar da bir tür bilinç uyuşturucusu. Hayatımız ufak ufak etkileyerek büyük sorunları göremez hala getiriyorlar bizi.

1 yorum:

  1. Aslında haklısınız,ayrıntı önemlidir.Keşke değindiğiniz konuları daha geniş kitlelere ulaştırabilseniz.Evet maalesef köyden ilçemize göç edenler,hala kentlileşemiyor.Kendi sıkıntımı dile getireyim,belki size bir konu açar.6 kapı ilerdekikomşumuz, beton olan bahçesini yıkıyor ve pis sular sokağa(yiğit sokak) aka aka köşeden benim kapının önünden geciyor(fazilet sokak) kendisi temizleniyor,komşularına verdiği rahatsızlık aklına gelmiyor.Aynı sokakta halı yıkayıp pis sularını sokağa akıtanlarda mevcut.Çözümü var aslında,Belediyeye şikayetde bu seferde gene geçimsiz insan siz oluyorsunuz.Farkındayım kendi derdimi dökmüş gibi oldum,yazılarınız güzel diyerek noktalayayım.

    YanıtlaSil